SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

ROCK MÜZİĞİN YENİ STARI BARIŞ GÜLAY’DAN MAXI SINGLE ALBÜM

Yayınlanma:
ABONE OL

**HEM ÜÇ ÇOCUK ANNESİ, HEM HARİKA ŞARKILARIN BAŞARILI BESTECİSİ BARIŞ GÜLAY.

GEÇTİĞİMİZ YIL ROCK MÜZİK PİYASASINA ‘OLMASAN’ ADLI ŞARKISI İLE  BAŞARILI BİR GİRİŞ YAPAN BARIŞ GÜLAY, ŞİMDİLERDE ÇIKARDIĞI MAXI SINGLE ALBÜMLE YERİNİ İYİCE SAĞLAMLAŞTIRDI. YEPYENİ YAYINLANAN ŞARKISI İLE İKİNCİ KEZ ROCK SEVERLERİN GÖNLÜNÜ FETHEDEREK TÜM GÖZLERİ ÜZERİNE ÇEVİREN SANATÇININ ALBÜMÜNDE SÖZ VE MÜZİKLERİ KENDİSİNE AİT BİRBİRİNDEN GÜZEL ÜÇ ŞARKISI YER ALIYOR. BARIŞ GÜLAY ÜÇ ÇOCUK ANNESİ OLMASIYLA HERKESİ ŞAŞIRTARAK BASINDA SIKÇA YER ALMASIYLA DA BİLİNİYOR.

1-BARIŞ GÜLAY KİMDİR? HENÜZ TANIMAYANLAR İÇİN BİZE BİRAZ KENDİNDEN BAHSEDER Mİ?

  Tabii ki, memnuniyetle, İstanbullu olmakla birlikte İzmir’de büyüdüm ve okul hayatımı da orada tamamladım. İki üniversite okudum, üçüncüye devam ediyorum. Artık çocuklarımla beraber bitiririz herhalde. Ben bitirene kadar yetişirler diye düşünüyorum. İkisi erkek, birisi kız olmak üzere çocuk annesiyim. Babamdan gelen bir müzik geçmişim var. Babam bir dönem Barış Manço ile çalışmış Kaygısızlar grubu ile bir dönem müzik yapmış bir gitaristti ve evimizde hep müzik vardı. Bildim bileli beste yapıyorum, neredeyse Türkiye’nin her yerinde sahne aldık diyebilirim. Üniversitede okurken grubumuzla beraber düzenli olarak müzik yapardık. Çocuklar için sahneye bir üç- dört yıl kadar ara verdim. Artık Covidi bekliyoruz. İnşallah biraz durulursa konserlere devam edeceğiz.

2- ÜÇ ÇOCUKLU BİR ROCK SANATÇISI OLARAK, MÜZİK KARİYERİNİZE DEVAM EDERKEN ZORLUKLAR YAŞIYOR MUSUNUZ? 

   Bazen evde, yanlarında iken bile bir odadan diğer odaya gitmek mümkün olamayabiliyor. Bırakın sessizlik ve müzik çalışmalarını. Ben de daha sesli çalışıyorum ve olaya onları da bir oyunla beraber dahil ediyorum. Hep beraber bağıra çağıra çalışıyoruz. Çok zevk alıyorlar. Tabi böylece benim işim normalin üç dört katı daha yavaş ilerliyor ama ilerliyor. Ekip arkadaşlarım da alıştı. Hiç yapamamak da var diyip gülüyoruz. Dışarıda olduğum zamanlarda da telefonumu kapamak gibi bir lüksüm yok. Beni özlüyor ve merak ediyorlar. İlk başlarda yarım saat olan bu periyod, büyümeleriyle beraber gitgide uzadı. Bir üç dört saat aralıksız çalışabiliyoruz.

3- ÇOCUKLARINIZIN MODELLİK İÇİN BİR AJANSA KAYDOLDUĞU HABERİNİ ALDIK.  BİZE BİRAZ BUNDAN BAHSEDER MİSİNİZ?

   Evet gazete çekimleri sırasında beğenildiler ve biz de ailece bu teklifi olumlu değerlendirdik. Çocukların zaten modaya ve oyunculuğa karşı ilgileri hep oluyor. Bizimkilerde de bir Kıvanç Tatlıtuğ, bir Hande Erçel hayranlığı var. Eğitimlerini ve psikolojilerini etkilemediği sürece sakınca görmüyoruz. Ama Covidin ciddi bir süreç olduğunu düşünüyor ve temkinle davranmayı tercih ediyoruz. Bu yüzden bir süreliğine askıya aldık diyebilirim. 

4- YENİ ŞARKINIZDAN BİRAZ BAHSEDELİM. KİME AİT?

   YAZ BAŞKA, söz ve müziği bana ait. Yine sound olarak rock müzik tarzında bir şarkı. Üç şarkıdan oluşan maxi single ZAMAN& MEKAN albümümüzün içinde yer alıyor. Rock müzik sevenlerin beğeneceklerini düşünüyorum. 

5- ÜLKEMİZDE ROCK MÜZİK SİZCE NEDEN KENDİNİ ÖNE ÇIKARAMADI? 

   Kesinlikle bu fikre katılmıyorum. Eğer böyle düşünürsek; Barış Manço’ya, Erkin Koray’a, Cem Karaca’ya, günümüzde Duman’a, Pentagram’a, Hayko Cepkin’e, Demir Demirkan’a, Özlem Tekin’e, Şebnem Ferah’a, Dr. Skull’a, Bulutsuzluk Özlemi’ne, Haluk Levent’e ve şu an aklıma gelmeyen diğer Rock üreticilerine çok çok büyük ayıp etmiş oluruz. Rock müzik, hem ülkemizde hem dünyada her daim dinleyicisi olan hatta en sadık dinleyici kitlesine sahip kendi dinamikleriyle poptan çok farklı bir disiplindir. Sanatçıların artık yetmişli, seksenli yaşlarında bile inanılmaz kalabalık kitlelere konserler verdiği ve üretmeye devam ettikleri bir müziktir. Bir Aerosmith, Steven Taylor, Bon Jovi olsun, Kiss olsun, Ann Wilson, Iron Maiden olsun ki, şu an ilk etapta aklıma gelenleri söylüyorum, bunun çok çok fazla örnekleri var. Ülkemizde de böyle. Zamansız bir müzik rock. O şekilde düşünmek lazım.

6- BABANIZIN BİR GİTARİST OLDUĞUNU BİLİYORUZ. GİTARI İLK NE ZAMAN ELİNİZE ALDINIZ? BUNDA BABANIZIN ETKİSİ OLDU MU? İLK ÇALDIĞINIZ ŞARKI NEYDİ? SİZİ SOSYAL MEDYADA FARKLI MÜZİK ALETLERİ İLE DE GÖRÜYORUZ. ONLARI DA ÇALABİLİYOR MUSUNUZ?

     Evet, babam Barış Manço’nun bir zaman beraber müzik yaptığı Kaygısızlar grubunun elemanları ile müzik yapmış bir gitaristti. Evimizde hep müzik vardı. Konuklarımız da hep müzisyen arkadaşları olunca tabi bütün dünya böyle, bütün evler böyle sanırdım. Evet gitarı elime almamda, hatta müziğe başlamamda en büyük etkendir babam. Gitarı elime ilk aldığımda bebekmişim. Babam alışayım diye hep kucağında bana gitar çaldırırmış. İlk çaldığım şarkı Proud Mary’dir. Orta okulda çalıp söylemeye başlamıştım. Lisede de arkadaşlarıma öğretmeye başlamıştım bile. Diğer müzik aletlerini de çalıyorum. Vitüöz olmasam da sahnelerde farklı ekiplerde farklı müzik aletleri çaldım hep.

7- SİZCE MÜZİK DÜNYASINDA KAYBOLMA ENDİŞESİ VAR MI? 

   Tabi ki her işte, her camiada olduğu gibi müzik camiasında da rekabet, kaybolma korkusu, satmama endişesi var. Fakat bu kadar olmamalıydı. Bu endişe ve rekabet, iş kalitesini yüksek tutacak o tatlı sert seviyede kalmalıydı. Bizler bunu pozitiflikten negatifliğe doğru götürdük. Tabi hayat şimdilerde Covidle beraber büyük bir değişime uğruyor. Hepimiz kendimizi daha çok dinler, daha çok dinlenir ve üretir olduk. Fakat bu üretilenler nedense şu aşamada paylaşılırsa çöpe gidecek gibi bir algı doğurdu. Çünkü konser veremiyoruz. Ne zaman verebileceğimiz de belli değil. Bekleyip yeni dinamikleri hep beraber öğreneceğiz. Ama şahsen ben, bu sürecin sonunu olumlu görüyorum. Bu endişe üretimi dinç tutar.

8- İDOL OLARAK GÖRDÜĞÜNÜZ SANATÇI VAR MI? 

   Çok fazla beğendiğim ve takip ettiğim sanatçı ve gruplar var evet. Ama bir yandan da hiç kimsenin özellikleri, tecrübeleri, yetenekleri, bakış açısı ve birikimi bir başka kimseyle aynı olamayacağı için ‘idol’lük kavramına takılan ileri gidemez diye de düşünmüyor değilim. 

9- ÜLKEMİZDE MÜZİK SEKTÖRÜNDE ALBÜM ÇIKARMANIN ZORLUKLARI NELER?

   Albüm çıkarmak zor değil üretebiliyorsanız. En fazla maddi olarak zorlar. Ama ülkemizde birçok başka zorlukların olduğu kesin de o zorluklar albüm çıkarmaktan daha derinlerde. 

10- NE GİBİ ZORLUKLAR BUNLAR? 

   Albüm çıkardıktan sonra karşılaşılan zorluklar çok daha fazla ülkemizde. Çalışma ortamından tutun, şirket anlayışı ya da underground yapılanma, hedef kitleye ulaşma vs. gibi birçok şey. Ekmek almakta zorlanan kişi cd alamazken alabilen kesimin eğitim ve zevkine yönelik cd lerin satılabiliyor ve şirketlerin bunu destekliyor durumunda olması. Eğer amaç ürettiğini olabilecek en geniş kitleye duyurmaksa, malesef konuyla alakasız çok fazla takıldığımız baraj var.

11- YOUTUBE’DA BİRÇOK SANATÇI ŞARKISINI TRENDLERE SOKAMIYOR SİZCE BUNUN SEBEBİ NEDİR?

   Aynı bahsettiğim gibi üretim sonrası, sanatımızla ilgisiz bir zorluk daha işte. Sanırım maddiyatla ilgili bir şey yine. Evet, dediğiniz gibi görüntülenmeler, dinlenmeler trendleri oluşturuyor. Dinleyiciler kesinlikle izlenme rakamlarından olması gerekenden farklı bir şekilde etkileniyor. Bizde maalesef dünyanın tersine, rakam düşükse iş kötüdür gibi bir algı var. Halbuki iş size hitap edebiliyorsa sizin gibi düşünenlerle paylaşılıp destek olunur dışarıda. Az dinlenilirse üzülünür.

12- ÜÇ ÜNİVERSİTE OKUDUĞUNUZU BİLİYORUZ? MÜZİĞİN YANI SIRA DİĞER MESLEKLERİNİZİ DE YAPIYOR MUSUNUZ?

       Evet. Bu konuda biraz şanslıyım. Halkla ilişkiler, Gıda ve İşletme Fakültelerinde eğitim aldım. Hem dallarım hem de hobilerimle ilgili konularda ara ara çalışmalarım oluyor. Sırf tatlı yemeyi çok sevdiğim için çok iyi tatlı yaparım. Sıkça da paylaşıyorum hatta. Evet sırf bu yüzden tatlı işlerine bile girmişliğimiz var.

13- SOSYAL MEDYANIZDA SIK SIK YAPTIĞINIZ HAMUR İŞLERİNİ, TATLILARI PAYLAŞIYORSUNUZ VE OLDUKÇA PROFESYONEL YAPTIĞINIZI GÖZLEMLİYORUZ. HERKESİN MERAK ETTİĞİ BİR SORUYU SORMAK İSTİYORUM. BU KONUDA HERHANGİ BİR EĞİTİM ALDINIZ MI?

    Eğitimim tecrübem aslında. Bir dönem bir tatlı atölyesi işletmiştim. Anne olunca çocuklarıma en iyisini sunmak istedim tabi. Evimde, ailem için kaldığım yerden devam ediyorum. Övünmek gibi olmasın ama bu konuda kesinlikle rakip tanımıyorum. Zirvenin yalnızlığını yaşıyorum.

14- MÜZİK ÖDÜLLERİ SİZCE BİRER PR ÇALIŞMASI MI? 

   Bir noktada öyle sayılabilir. Yani şimdi günümüzde, pr çalışması diye bir kavramın ne derece önemli olduğu aşikar. Fakat yine de hiçbir para, hiçbir arkadaşlık gerçekten kötü bir işi birinci yapmaz. En fazla yaklaşık benzer işlerden, eşdeğer işlerden öne çıkarır. Günün sonunda herşey biter eğlencesi kalır. Bence fena bir motivasyon kaynağı sayılmaz. Yeter ki, haksızlıklar yaşanmasın.

15- NEDEN DÜNYA ÇAPINDA BİR STAR ÇIKARTAMIYORUZ  VE NEDEN YABANCI ŞARKILARIMIZ AVRUPA’DA TUTMUYOR SİZE GÖRE BUNUN SEBEBİ NEDİR?

     Birçok ezgimiz remixlerinin ama melodisi yapılıyorsa oturup bir daha düşünmek lazım bence. Düzgün yapılan işler Türkçeyken bile tutuluyor. Sunum sorunumuz var, inat etme sorunumuz var. Kendini geliştirememe sorunumuz var. Egomuz var. Yine o bahsettiğimiz tarz olayına dönüş yaptık, ille pop dersek Tarkan var üstelik de sözleri Türkçe olmasına rağmen. Gerçekten dışarıda şarkıları çok seviliyor ve dinleniyor. Biz yabancı dinleyici kitlesine müzik yaparken Türk olduğumuzu söylediğimizde hep Tarkan şarkılarından istekler gelirdi. Allah Allah derdik, bu kadar fazla şarkısını biliyolar mıymış diye şaşırırdık. Bu pop müzik için böyle. Fazıl Say gibi sürekli üreten bir sanatçımız varken, Livaneli varken, İdil Biret, Pekinel Kardeşler, Yaşar Kemal, Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey varken dünya çapında sanatçımız yok diyemeyiz. O kadar çok var ki saymakla bitmez. Bu insanlar sanatlarında gerçek bir star. Hatta yurt dışında burada olduğundan çok çok daha fazla değer görüyorlar. Sanki bizim değil de onların sanatçılarıymış gibi. Vermişiz gitmiş… Ne acı! Daha geçen yaz Hollanda’daydı yanılmıyorsam, Fazıl beyin saat 19.oo’daki konseri için insanlar o yaz sıcağında 15.oo civarında gelip kendisini beklemişlerdi ve inanılmaz kalabalıklar oluşmuştu. 

16- PANDEMİ DÖNEMİNDE MÜZİK ÇALIŞMALARINIZ NASIL İLERLİYOR? 

     Daha zor tabi ki. Daha ağır ilerliyor. Bizim sektörümüz bu işten en çok etkilenen sektör oldu. Biz de daha çok stüdyoda zaman geçirmeye özen gösterdik. 

17- LEYLA GENCER, “YILLAR SONRA AYNAYA BAKTIĞINDA KENDİNİ TANIYABİLMELİSİN” DİYOR. SİZ AYNAYA BAKTIĞINIZDA NELER HİSSEDİYORSUNUZ? 

     Ben de unutmayım diye bakıyorum işte. Çok güzel söylenmiş bir söz. Şimdilerde içime sinmeyen kendimi bulamadığım bir iş yapmamak için çalışırken umarım ileride doğru ilerlemiş olduğumu düşünürüm. Şimdilik aynaya baktığımda fazla bir şey hissetmiyorum. Yaş olarak olmasa da iş olarak yolun başında olmamdan kaynaklanıyor olabilir.

18- DİNLEYİCİLERİ İLE KONSERLERDE ARALARINA UÇSUZ BUCAKSIZ BARİKAT KOYDURAN SANATÇILAR HAKKINDA NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? 

     Bunu ne için yaptıklarını aklım almadı açıkçası. Ama geçerli bir sebebi yoksa çok samimiyetsiz bir davranış. İyi tutumlar gibi böyle tutumlar da karşılığını bulacaktır. Bence böyle tavırlara hiç gerek yok. Çünkü arkadaki boşluk, öndeki boşluktan çok çok daha kötüdür. 

19- ECE ÜNER, ARMAĞAN ÇAĞLAYAN İLE YAPTIĞI BİR RÖPORTAJDA “ İŞCİNSELİM” DEMİŞ. SİZ DE BAZEN KENDİNİZİ O ŞEKİLDE HİSSEDİYOR MUSUNUZ? 

     Değişik bir açıklama olmuş. Ben gerçekten işine aşık, beyninin bir bölümünü sadece işine rezerve etmiş biriyim. Uyandığım andan uyuduğum ana kadar iş düşünürüm. Ama cinsellikle pek karıştırılmaması gerek bu durumun. Ece hanım tam olarak neye karşılık böyle bir şey söyledi bilemiyorum. Belki de hayatında biri yoktur, ya da olan kişi işinin önünde değildir o bağlamda söylemiştir. Ben cinselliği işimle değil eşimle yaşamak isterim.

20- SİZCE MÜZİK, ÜLKEMİZDE NEDEN MAGAZİNLEŞTİRİLİYOR? 

      İşimizin fıtratında da var ama bir yandan da ülkemizin ve ülkemiz insanının çok renkli kimliğinden dolayı oluyor. Toplumca meraklıyız. Aslında sırf müzik değil, diğer camialar da magazinleştiriliyor. Çünkü en ilgilenmiyorum diyen kişilerde bile bir ilgi var. Talep var. Seviyoruz. Magazini ülkece seviyoruz. Ama yurtdışında da magazin ilgilenilen bir sektör. Sırf bize özel değil.

21- SANATÇILARIN EGOLARININ YÜKSEK OLDUĞU SÖYLENİR. SİZCE DOĞRU MUDUR BU SÖYLEM?

       Gerçek sanatçıların, yani sanat üretenlerin genel geçer anlayıştan farklı bakış açılarına sahip olmaları çok doğal. Bunu herkesin anlamasını beklemek doğru olmayabilir. Kendinizi çoğu zaman tercüme etmeniz gerekebilir. Ama egosu yüksek kişiler bunu işlerine yansıtır ve zamanla kendilerini piyasada çalışmak için tercih edilmez hale getirirler. Çünkü herkes huzurlu bir ortamda çalışmak ister. Yani yüksek ego, bindiğin dalı kesen testere. Kullanmak tamamıyle kendi işine son vermektir bence.

22- HAYRANLARINIZIN SİZLE ÇOK GÜZEL BİR BAĞI VAR. DOĞUM GÜNÜNÜZ İÇİN YURT DIŞINDAN BİLE HEDİYELER GELMİŞ. BUNU NEYE BAĞLIYORSUNUZ? BU BAĞ NASIL OLUŞTU? 

       İnanır mısınız, ben de onlara aşırı bağlıyım. Benimle kimseyle paylaşamadıkları dertlerini paylaşıyorlar, sırlarını paylaşıyorlar ve ben kesinlikle mümkün olduğunca, elimden geldiğince tek tek ilgilenmeye çalışıyorum. Bu bağ zamanla oluştu. Evet bir doğum günü hikayemiz var. Yeni kutlayanlar oldukça zamanında kutlayanlar bir daha bir daha kutladılar ve aramızda espri oldu kırk gün boyunca kutlama tebrikleri yolladılar, hediyeler yolladılar. Biz kocaman bir aileyiz. Sıkı çalıştığımız zamanarda, dünyayla bağımız koptuğunda onları merak ediyorum. Ailemin kaldığı gibi onlar da aklımda kalıyorlar. Bu inanılmaz bir bağ, kesinlikle karşılıklı.

23- SON OLARAK SEVENLERİNİZE NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? 

      Onları o kadar çok seviyorum ki anlatamam. Daha yeni olduğum için zamanla artarak gidiyor ama çok tatlı, çok efendi ve çok kaliteli bir kitlem var. Bana kendimi çok şanslı hissettiriyorlar ve bunun için onlara teşekkür ederim. Böyle bir kitlenin benimle gurur duymasından gurur duyuyorum. Takibe devam etsinler. Başka çok güzel işler daha yaptık. En kısa zamanda buluşacağız. Covide dikkat etsinler. Bu pandemiyi ciddiye alsınlar. Mesafe, hijyen ve maske kuralına uysunlar ki en kısa zamanda yüz yüze buluşabilelim. Herkese sevgi ve sağlıklı günler diliyorum.

RÖPORTAJ : SEDAT SARIKAYA

İlgili Haberler

Genel
14 Mart 2024
TAYLAN MAHMUT ÇORTA SİYASET SAHNESİNDE!

Büyük Birlik Partisi Bakırköy Belediye Başkan Adayı Taylan Mahmut Çorta hızlı bir tempoyla seçim çalışmalarına devam ediyor. Çorta, Bakırköy’e olan bağlılığını belirterek; ‘’Bakırköy’ün ruhu benim ruhumla özdeşleşmiştir. Bu beldeye olan sevdam, sadece bir görev değil, bir yaşam tarzıdır’’ dedi. Türkiye, 31 Mart’ta yapılacak olan 2024 Yerel Seçimlere kilitlendi. İstanbul ve ilçelerinde de tüm hızıyla devam […]

Etkinlikler
14 Mart 2024
AHMET ŞAFAK İMZA GÜNÜNDE OKURLARIYLA BULUŞTU

Sanatçı ve Yazar Ahmet Şafak, son iki romanı Araf Oteli ve Mefkure için düzenlenen imza gününde okurlarıyla buluştu. Turkuaz İsem Akademi tarafından düzenlenen etkinlikte Ahmet Şafak, imza gününe yoğun ilgi gösteren sevenleriyle bol bol sohbet etti. Sanatçı ve Yazar Ahmet Şafak, son iki romanı Araf Oteli ve Mefkure için düzenlenen imza gününde okurlarıyla bir araya […]

Usta sanatçı Müjdat Gezen, 71. sanat yılını Kadıköy’de kutlayacak

Müjdat Gezen Belgeseli ve Söyleşisi 14 Mart’ta Caddebostan Kültür Merkezi’nde Kadıköy Belediyesi, usta sanatçı Müjdat Gezen’in 71. sanat yılını özel bir programla kutlayacak. Müjdat Gezen Belgeseli gösterimi ve söyleşisinin gerçekleştirileceği etkinlikte usta sanatçının ailesi, arkadaşları, öğrencileri de yer alacak. Ücretsiz etkinlik 14 Mart Perşembe günü saat 20.00’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. 10 yaşında çıktığı sahneye […]

Eğitim
14 Mart 2024
Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler

TEHLİKENİN EŞİĞİNDE BİR FOTOĞRAF Selfi Çekmenin Fiziki ve Sanal Tehlikeleri: Görünmeyen Riskler Günümüzde sosyal medyanın ve çevrimiçi platformların popülaritesiyle birlikte selfie çekmek, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp adeta bir yaşam tarzı haline geldi. Ancak, bu popüler eğilim sadece güzellik ve özgüvenle dolu pozlarla sınırlı değil; aynı zamanda fiziki ve sanal olarak bir dizi tehlike […]