Slot Siteleri

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

28 Şubat 1997’den 28 Şubat 2014’e

Yayınlanma:
ABONE OL
28 Şubat 1997’den 28 Şubat 2014’e

Bana kalırsa son günlerde, manen, 28 Şubat 1997 dönemini aratan bir sınavdan geçiyoruz. Hem o günleri, hem bugünleri yaşayan insanlar olarak günümüzde yaşanan hırs, dünyevileşme, çıkar savaşları, parti ve cemaat taassubu, nefsi ve şeytani tavırlara bakınca ne yapacağımızı bilemiyoruz.

28 Şubat 1997 döneminde; karşımızda kim olduğunu, ne istediğini ve nasıl bir mücadele vermemiz gerektiğini biliyorduk. Şimdi ise; kim kiminle ve ne sebeple savaşıyor ve de bu savaşta haklı olan var mı bilemediğimiz için bu dönemin o günlere göre çok daha zor, meşakkatli ve sıkıntılı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 

 

İLGİLİ HABER YAŞAM VE ÖLÜM

Çünkü şu an düşman kim, kim doğruyu söylüyor, kim yalan söylüyor, kim hırslarına mağlup, kim koltuk ve ikbal derdinde, kim vatan, millet ve Din-i Mübin derdinde, kim çıkarlarının peşinde bilemiyoruz, göremiyoruz anlayamıyoruz ve dolayısıyla zorlanıyoruz.

 

Birileri kendilerince savaşı bu taraf kazanır ben o tarafa yanaşayım hesabıyla, birileri partizanlık, birileri cemaatçilik taassubuyla, birileri kendince lider, önder edindiği kula kulluk adına şiddetli tarafgirlik gösteriyor ve bunların hepsinin altında dünyevileşme yatıyor.

 

Üstelik bu taassup sahibi insanları uyarmak veya doğruyu göstermek de mümkün olmuyor. Çünkü taassuba kapılmış, gözleri kör, kulakları sağır olanlar, birileri doğruları göstermeye çalışınca, kalplerini kör eden taassuplarına uymayan bir şey duyduklarında önlerine gelen herkese zarar verebiliyorlar.

 

Diğer yanda ise; doğruyu, yanlışı, haklıyı, haksızı, hırlıyı, hırsızı, imanlıyı, imansızı, yalancıyı, doğrucuyu, dürüstü, sahtekârı, çıkarcıyı, ahlaklıyı, ahlaksızı ayırt edemeyen, aciz kalan, Allah korkusuyla iftiradan, dedikodudan, gıybetten uzak kalmak isteyen ve ahmaklık yapmaktansa Allah’a sığınıp, her şeyin açığa çıkmasını bekleyen önemli bir çoğunluk var.

 

Ve bu çoğunluk; Kul hakkı, Allah korkusu, din kardeşim ve vatandaşım demeden oluşturulan bu şiddetli tarafgirlik, acımasız ve haince saldırılar karşısında ortada kalmışlık hissiyle ve büyük bir hayret, üzüntü içinde bu işin hayırla sonuçlanmasını beklemekteler.

 

İşin garip olan bir diğer tarafı da; 28 Şubat günlerinde korkudan kaçacak delik arayanlar, namazlarını, ibadetlerini hatta imanlarını bile gizleyenler, kendilerini onlardanmış gibi göstermek adına dört dönenler, 28 Şubat brifinglerine koşa koşa gidip elleri patlarcasına onları alkışlayanlar; ALLAH gücü onlardan alıp, bu tarafa verince birden bire saf değiştirdiler, daha doğrusu asıllarına döndüler, döndüler ama bu 28 Şubatçılara yaltaklanan ve o zaman ki zulme ortak olan korkaklar şimdilerde makam, mevki, para ve güce ulaşınca, bu gücü ve makamlarını kaybetmemek için kimlere ve neye benzediler ve kime, neye hizmet ediyorlar, aynaya baksınlar.

 

Bu kişiler menfaatleri adına vatan, millet ve dini bir kenara iterek; bir taraf partisinin ve iktidarının, diğer taraf cemaatinin derdine düştü.

 

Şu an siyasetin veya cemaatin içinde güç ve iktidar bulan bu kişiler; 28 Şubat 1997’de kul korkusuyla 28 Şubatçıların arzularına göre ve onların emrettikleri gibi yaşadıklarını, hatta onlara yaranmak için ne taklalar attıklarını, onlara nasıl teslim olduklarını unutmamışlardır sanırım. Şimdi de başka bir şekliyle, cesur görünen ve oralarda buralarda haykıran bu insanlar aslında yine Allah’a değil kullara güvenerek bu cesaret moduna girdiklerinin bilinmediğini mi sanıyorlar? 

 

Şimdilerde; Güç, makam, para, hırs, intikam, hoşgörüsüzlük, kibir, büyüklenme, saygısızlık, intikam hırsı, Allah’a iman ettiğini sanıp kullarına kapılanma ve daha nice mümine yakışmayan hasletler ve hareketler içinde boğularak kendini Allah’tan edenler, bu gücün ve şeytani zehirlenmenin nereye ve ne kadar daha süreceğini düşünüyorlar acaba?

 

Ve gizli, aşikâr herkesi dinleyenler, karşılıklı kaset savaşına girenler, yayınlayanlar, gelin bir kere de Allah’ı dinleyelim ve O’na uyalım;

 

Ey iman edenler! Bizzat kendinizin, anne-babanızın veya akrabalarınızın aleyhine olsa da adalet ve eşitlikten şaşmayın. Zengin, fakir, makam, mevki ayrımı yapmayın. Hepsinden öncelikli olan Allah’tır. Adaletten uzaklaşıp da nefsinize uymayın. Eğer eğilir, bükülür veya savsaklarsanız, Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Ey iman edenler, Allah’a, Peygamberine, Kur’an’a hakkıyla iman edin.” (Nisa; 135 – 136)

 

 

AHMET BERHAN YILMAZ

author avatar
Ahmet Berhan Yılmaz

İlgili Haberler

Yazarlar
23 Nisan 2024
22 – 28 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 23 Nisan Ayın En Tehlikeli Günü! Dikkat!

23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]

EĞİTİMDE ÇÖZÜM!
Yazarlar
16 Nisan 2024
EĞİTİMDE ÇÖZÜM!

Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]

Yazarlar
15 Nisan 2024
15 – 21 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 21 Nisan Güneş, Merkür, Venüs Dikkat!

15 Nisan haftası Güneş Tutulmasından sonraki hafta olup haftanın en olumsuz günü 21 Nisan Pazar günüdür. Güneşin katsayısı 20 Nisandan itibaren -2 seviyesine düşecektir ve Natal Güneş ve Marsı Koç, Boğa, Yengeç**, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Oğlak**, Kova, Balık olanları son derece olumsuz etkileyebilir. Bilhassa Yengeç ve Oğlak burçları 20, 21 Nisanda Tr Güneşden son […]

Genel
09 Nisan 2024
Tatil Fotoğraflarınız: Hırsızlara Davetiye mi, Keyifli Anılar mı?

Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]