ทดลองเล่นสล็อต

สล็อต 2024

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

Osmanlı döneminde; Timsah Şeklinde İlk Denizaltı Yapılmış!

Yayınlanma:
ABONE OL

Denizaltı gemileri beni ürkütür. Ben korkarım onlardan. Nedeni bilmiyorum ama filmlerde bile izlerken titrediğimi düşünürüm. Deniz korkum vardır zaten ama denizlatı korkum nedendir bilmem. Çocukken geçirdiğim boğulma tehlikesi benim denizleri uzaktan izlememin daha büyük keyfi olduğuna inanmamı sağlamıştır.

Denizaltının şuuraltıma neden ürkütücü bir şekilde girdiğini bilmiyorum.

 

Denizaltı büyük bir olay… Düşünün denizin kaç metreler altında bir kapalı kutudasınız!

Günleriniz geceleriniz geçiyor.

Ben denizin üstünden ürkerken onlar denizin altındalar. Allah yardımcıları olsun ne diyelim.

 

Bir yazı dikkatimi çekti.

İlk denizaltıyı Osmanlı zamanında tersane baş mimari İbrahim Efendi yapmış. Enteresan geldi bana.

 

O zamanlar büyük olaylar, icatlar ilk halka gösterileceği zaman büyük eğlencelere ve mutlu bir günde olmasına denk getirilirmiş.

 

Sultan Üçüncü Ahmet’in çocuklarının sünnet merasiminde ilk denizaltı gösterisi yapılmış. Bütün İstanbul halkı bu gösteriyi izlemiş.

 

3 Aralık 1719’da Üçüncü Ahmed, şehzadelerinin sünnet düğünlerini yaptırıyormuş.

Tabi şehzade sünnetleri bir günlük bir eğlence olmayıp günlerce süren, fakirlerin doyurulduğu, hediyelerin dağıtıldığı, halkın eğlendiği toylar oluyormuş.

 

Bu anlatacağım olay bu sünnet düğününün 13. Günü gerçekleşmiş.

Denizde bir sürü kayıklar varmış. O zamanlar bu kayıklar özellikle saltanat kayıkları çok süslü olurmuş.

Şehzade sünnetleri olduğu için denizde de bir sürü gösteriler yapılıyormuş. Halk, saray erkânı ve padişah izliyorlarmış.

 

Biranda denizden koskocaman bir timsahın çıktığını görmüşler.

Kayıkçılar arasında kıyametler kopmuş.

Kimse onun ne olduğunu bilmiyormuş, haliyle kaçışmalar olmuş. Feryadi figan… Düşünsenize ne kadar ürkütücü…

 

Canavar olarak düşünülmüş haliyle. Koskocaman bir timsah…

Üç çifte kayık büyüklüğündeymiş.

Üst çenesini açıp kapatıyormuş.

Sağa solada hareket ediyormuş.

 

Timsah, Aynalıkavak sarayına doğru yaklaşmaya başlamış. Padişah, vezirler çok heyecanlanmışlar. Sarayın yakınına kadar gelmiş. İşte o zaman anlamışlarki bu bir canavar değil bir denizaltı…

 

Timsah sulara gömülmüş. Heyecanı düşünün lütfen… Herkes bekliyor ses seda yok. Derken bir saat sonra timsah biçimindeki denizaltı tekrar su yüzüne çıkmış. Dolaşmaya başlamış.

İzleyenler şaşkınlıkla bakmaya devam ediyorlarmış.

Biranda kocaman ağzı açılmış. Timsahın ağzından rengârenk elbiseler giyinmiş delikanlılar çıkmış. Timsahın sırtında çalıp oynamaya başlamışlar.

 

İzleyenleri düşünüyorum da heyecandan kalpleri kesinlikle zorlanmıştır.

Ne büyük bir heyecan…

 

Bilmediğiniz bir olay, ilk defa görüyorsunuz, canavar yani timsah sanıyorsunuz, boğazın sularının yanında canavar gibi çıkıyor, bir sürü kayıkların yanından, padişaha doğru gidiyor, sonra tekrar batıyor, tekrar çıkıyor ağzını açıyor içinden gençler çıkıyor ve çalıp oynuyorlar…

 

Muhteşem ne denilebilinirki… Nasıl yapılmış, Baş mimar İbrahim Efendi gerçek bir matematik dehası olabilmeki böyle bir şeyi icat edebilsin…

 

Seyyid Vehbi bu olayı:

Sürname-i Hümayun’da anlatmış.

Osmanlı’da ilk denizaltı… Hatta dünyada ilk denizaltı…

Özetlersek:

 

Tahtelbahir denilen denizaltı Tersane baş Mimarı İbrahim Efendi tarafından yapılmış.

Timsah şeklindeymiş.

Denizaltı ilerlemiş ve Padişahın bulunduğu yönde durmuş.

Selamlama merasiminden sonra denize dalmış.

Merasim sırasında birkaç kez batıp çıkmış.

Denizaltının baş kapısı tarafına beş asker çıkmış bu muhteşem icadın maharetlerini göstermiş.

Çok büyük ilgi görmüş…

 

Aslında denizaltı fikri çoook eskilere Büyük İskender’e kadar gittiği de yazılı. Şöyleki:

Aristo, İskender’in Tyre şehrinin alınmasında kendisine 7 ay mukamet eden bu denizci ve muharip insanları yenebilmek için fıçı şeklindeki su altı silahlarından istifade ettiğini yazmış.

 

Fakat o fıçı şeklinde basit birşeymiş.

Osmanlı’nın yaptığı eni konu denizaltı…

 

 

Nazan Şara Şatana

 

 

Daha önce denizaltıyla ilgili düşünce ve planlamalara Leonardo da Vinci (1412–1519)’de rastlıyoruz.

Onun gerçekleştiremediği denizaltı çalışmalarına 1620 yılında Hollandalı fizik bilgini Cornellus Van Drebbel, 1653 yılında Fransız François de Son, devam etti.

Üstü kapalı teknelerle yapılan bu denemeler, 1776 yılında Amerikalı bilgin Devid Bushnell’in ilk denizaltı gemisini yapmasına kadar sürdü.

Çağımızda ise artık nükleer denizaltılar yapılabilmektedir.
Tarihçi Bahaeddin, ilk denizaltı gemisinin 1150 tarihinde Akka kuşatması sırasında kullanılarak, Müslümanların şehre girdiğini kaydetmektedir.

Bu durumda, Mimar İbrahim Efendi de Osmanlılar’da ilk denizaltıyı yapan kişi olmaktadır.(alıntı-bilgi evi)

 

author avatar
Nazan Şara Şatana
Ben gazeteciydim. Günaydın gazetesi, Ankara bürosunda Bekir Coşkun’un istihbarat şefi olarak görev yaptığı yıllarda; Meclis, Adliye, TRT ve magazin muhabiri olarak görev yaptım. Günaydın gazetesi haricinde, Merhaba, Haftanın Sesi gazetelerinde de yine muhabir olarak çalıştım. Gazetecilik yıllarım turizme geçerek sona erdi. Pamfilya Turizm acentesinden sonra, birçok beş yıldızlı tesislerde (Öger bünyesinde ve başka önemli tesislerde) üst düzey yöneticisi olarak görev yaptım. Halen Genel Müdür olarak görevimi sürdürmekteyim. Sekiz kitabım yayınlandı. Asar şamil Ve Rus terzi, Şarkın Modern Gelini Şehribahar, Zeus’un Aşkları, Otel I, Otel II, Hekim Ali Suavi Efendi, Havada Kekik Kokusu Vardı, Herkül 2006 da yayımlanan Asar Şamil Ve Rus Terzi, Havada Kekik Kokusu Vardı ve Şarkın Modern Gelini adlı kitaplarım T.B.M.M. Meclis Kütüphanesindeki yerini almıştır. Yeni yayınlanacak kitaplarım; Belkıs Akkale’nin hayatı roman tadında – Belkıs - Şimdi Yağmur Yağacak, Topkapı Şifresi, Taşlar, Mihrace, İstanbul – İstanbul. Ayrıca yayına hazır senaryolarm ve müzikallerim mevcuttur. Evlat TV filmim TGRT de yayınlandı. Birçok senaryom dizi olması için televizyon kanallarında beklemektedir. Bir senaryom ise dizi olarak yayınlanması için TRT1’de hazırlıklarda.

İlgili Haberler

Belediye
19 Temmuz 2024
TÜKODER’den İBB’ye İstanbulkart tepkisi

YAŞI NE OLURSA OLSUN ÖĞRENCİLERİN KAZANILMIŞ HAKKI YOK EDİLEMEZ   İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) Meclisi, 11 Temmuz 2024 tarihli toplantısında, İstanbulkart öğrenci indirimine yaş sınırı getirilmiş, 30 yaşından gün almış öğrenciler için indirim oranı %50’den %10’a düşürülmesi ile ilgili TÜKODER-Tüketiciyi Koruma Derneği Merkez Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklama da; “İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) Meclisi, 11 Temmuz […]

Belediye
13 Temmuz 2024
Yenidoğan Yol Kavşağı projesinde trafik çilesi bitmiyor

Çekmeköy Taşdelen Mahallesi Şile Yolu Yenidoğan Kavşağı Yol Projesi inşaatındaki gecikmeden dolayı trafikteki araçların çilesi bitmiyor. Özellikle trafiğin olduğu sabah ve akşam saatlerinde, aylardır bitmeden yol inşaatı nedeniyle, çok ciddi trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Araçlar ve bölgedeki sanayi nedeniyle tırlar, saatler boyu trafikte bekliyor.   İLGİLİ HABER KADIKÖY’DE KAPANAN ÇİÇEKÇİ TEZGAHLARI GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ OLUŞTURUYOR İstanbul Büyükşehir […]

Genel
13 Temmuz 2024
Başkan Bozali’den Uyarı! “Elektrik ihmale gelmez, bakım ve denetim şart

İzmir’in Konak ilçesi Alsancak semtinde meydana gelen elektrik akımına kapılma sonucu yaşanan trajik ölüm üzerine İstanbul Elektrik Teknisyenleri Odası Başkanı Haluk Bozali, yetkililere önemli uyarılarda bulundu. Bozali, elektrik kazalarının çoğu zaman can kaybı ile sonuçlandığını belirterek, öngörülemeyen kazaların aslında düzenli bakım ve yeraltı sistemlerinin kameralarla kontrolü ile önlenebileceğini vurguladı. Başkan Bozali, yeraltı kablo tesisatları hakkında […]

GÜNDEMİN GÜNDEMİ
Eğitim
13 Temmuz 2024
GÜNDEMİN GÜNDEMİ

Birkaç hafta gündeme dair bir şeyler yazıp çizmedim; işin doğrusu, biraz tembellik hakkımı kullandım. Gündeme dair yazıp çizmediğim birkaç haftada, ülkede o kadar çok şey olup bitti ki insan, “Bu ülkeye bu kadar gündem çok fazla!” diyesi geliyor. Süleyman Demirel, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir.” demişti. Ne kadar doğru bir sözmüş, maalesef yaşayarak […]