Bana yeni bir sayfa sizlere bir sürü sayfalar.
Ben kitabımı bitirdiğimde, hele yayınlandığında, çok heyecanlanırım. Nasıl anlatılır bilemiyorum. Kalbim bir deli çarpar, nefesim bir farklı soluk alır. Ellerim titrer, gördüklerim buğu bir camın arkasında saklanır.
Kapağından, son yazısına kadar olanları bir solukta nefeslerim.
Gözlerim dolar, içim titrer.
Sizler; kitabı ilk elinize aldığınızda nasıllar gelir aklınıza…
Benim ilk elime aldığımda; uykusuz gecelerim, onlarla gezdiğim diyarlar, onlarla ağladığım zamanlar, yaşadığım romantizm, onlarla döktüğüm gözyaşları gelir.
Onların sıkıntılarını en iyi ben bilirim, onların âşık olduklarında çektikleri acıları da bilirim. Acıların değişiklikleri ile tanıştıklarında yanlarında ben olurum, çocukluklarını da büyüklükleri kadar bilirim. Ne hissederler onu da bilirim. Ben onlarla ağlarım onlarla gülerim.
Onlar benim dünyamın misafirleridir çünkü.
Onlar benim dünyamın kurgularıdır, hayalleridir.
Kitap bittiğinde hüzünlenirimde sevincimin yanında…
Bitti – gittiler.
Bir balon gibi! Puffff yoklar.
Onlar artık benim dünyamdan, benim konuklarım olmaktan çıkmışlardır. Başka evlerde başkalarının misafiri olmaya hazır beklemektedirler. Birilerinin onları buyur etmelerini istemektedirler.
Onlarda sizlere kendilerini, yaşamlarını, tatlarını, lezzetlerini sunmak istemektedirler.
Sizlere kendilerini anlatacaklardır. Hissettireceklerdir.
Önemlisi bunu başarabilmeleridir.
İyi misafir, iyi konuşmacı, iyi anlatıcı olsunlar ki; siz onları evlerinize buyur ettiğiniz için memnun olun.
Siz onların size verdikleri ile sevinin.
Siz onlarla bir arada iki üç dirhem bir şeyleri de bilgi haznenize ilave edebilirseniz gülümseyin.
Ben çoktan size gönderdiğim misafirlerimi gönlümün içine yerleştirmiş olarak aklımdan savurmuşumdur.
Şimdi yeni bir kitap yazıyorum…
Yeni tatları tatmaya lezzetlerini almaya başladım bile…
Bekleyin!
Nazan Şara Şatana