Anayasa değişikliğine kilitlenmiş görünüyor tüm siyaset ve gündem bugünlerde. Anayasanın değişmesine gerek var mı? Evet var. Darbe mahsulü Anayasalar devrinin kapandığının, psikolojik göstergesi olarak buna ihtiyaç var elbette. Daha çağdaş ,daha modern, daha özgürlükçü ve daha bireyden yana Anayasa, gelişen Türkiye’ye çok güzel yakışır.

Anayasa değişebilir mi  Türkiyenin bugünkü ortamında? Açıkçası ben hiç ihtimal vermiyorum. Büyük ihtimalle üç muhalefet partiside,  referendumun rövanşını alma gayretine gireceklerdir.

Hala HSYK’ daki değişiklikleri kabullenemediklerini, her fırsatta gösteriyorlar .Anayasa mahkemesinin yapısını hazmedemediklerini her halleriyle belli ediyorlar. Her üçüde, ya PKK’dan ya Ergenekondan içeride yatanları kurtarma peşindeler. Kılıçdaroğlu bazen ezber bozan açıklamalar yapıyor. Özgürlükten yana tavırlar koyar gibi görünüyor, ama başörtüsü konusunda gördük nasıl aslında yapmak istemezken yapmak ister gibi görünme taktikleri güttüğünü. Başörtüsünün serbest kalmasına karşı değil ama asla kabul edilmeyecek ön şartlar bularak bi şekilde beceriyor özgürlüklerin genişletilmesinin önünde engel olmayı. BDP ye zaten değinmeye gerek yok. İşleri güçleri boykot etmek. Mecliste yasama çalışmalarını boykot ediyorlar,referandumda sandığı boykot ediyorlar, seçiliyorlar kendi seçilmelerini boykot ediyorlar.

Bütün bu gelişmeler ışığında baktığımızda, her üç parti  öncelikle terör örgütüne üye  olmakla yargılanan tutuklu ya da hükümlü arkadaşlarını kurtarmayı ön şart olarak getirecekler sanıyorum uzlaşma komisyonuna.

Her üç lider de Demirel’den ders almış görünüyor bu günlerde. Özgürlüklere taraf  görünüp, Ak Partinin kabul edemeyeceği birer talep oluşturmuşlar içlerinde .Aslında özgürlükleri ve yeni Anayasayı istedikleri halde o ön şartları kabul edilmediği için Anayasayı değiştiremediklerini ileri sürüp ,suçu Ak Partinin üstüne atma planları yapıyorlar bence.

Bütün bu nedenlerle ben de diyorum ki değişmezse değişmesin

Eğer Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunda kürsü hakimlerinin aday olma hakları ellerinden alınacaksa,ya da seçimle gelenlerin sayıları azalacaksa bırak kalsın değişmesin.

Eğer Anayasa mahkemesinin yapısı yeniden üç yüz altmış üç  zırvalığını yaşatacak bir üye  sistemine dönecekse , asla değişmesin.

Askeri Mahkemeler  , hala yürütme organının verdiği kararları by pass etmeye devam edecekse ne lazım Anayasa değişikliği.

Ombudsmanlık sisteminden vazgeçilecekse, Başörtüsü sorunu kökten çözümlenmeyecekse, katsayı adaletsizliklerine son verilmeyecekse, Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığına bağlanmayacaksa, Oniki Eylül darbesini yapanların yargılanması engellenecekse, velhasıl, referendumla sistemin önünü açan değişikliklerden geri adımlar atılması istenecekse,değişmeyiversin.

Elbette gerçekten değişmesi gereken maddeleri var Anayasa’mızın,  ama ben öyle zannediyorum ki TBMM de bu siyasi yelpaze ve muhelefet liderleri varken mümkün değil.

Ak Partinin tüm gücüyle zorlamasına rağmen, kırmızı çizgi, ön şart kurnazlığını gösterecek muhalefet, uzlaşmazlıkla suçlarken iktidar partisini ,uzlaşma komisyonunda nasıl uzlaşılmaz olduklarına gösterecekler yeniden hepimize.

Şayet Anayasa değişecekse benim kanaatim o dur ki ,partilerin uzlaşmasıyla olmayacaktır. Belki üç muhalefet partisinin içinden yaşanabilecek kopmalar olacaktır ileride. Bu kopmalar sonucu bağımsız milletvekillerinden bir kısmının, özgürlüklerin genişletilmesi, Anayasa’nın daha kısa daha öz yapılanması ve başkanlık sistemine geçilmesi gibi konularda  Ak Partiye destek vermeleri  muhtemeldir. Ancak bu şekilde Meclisten üç yüz otuz un üzerinde oy alabilecek değişikliklerin referendum  yoluyla milletin bizzat kendisi tarafından yapılabileceğini tahmin ediyorum ben.

Sözün özü  Bu muhalefet partileriyle Anayasa’nın değişeceğini beklemek, hayalden öte bişey.İnşallah beni yanıltırlar da milletimiz rahat bir nefes alır.

Sonuç olarak, Oniki eylül referendumuyla Anayasamızda  milletimizi rahatlatacak bir çok önemli adım atıldı zaten.Bundan sonra değişirse nurun ala nur. Ama değişmezse de değişmesin geriye gitmekten çok daha iyidir.