Uyuşturulan gençliğin Kadıköy’de içler acısı hali

Özel Haber: Adem Giden

Öncelikle, Kadıköy Gazetemize karşı “Böyle haberler ile Kadıköy’e zarar veriyorsunuz” diyerek kafamızı kuma gömmemizi isteyen provokasyon cephelerine açık bir notumuz var; Evet bu görüntüler sadece Kadıköy’de değil, ne yazık ki İstanbul’un, Türkiye’nin genelinde yaşanıyor ve acilen çözümlenmesi gerekiyor. Bu derece önemli sorunlarımız, topluma aşılanmaya çalışılan gereksiz gündem maddelerinin önüne geçmeli ve kamuoyu bilinçlendirilmeli!

İLGİLİ HABER 46. İstanbul Maratonu, bu yıl 3 Kasım Pazar günü koşulacak

Hasanpaşa’da tarihi Gazhane’nin yanında, güpegündüz boş bir hastane binasının önünde kendinden geçen; Gece saatlerinde ise Boğa Heykeli’ne metrelerce yakınlıktaki Halitağa Caddesi’ne yığılan iki farklı ama yaşantıları aynı gençler, toplumun karşı karşıya olduğu tehlikenin göz önündeki örnekleri! Düşünün, bir de arka sokaklarda neler oluyor? Milyonların gözleri önünde hayatlar kararıyor, uyuşuyor, farkına varamasa da üşüyor ve titriyor, soğuk kaldırımlarda yok olup gidiyor.

Bir yandan gerek Kadıköy’de, gerekse de İstanbul ve Türkiye genelinde kamu kurum kuruluşları, diğer yandan sivil toplum örgütleri yıllardır uyuşturucuya karşı büyük bir savaş yürütüyor ancak zehrin kökü bir türlü kalıcı olarak kazınamıyor. Önlemler yetersiz kalıyor, sokakların manzarası değişmiyor. Ambulansların biri gidiyor, diğer geliyor. Soruna kalıcı çözümün gerekliliği her geçen gün artıyor!

UYUŞTURUCUNUN PANZEHİRİ SEVGİ…

Genel olarak bir türlü aile düzeni görmeyen, sokaklara itilen, çocuk yaşta çalıştırılan, eğitimden uzak tutularak okul yüzü görmeyen, yaşıtları ve büyüklerinin ağzından düşürmediği sigara, alkol, ekstazi, bonzai gibi uyuşturucu maddelerin şirin gösterilmesiyle özendirilen, uyuşturucu maddelerin tehlikeleri hakkında bilinçlendirilmeyen, içinden çıkılamayacak sorunların altında yığılan gençlerin kendini teslim ettiği zehir, zamanla bedenlerini esir alarak ruhlarının da kirlenmesine neden oluyor. Uyuşturucu maddeler ile mücadelede en büyük panzehir, sevgi… Aileden başlayarak düzenli-sağlıklı bir yaşantının, eğitim hayatının sağlanabilmesi halinde birey, zararlı alışkanlıkları kendi mantığıyla şiddetle reddedecek olgunluğa ulaştırılabiliyor. Ancak en küçük bir boşluktan bedene girmeyi başaran zehri silip atmak, hiç ama hiç kolay olmuyor. Yine de bağımlılık tedavileri, ilk ve orta aşamalarda büyük ölçülerde fayda sağlıyor.

HALİTAĞA CADDESİ’NDE YÜREKLERİ BURKAN GÖRÜNTÜLER…

Dün gece (05 Mart 2018) Halitağa Caddesi’ne çıkan ara sokakta kendini yolun kenarına bırakmış, buz gibi kaldırımda donduğunun farkında bile olmayan, hiçbir yardım çağrısına tepki vermeyen 18-20’li yaşlardaki gencin kurtarılması için 112 Acil Sağlık Ekipleri’ne bilgi geçiliyor. İlk izlenimlerde gencin bonzai kullandığı öngörüsüne varılıyor. Diğer görüntülerimiz ise, Fikirtepe ve Hasanpaşa Mahalleleri kesişiminde, Tarihi Gazhane’nin hemen yanında, Kurbağalıdere Caddesi üzerinden…

Yine bonzai kullandığı, mevcut belirtilerden öngörülen merdivenlerde “uyuşturucu komasındaki” genç için birçok kişi yardım girişiminde bulunuyor ancak, yanıt alamadı. İçler acısı manzarayı gören yakın çevredeki bir iş kadını ise, bir pet şişe suyu gencin üzerine boşalttı. Ayılmaya başlayan genç, ağır küfürler sarf ederek çevredekilere saldırmaya çalıştı ve yine uyuşturucunun etkisine yenik düştü.

SADECE KADIKÖY’DE DEĞİL, İSTANBUL GENELİNDE MANZARA BU!

Uyuşturucu maddelerin beraberinde getirdiği insanlık dışı manzaralar İstanbul genelinde sık sık karşılaşılan, hatta alışılageldiği için madde krizlerini görenlerin bir bakıp geçtiği acı gerçeklerimizden. Ancak Kadıköy, Beşiktaş, Fatih ve Şişli gibi daha çok merkezi ilçeler, madde bağımlılarının sokaklarda göz önünde olduğu yerler arasında bulunuyor. Bir de göz önünde olmayan, dört duvar arasında yok olup giden hayatlar var ki, zehir en çok oradan toplumun damarlarına işleniyor. Uyuşturucu maddelerin satışından, başta terör örgütleri olmak üzere birçok yapılanmanın ciddi gelirler elde ettiği de emniyet verilerine yansıyor.

Admin

See Full Bio