Sevsinler sizin özgürlükçülüğünüzü, demokratlığınızı, hatta kendinden menkul dindarlığınızı, yasalara saygılı ve inançlı oluşunuzu, Çağdaşlık kelimesine nerede dinden kaynaklı bir ilke varsa ona karşı çıkma tanımını yükleyişinizi.

Neymiş efendim Eyüpte nasıl bira festivali yapılmazmış ? Nasıl olurda 11 yıldır alkol alınan bir festivalde alkole karşı çıkılır da yobazca tavır konulurmuş. Kimmiş bu Eyüp’lüler denilen grup? Bira festivali Kavuncu’nun hışmına uğramışmış?

Ya siz hangi ülkede yaşıyorsunuz allah aşkına Londra’da bile üniversiteler müslüman öğrencileri rencide ediyor gerekçesiyle alkollü içki satışını yasaklamayı tartışırken kalkmış işkembe-i kübradan bol bol sallıyorsunuz ? Bir defa yasal olarak böyle bir festivalde bira firmalarının sponsor olması yasak. Buna rağmen izin veren makamlara kimse bişey demezken, Eyüp Belediye Başkanı Kavuncu’ya hıncınızı kininizi hoyratça boca ediyosunuz.

Eyüp Belediye Başkanı ne yapmış?

Kendi beyanlarında da görüleceği gibi oraya izin verme yetkisi bizde değil iptal etme yetkisi de bizde değil demiş. İzin vermediği gibi iptal de etmemiş. Ya ne yapmış sadece ve sadece Kamuoyu baskısını ve taleplerini ilgili kişilere iletmiş hepsi bu kadar. Geçen yıl da bu festival yapılmıştı Belediye Başkanı kendiliğinden engellemek gibi bir girişimde bulunmuş muydu hayır? Peki bu sene ne oldu? Eyüp Gazetesi 28 Haziran’da bir kampanya başlattı Sonrasında da Bu konuyu Kendi yazarı Esra Ç aracılığıyla twitterde gündem yaptı.Ulusal Gazetelerin tamamı Eyüpte Bira festivaline hayır kampanyasının twitteri salladığını gazetelerinde haber yaptı. O güne kadar Eyüp Belediye Başkanının bu konuda herhangi bir tepkisi müdahalesi söylemi olmuş mu hayır.

Bu tatlı su demokratlarına demokrasiyi yeniden öğretmek gerekiyor sanırım. Öncelikle demokrasilerde sivil toplum kuruluşları baskı unsuru görevi görürler. Kendi tasvip etmedikleri olaylarda örgütlenerek yasal sınırlar içerisinde tavır ve eylemlerini koyarlar. Halkın seçtiği temsilciler de (Belediye Başkanı da bunlara dahildir) Halktan, seçmeninden gelen bu baskıları yasalar içerisinde çözmeye çalışırlar. Kavuncu’nun yaptığı da budur. Durduk yerde yasaklayıcı engelleyici bir tavır içerisine girmediği gibi yol yapıyorum asfalt, atıyorum bahaneleriyle kepçesini dozerini festival alanına giden yollara dizerek herhangi bir fiili engellemede bulunmamıştır. Sadece kamuoyu hassasiyetini Bilgi Üniversitesi yetkililerine iletmiştir. Bunu yapmasına bile gösterdiğiniz bu tahammülsüzlük mü sizi çağdaş yapıyor Allah aşkına, geçin bu bayatlamış ayakları.

Bira satışını yasaklayan Belediye değil valiliktir.

Festivalde bira satışını yasaklayan kesinlikle Belediye değildir. Valilik makamıdır. Verdiği izin yanlış olan valilik hem medyadaki tepkileri, hem kendisine yapılan sayısız şikayet dilekçe ve ihbararını , Hem Yeşilay’ın yaptığı müracaatı, hem de Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurul Kararını dikkate alarak, verdiği iznin yasalara uygun olmadığını görmüş ve gereğini yapmıştır.

Kamuoyu tepkisi mi provakosyon ?

Kalkmışlar gazetelerinde köşe yazılarında bizim gösterdiğimiz tepkiyi provakasyon olarak tanımlama konusunda gizli bir ittifak yapmışlar gibi hep bir ağızdan aynı nakaratı tutturmuşlar. Be hey zeytinyağı nitelikli bedbahtlar. Ramazana beş kala Eyüp Sultan sınırları içinde böyle bir densizliğe cüret etmek mi provakasyon yoksa buna karşı demokratik tepkiyi koymak mı ?

Önce sponsorluktan ismini çıkarıp festivalin adını sadece one love olarak ilan etmek ve sonrasında da tam festival gecesi biz sponsorluktan çekilmedik herkesi eğlenceye bekliyoruz demek mi provakasyon yoksa, kandırılmışlık psikilojisine rağmen provakasyona gelmeyin manşeti atmak mı ?

Haber5 bu süreçte ilk hassasiyet gösterendir.

Bu süreçte biz Eyüp Gazetesi olarak hassasiyet göstereceğini umduğumuz bir çok gazeteye konuyu e-posta yoluyla gönderdiğimiz halde hiçbir gazete konuyu kendiliğinden gündeme taşımazken Haber5  kendilerine e-posta bile göndermeden kendiliğinden Eyüp Gazetesi’nin haberini kendi manşetine taşımış ve haberin altına da Eyüp Gazetesini kaynak göstermeyi ihmal etmemiştir. Bu yönüyle gerçekten mücadele’nin ivme kazanmasında öncü görevi alan ilk ulusal çaptaki medya olmuştur. Sonrasında konuyu Hürriyet, Milliyet  gibi gazeteler gündeme getirmiş ve hassasiyetine güvendiğimiz bir çok medya kuruluşu bu gazetelerden sonra olayı sahiplenmişlerdir.

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu.

İnançlı kesimler özellikle son on yıldır nasıl olsa iktidar halleder mantığıyla, tepki koyma yetilerini kaybetmiş gibi görünüyorlar. Niye bunu söylüyorum adamların da dediği gibi bu organizasyon bu kapsamda yıllardır yapılıyormuş, ancak hiçbir zaman böyle bir tepki olmamış ta şimdi ne olmuş ? Bu soruyu sormaları çok doğal, her ne kadar espri olsun diye ben bu sorulara o zamanlar Eyüp Gazetesi yoktu diyorsam da işin aslı bizlerin de kendimizi sorgulamasında fayda var sanıyorum. İktidarlar sizin gibi düşünüyor olabilirler ya da olmayabilirler. Sizin gibi düşünmüyorsa baskı görmeksizin sizin hassasiyetlerinizi dikkate almazlar,almayabilirler. Sizin gibi düşünüyorlarsa o zaman da arkalarındaki kamuoyu desteğini görmeye ihtiyaçları var demektir. Her hal ve şartta hassasiyetlerimizden taviz vermeksizin demokratik tepkilerde daha duyarlı ve daha aktif olmamız gerektiği bu olayla birlikte yeniden meydana çıkmıştır.Bu minval’de Kocaeli’de bizim kapmanyamıza destek veren, aslında ne ismen ne de cismen tanışmadığımız halde bu konuyu kendilerine görev kabul ederek hazırlık yapan tepkilerini de bizlere göndererek yalnız olmadığımızı bizlere hissettiren Kocaeli İnanç Özgürlüğü platformu’na da teşekkür ediyorum.

Velhasılı kelam görünen o ki bu konu uzun süre medyada tartışılmaya devam edecek. Bizler de gerek gördükçe o tartışmalara elimizden geldiğince cevap vermeye çalışacağız.

Selam ve dua ile