Herşey çok güzeldi.
Belkıs’ın sevinci, Sami’nin telaşı güzeldi.
Teyzesi Serap mutlu, kuzeni Bulut, Aslı, Göktuğ sevinçliydi.
İzzet Altınmeşe gecenin sunuculuğunu da üstlenmişti. Birbirinden güzel anlatıları davetlileri neşelendirdi.
Doğancan’ım, mutlulukla heyecanın karmaşası içindeydi. Sevdikleri etrafındaydı en çok da elini sıkı sıkı tuttuğu çocukluk aşkı sevdiği şimdilerde de eşi Aysu’su gelini olmuştu…
Pırıl pırıl iki genç, kırk bin kere maşallah denmesi gereken kadar zariftiler. Birbirlerinin sevinci içinde etraflarındakilere bakıyorlar. Arada birkaç kelime birbirlerine fısıldıyorlardı o kadar!
Kalabalık, çok kalabalık.
Kolay mı?
Belkıs Akkale – Sami Yılmaztürk oğullarını evlendiriyorlar.
Akrabaları, arkadaşları, dostları elbette çevrelerinde olacaklar onların heyecanlarını, sevinçlerini paylaşacaklardı.
Sevenlerden çevrili davetliler.
Sanatçılarla dolu dopdolu bir düğün.
Üstelik türkülerle bezenmiş.
Üstelik olmayan oldu.
Gelinle damadı salona, Belkıs Akkale, İzzet Altınmeşe, Selahattin Alpay, Bedri Ayseli, Nuray Hafiftaş türküler eşliğinde getirdiler.
Onların aralarındaydı güzel gelin, yakışıklı damat…
Nikah kıyıldığında bir güzellik daha yaşandı.
İzzet Altınmeşe, Doğancan’ın annesi ile babasının da nikâh şahidiydi, şimdide kendinin oldu.
Onlar çok mutlu uzun bir evliliği sürdürdüler. Herkesin gıpta ettiği bir beraberlikte, hoşlukla, şıklıkla büyüttüler oğullarını.
İzzet Altınmeşe uğurlu gelmişti Belkıs’la Sami’ye.
İnşallah şimdi de uğurlu gelecekti Aysu ile Doğancan’a…
Sahnede bir çeşit sanatçılar geçidi vardı.
Çocuklar masalarda gelenleri ağırlamak için dolaştıklarında, bu güzel topluluk Türküler bizi anlatır dediler salona muhteşem bir müzik ziyafeti çektiler.
Sonra Kubat geldi. Kubat okurda güzel olmaz mı? Oldu elbette. Ardından Serpil Efe ve birçok sanatçı bu özel gecede sahne aldılar.
Çok duygulandığım bir geceydi.
Çok sevindiğim bir geceydi.
Kan kardeşim, dostum, Belkıs’ımın biricik oğlu can Doğancan evleniyordu, daha ne olsun?

Nazan Şara Şatana