Başkan Altınok Öz: “Halk bana güveniyor, ben de halka güveniyorum”

Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz, Ortak İdealler Derneği Türkiye’nin düzenlediği ‘Yetkinin ötesinde liderlik’ toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Altınok Öz, “Halk bana güveniyor. Ben de halka güveniyorum. Halkın gözlerine bakınca ne söylemek istediklerini anlıyorum.” dedi.

Başkan Altınok Öz, Ortak İdealler Derneği Türkiye’nin Büyükada Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirdiği ‘Yetkinin ötesinde liderlik’ toplantısına katıldı. Kartal Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nün organize ettiği ve Meridyen Liderlik programı içerisinde düzenlenen “Yetkinin ötesinde liderlik” konulu toplantıya Ortak İdealler Derneği Türkiye Direktörü Ayşegül Gürer, Program yöneticisi Burcu Sahbaz ve Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Dr. Dilek Kars da katıldı.

Başkan Altınok Öz yaptığı konuşmada, “2009 seçimlerinde aday oldum. Arkadaşlar halka ne anlatacağım ve neler konuşacağıma dair çalışmalar yaptılar. Notlar halinde hazırladılar ve bana verdiler. Bir Pazar sabahı sivil toplum örgütleri ile kahvaltı edeceğiz. Eşim de yanımda. Karşımda insanlar. Kürsüye çıktım. Hayatım genel cerrah olarak geçti. Ağzımı kapamışım elimle iş yapmışım. Bir taraftan da eşime bakıyorum. Bakarken eşim kalktı gitti. 2-3 dakika karşımdaki insanlara baktım onlar da bana baktı. Birden aklıma geldi -siyasetçi değil de Doktor Altınok Öz olsana- dedim. Kendimi anlatmaya başladım.” dedi.

Halk bana güveniyor

İnsanların gözlerine baktıklarında kendisine güvendiklerini belirten Başkan Altınok Öz, “Kendinizden emin olun. Yolumda yürüyorum, kim ne derse desin. Yönetici olarak halkın ihtiyaçlarını biliyorum. Bu halkı tanıyorum. Gözlerinden bana ne söylemek istediklerini anlıyorum. Dolayısıyla ben halka güveniyorum, halkta bana güveniyor. Siz yönetici olarak doğru iş yapıyorsanız halk sizin yanınızda olur.” diye konuştu.
Hayat detayda vardır

Yöneticinin detaylara önem vermesi gerektiğine dikkat çeken Başkan Op. Dr. Altınok Öz, “Hepimiz toplumda eşitiz. Sadece aradan sıyrılacak olan, sakin olan, bilgisini biraz daha öne taşıyan bir adım öne çıkıyor. Bunu yapabilirsen başarılısındır. Hayatta detayları yakalayıp öne çıkıyorsunuz. Biz Kartal Belediyesi ada tesislerini aldığımızda doğayı bozmadan demir kazıkları çakıp plato haline getirirsek orası güzel bir oturma alanı ya da havuz başı olabilir dedik. Hayat detayda vardır. Başarı da detayda vardır.” diye konuştu.

Hayat ipiniz elinizde olsun

Bir yöneticinin konulara hakim olması gerektiğine de değinen Başkan Altınok Öz, “Eğer hayat ipiniz elinizdeyse, hayatınızı siz yönlendirebiliyorsanız başarı kaçınılmaz oluyor. 33 yıl hekimlik yaptım. Bir baktım ki, her on yılda bir sağlık sistemi değişiyor. 2005 yılında doktorluğu bırakayım dedim. Çünkü 65 yaş memur için sınır. Ondan sonra mecburi emekli oluyorsunuz. Eğer emekli olursanız, özel hastane ya da Kızılay’da doktorluk yapıyorsunuz. Üçgen içinde hayat sürersiniz. Onun için 55 yaşında emekli oldum. Çiftçilik yapmaya başladım. Türkiye’de sanayi tarzında ceviz işletmeciliğinin ve ceviz bahçesi kurulumun en önemli kişisi oldum. Hangi konuya giriyorsam, o konuda detaya giriyorum. Konuyu derinlemesine inceliyorum. Olaya hakimiyetim yüksek olunca da başarı kendiliğinden geliyor.” dedi.

İmar Yönetmenliğinin 64. Maddesini yasaya biz koyduk

Yağmur sularının kullanılması konusunda İmar yönetmenliğinin 64. maddesinin Kartal Belediyesi tarafından koyulduğunu da belirten Başkan Altınok Öz, “2009 yılında Belediye Başkanı oldum. Belediyeciliği bilmiyordum. Ama şuan iddia ediyorum belediye ile ilgili mevzuat değiştirecek kadar bilgi sahibiyim. Kanuni Sultan Süleyman, Rodos seferine çıkacak, çıkmadan önce Bodrum’da kümbetler yaptırır. Bodruma gittiğinizde kümbetleri görürsünüz. Sefere çıkmadan kümbetleri yaptırdı, kışın kümbetler suyla doldu, ordusunu 3 ay hazırladı ve Rodos seferine öyle çıktı. Bunun belediye ile ilgisi nedir? Kartal’a metrekare başına yağan yağmur 651 kilogram. Biz bu çatı sularını alıp depolarsak ve sadece sifonda kullanırsak yüzde 30 su tasarrufunda bulunuruz. Kanunide başlayan, Yerebatan sarayında devam eden bilgiyi belediye ye aktarıp bunu dönemim şehircilik bakanına önerdiğimde İmar Yönetmenliğin 64 maddesi olarak girdi.” dedi.
Seçim bildirgeme deprem dönüşümü ve yerinde dönüşümü koydum

2009 seçimlerine girmeden önce seçim bildirgesinde deprem dönüşüm ve yerinde dönüşümün yer aldığını hatırlatan Başkan Altınok Öz, “2009 seçim manifestomda, ‘Kartal’da kişiyi yerinden eden dönüşüme hayır’ ve ‘Depremi birlikte yeneceğiz’ dedik. Seçim bildirgemde; tüm konutların depreme dayanıklı olarak yeniden yapılandırılacağı, bu amaçla apartman yönetimlerine ve gecekondulara özel destek verileceği, depremle ilgili imar değişikliklerinden altyapı ücreti ve harç alınmayacağını belirttim” dedi.

Başkan Altınok Öz, Türkiye’de deprem ve yerinde dönüşüm kelimesini kullanan ve uygulamaya sokan ilk belediyenin Kartal Belediyesi olduğunu belirterek bu konuda lider olduklarının altını çizdi. Dönüşümde Kartal modelinin ilçede uygulandığını belirten Başkan Altınok Öz, “Deprem dönüşümü ile ilgili sözleşme taslağı hazırlayarak internet sitesine koyan da Kartal Belediyesi’dir. Yunus Mahallesi ve çevresinde Kentsel Dönüşüm Mağdurları Derneği’nin adı, yaptığımız çalışmalar sonucunda ‘Yunus Kentsel Dönüşüm Platformu’na dönüştü. Deprem dönüşüm toplantılarını kayıt altına alarak deprem dönüşümün kitabını yazdık. “Deprem ve kentsel dönüşüme arkanızı dönmeyin” adıyla yayınladık.” dedi.

Kira yardımını çıkardık

Deprem dönüşüm ve yerinde dönüşüm için kira yardımını Meclisten çıkardığını, 6306 sayılı yasanın mimarının da Kartal Belediyesi olduğunu ifade eden Başkan Altınok Öz, “2012 yılında 6306 sayılı yasa çıkmadan önce Belediye Meclisinden, evi deprem nedeniyle terk edecek ve evi yıkılacak ailelere 500 TL kira yardımını çıkardık. Sayıştay bunu kabul etmedi ve biz tekrar çıkardık. Van Erciş’te deprem meydana gelince hükümet bununla ilgili bir çalışma yaptı ve 6306 sayılı yasada hem kira yardımı çıktı, hem de ‘Vergi ve harçlar alınmayacaktır’ denildi. Bu işlerin mimarı biz olduk. Eğer konuyu iyi bilir ve öğrenirseniz ve biraz da düşüneceksiniz. Sevmediğiniz bir işi yapabilirsiniz. Yaptığınız iş ne olursa olsun sevin. Herkes sevdiği işi bulması mümkün değil. Eğer bir iş yapıyorsanız yaptınız işi sevin. ” şeklinde konuştu.
Sevginin koşulu olmaz

Koşulsuz sevginin önemine de değinen Başkan Altınok Öz, konuşmasına şöyle devam etti: “Sevginin koşulu olmaz. Çocuğunuza, eşinize ya da kocanıza, annenize veya babanıza -ben seni seviyorum ama şu huyunu beğenmiyorum- Buna sevgi denmez. Sevgide koşul olmaz. Çocukları çok severim. Sadece kendi çocuğumu değil, bütün çocukları severim. Sokakta gördüğünüz saçları yağlı, burnundan sümüğü akan çocuğu da seviyorum. Bunun koşulu yoktur. İşinde koşulu yok. Vaktinizin çoğunu işinizde geçiriyorsunuz. Bazı şeyleri görmezden geleceksiniz. İş yerindeki sıkıntılar dezavantaj mıdır, avantaj mıdır? Ben hep personelime söylerim, iş yerindeki sıkıntılar sizin için birer avantajdır. İş yerindeki patronu çekebiliyorsanız evdeki eşi ve kocayı daha rahat çekersiniz.”

Yönettiğin kenti her yönüyle bileceksin

Yöneticilerin, tarihi ve yönettiği kenti çok iyi bilmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan Altınok Öz; “Bizim farkımız bir detay, iki ideoloji. Belediyeciliği; Kartal Belediyesi kendisine bir şey sağlamak için yapmıyor. Başta başkanı olmak üzere… Çocukların ve kadınların ayakta ve hayatta kalmasını istiyoruz. İstanbul’un en güzel su sporları merkezi ve en iyi yelken merkezi Kartal’dır. Ben madem Kartal Belediye Başkanıyım, Kartal’ın tarihini, coğrafyasını, rüzgarını ve yağış rejimini bilmek zorundayım. Kayış Dağı ile Aydos Dağı arasındaki çukurdan gelen rüzgar Dragos’un doğu yamacından, Heybeli Adanın doğu yamacından eser. Dolayısıyla Dragos’un doğu yamacıyla Kartal arasında en ölü zamanda rüzgar 5 nat’ın altına düşmez. Yelken için ideal. Kalamış’ta bir yelken yarışı ancak 4’ünü tamamlarken, Kartal’da en az 8-9 yarış tamamlanıyor. Bir kenti planlarken o rüzgarı kesmemek lazım. Elimizde Dragos Yelken Kulübü var. Belediyespor’u yelken kulübüyle eşleştirdik. Her türlü desteği veriyoruz. Vakıfbank Umut Çocukları var. Kimsesiz çocukları yelken kulübüne götürdük. İstedik ki, yelken sporu yapsınlar. Dümen, yelken ve tek başına o kabuğun içinde çocuklar karar verme yeteneğini geliştirsinler. Sokakta kaldıklarında doğru karar verme yetenekleri gelişiyor.” diye konuştu.

Yeşil alanları 300 bin metrekareye ulaştırdık

Göreve geldiklerinde yeşil alanların az olduğunu ancak Kartal Belediyesi’nin çalışmaları sonucu bugün yeşil alanların 300 bin metrekareye ulaştığını belirten Başkan Altınok Öz, “Kartal’ın 2009’a kadar 144 bin metrekare yeşil alanı vardı. Milli Emlak’a ait bütün arazileri park yaptık. 2014 yılında çalışmalarla insanların nefes alabilecekleri ve çocukların güvenle oynayabileceği park ve yeşil alanlarımızı 300 bin metrekare çıkardık. Yetiyor mu? Hayır. İstanbul’un en büyük sorunu o. Bir parkta çay ocağını tahliye ettirdim. Parka gittim. Kadınlarla konuştum. Memnunlar mı diye. Kadınlar, eskiden erkekler yayılıyordu. Bizler gelemiyorduk dediler. Erkeklere sordum, erkeklerde ne güzel oturup çay kahve içiyorduk dediler. Demek ki insanların nefes almaya ve çocuklarının enerjilerini atacak yerlere ihtiyacımız var. Kartal’da iki mahalle ver. Bir Topselvi, iki Cevizli. Parkı yok. Çocukların futbol oynayacakları alan yok.” diye konuştu.

Önce teşhis, sonra tedavi!

Başkan Altınok Öz, kentin iyi yönetilmesi gerektiğini ve teşhisin ve tedavinin doğru olması gerektiğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “İyi bir doktor ve iyi bir cerrah önce teşhisi iyi koyacak, ona göre iyi bir şekilde tedavisini yapacak. İyi bir kent yöneticisi o kentin sorunlarını iyi tespit edecek ve çözüm yollarını bulacak. Önce teşhis, sonra tedavi. Tıpta bir terim vardır. O da ‘Primum non nocere’. Önce hastaya zarar vermeyeceksin. İyi bir kent yöneticisi de, yöneticisi olduğu kente zarar vermemeli. Zarar vermediği takdir de kente en büyük iyiliği yapmış olur. İnsana insan diye bakmamız lazım. Ben neler kazanırım, belediyeden nasıl kazanırım diye bakarsınız başarısız olursunuz. ”
Kartal dönüşüyor ve değişiyor

Kartal’da değişim ve dönüşümün hızla devam ettiğini de sözlerine ekleyen Başkan Altınok Öz; “Kartal değişiyor ve dönüşüyor. Yatay mı büyüsün dikey mi büyüsün. Bizim kararımız dikey. Eğer alanı boş tutabiliyorsak, insanları ortak bir yerde buluşturabiliyorsak ve sosyalleştirebiliyorsak işte o zaman faydamız olacak. Apartmanları indirdik, yaydık, herkes işinden geldi evine girdi diyelim. İşte o zaman sosyalleşmeyi sağlayamayız. Köylerde erkekler köy meydanında, kadınlar ise çeşme başında buluşurlar. Bu kendi geçmişimizde ve geleneğimizde var. O zaman biz insanları meydanlarda, havuz başlarında, sosyal alanlarda buluşturabiliriz. Projeleriniz halkla çatışmasın. Halka bütünleşsin diyoruz. Çünkü Topselvi Mahallesi’nde Gençlik Spor İl Müdürlüğü bir spor tesisi yapmış. Sonra da bu tesisi kişilere kiralamış. Yıllık aidatı bin dolar. Mahallenin çocukları o tesise düşman olarak bakıyorlar. Tesis mahalleliye yabancı. Yatırımcıları uyardım. Eğer öyle tesisler ve siteler yapmaya kalkarsanız bir süre sonra Giuliani’ye benzer bir belediye başkanı aramak zorunda kalırsınız. Giuliani kim? New York’lu belediye başkanı. Harlem’i sosyal politikalarla düzelten kişi. Onun için Kartal’da büyümemiz yavaş olmalı, hem dönüşen ve değişen, oraya gelen halk Kartalla bütünleşebilmeli. Sosyal politikalarla kente yabancı kalmamalı. Yolumuz bu.” dedi.

Merkez Bankası Kartal’a gelmek istedi

Merkez bankasının Kartal’a gelmek istediğini de söyleyen Başkan Altınok Öz, “2009 yılında seçildikten sonra Merkez Bankası Bölge Müdürü bana geldi. Merkez Bankası’nı Kartal’da yapmak istediğini söyledi. -Yerimiz yok- dedim. Bunu dememin nedeni, büyük bir kamu binasının akşam 5’ten sonra ışıklarını söndürüp bir karanlık kitle olmasını istemedim. Nişantaşı da olmayacağız, Milano olmayacağız, finans merkezi de olmayacağız. O zaman ne olalım? O zaman bize en uygun olan bir elbise giydirmemiz lazım Kartal’a. Tasarımcı arkadaşlar bir kamp yaptı. Kartal ne olmalı diye. Orada öne çıkanlar arkeoloji, sanat, teknoloji, ekoloji ve çevre. Sanatı öne çıkartarak biraz Berlin biraz Barselona gibi hedefledik. Ve o yolda yürüyoruz. Anadolu Yakasının 1/100 binlik palanlarında merkez burası.” diye konuştu.

Tarihimize sahip çıkıyoruz

Başkan Altınok Öz, ilk arkeolojik kazı yapan ilçe belediyesi olduklarını sözlerine ekleyerek, “Kartal’ın geçmişinden bahsetmemiz gerekirse yüzyıl önce bir balıkçı köyüydü. Ama bunun daha uzun bir geçmişi var. Türkiye’de ilk defa arkeolojik kazı yapan bir belediye olarak Dragos’un doğu yamacında geç Roma erken Bizans dönemine ait bir kilise, bir hamam ve bazı müştemilatlar bulduk. Tahmin ediyoruz ki, önümüzde bu kayıp olan Briyas Sarayı orada çıkacak. Kartal’ın böyle bir tarihi geçmişi var.” dedi.

Kartallıları denizle buluşturduk

Kartallıları denizle buluşturduklarını ifade eden Başkan Altınok Öz, “Büyükada da Orman Bakanlığı’na ait olan kampı hem Kartallı hemşerilerimiz için, hem de Kartal’a gelecek misafirlerimiz için denizle buluşturmak amacıyla kiraladık. Bununla da yetinmedik madem Kartal değişiyor ve büyüyor buraya çok sayıda yerli ve yabancı gelecek. Toplantı salonlarımız, plajımız var. O zaman Türkiye’nin en büyük turizm merkezlerinden dünyada eşi benzeri olmayan bir coğrafya yani Kapadokya’da da bir otel satın alarak boş vakitlerin değerlendirileceği aynı zamanda kültür gezilerinin yapılabileceği bir alan oluşturduk.” diye konuştu.

Tarihinizi iyi bilmelisiniz

Kartal Belediyesi tarafından yapılan sosyal ve kültürel projelerden de bahseden Başkan Altınok Öz, Nevşehir bölgesindeki Kapadokya Kartal Hotel’in sadece turistik bir tesis olmadığını, ezoterik felsefenin beşiği olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Eğer bir gün bir yere gelecekseniz kendi tarihinizi çok iyi bilmek zorundasınız. Kuruluş ve dini tarihinizi iyi bilmek zorundasınız. Kapadokya’da her vadi, papaz okulu ve kiliselerle doludur. Hrıstiyanlığın dünyaya yayılma merkeziydi. Kan dökülmeden İslamlaştı ve Türkleşti. Üç tane ezoterik felsefe vardır. Ahilik, Bektaşilik, Mevlevilik. Kıblesi insan olan üç felsefe orada.

Şeyh Edebali’dir, Yunus Emre’dir, Ahi Evran’dır, Balım Sultan’dır, Mevlana’dır. Buradan biz vatandaşlarımızı otobüse bindiriyoruz, Konya’yı, Mevlana’yı, Sultan Han’ı geziyorlar. Akşam Kapadokya Hotel’deler. Eğer sivil toplum kuruluşları ve yöneticileri geliyorlarsa kahvaltıdan sonra Hacı Bektaş Belediye Başkanı 1 saat 15 dakika Bektaşilik ile ilgili sunum yapıyor. Semah gösterisi, delikli taş, kurbanlarını kesiyoruz, yemeklerini, lokmalarını yiyorlar ardından İstanbul’a geliyorlar. Kartallıları Edirne’ye götürüyoruz. Edirne’nin aynalı süpürgesi var, ciğeri var, Selimiye ve kervan sarayları var. Ama en önemlisi Beyazıt Külliyesi var. Büyük bir alanda cami yapmış, medrese yapmış, bir de su ve müzikle ruh hastalarını tedavi etmişler. Zaman önemli. Ne zaman? Avrupa içine cin ve şeytan girdi diye insanların kafasını giyotinle kestiği dönemde bizim ecdadımız su ve müzikle ruh hastalarını tedavi ediyordu. Biz o aydınlık dönemden matbaayı kabul etmeyen, kolonya günahtır denilen bir döneme gelmişiz. Yöneticilik de başarının en önemli şartı, tarihi bilecek, kendi insanlık tarihini bilecek, hem de dinler tarihini ve felsefeyi bilecek.”

admin

See Full Bio