MENÜ ☰
Volimax
Esentepe Avrupa Konutları
Kadıköy Gazetesi » Yazarlar » Deniz… İşte temaşa burada…
Nazan Şara Şatana

Deniz… İşte temaşa burada…



Yürüyordu… Ne yürümek ama! Ayakları yere değiyor muydu yoksa o öylemi hissediyordu! Yukarılardan aşağılara gidiyordu, yokuş aşağıydı bu yol… İnce ya da dar taşları sere serpe serpiştirilmiş, belli ki çoook uzun yıllar önce yapılmış. Üzerinden yine çoook zamanlar geçmiş hemen iki kenarında çalımsı ama çok güzel, otumsu ama çok güzel yeşillikler, hemen onların devamında bir tarafta dağların eteğinde ağaçlar envaitürlü yeşilin tonlarında, diğer tarafta evlerin çatıları ile biraz kendilerinin görüntüleri, onların altında büyük mavi.

Deniz… İşte temaşa burada… Mavi deniz uzağında iki ada birbirinin karşısında birbirine selam verir misalinde. Biraz dikkat edince adaların eteklerinde yine burada görüldüğü gibi kahve – kızıl arası kiremitlerle çatılarının süslendiği beyaz duvarları ile evler seçiliyor. Ne hoş! Biraz daha dikkat edince o adaların arkalarında da ya denize savrulmuş adalar, ya da birbirini tamamlayan dağlar göze çarpıyor.

Yeşiller hani bayağı bir yeşiller. Uzaklardan öyle görülüyorlar. Belli oraların yeşil olması… Belli oraların ağaçlarının çokça olması! Oraya henüz muhteşem insan eli değmemiş! Resim yapanlar bilirler. Tuvale önce astar boya atılır üstüne de yaptığınız resmin ana rengini boyarsınız, bu tabloyu ben yapmış olsam açık bir mavi olur diye düşünürüm. Mavi içinizi açar misali…

Dağlar üst üste gibi, dağ – ada misali görüntülerin hemen ardında, sağında, solunda bulutlar sarmış tepeleri… Bulutlara bakıp hangimiz nelere benzetmedik ki… Bazen kuzular olur bulutlar, bazen Yunan mitolojisindeki Musalar yani periler. Bazen küçük bebeğe benzetiriz bazen de adam akıllı Zeus’a… Burada da öyle bulutlar sizlere göz aldatması şekiller sunmuşlar. Siz birine alışmadan o değişmiş, bir başkası gelmiş olsa bile gayretle neye benzediklerinin derdindesiniz. Bunca güzelliği bir kenara bıraktıktan sonra!

Evlere bakıyorsunuz… Evler dedim ya kiremitlerle döşeli üstleri beyazlara terk edilmiş altları. Güneş beyazları parlatıyor. Pencerelere bakını lütfen… Kırmızı. Bu nasıl güzelliktir böyle. Kırmızı beyaz. Dünyada birbirine yakışan bu kadar güzel iki rengi görmedim. Kimse görmemiştir. Ne biz Türkler ne de dünya âlem. Kırmızının üstündeki ay ve yıldızımız onun için çok güzel. İnanılmaz güzeldir.

Evin perdeleri de pek hoş. Hatta evlerin de diyebiliriz. Sanki bir örnek! Sanki komşu evin gelini gelirken gurbetten çiçekli perdeler yapmış, eteklerinde el cağazı ile danteller örmüş. Komşunun tüm kızları da bunu görmüş. Bizde yaparız demişler, yapmışlar gibi. İçinizde bir rahatlık, bir huzur… Bu sadece perdeden mi? Sizce!

Birbirine ne kadar da yakın bu evler. Bi anda aklımıza gelmiyor mu? Evler hani demiştim ya yüksekteydi. Sanki yamaçlara dizilmişlerdi. Onların verandalarından, balkonlarından ya da pencerelerinden deniz görülmez mi? Görülür. Peki oralarda oturup kahve, çay içilmez mi? İçilir. İki de muhabbetin teline dokundurulmaz mı? Dokundurulur.

Oh kahvenin kokusu, çayın tadı damağımda hissettirdi kendini. Sizde de aynısı oldu mu? Ya çok karanlık olmayan uzun yaz gecelerinde denizden esen iyot kokusu sanki balıklar etrafınızdaymış gibi gelen koku. Yakamozların sizlere göz banyosu hareketli dalgaların arasında bazen şakacı yunusların size selam vermesi… Arada bir tepelerden esen kekik kokusunu da içine alan esinti…

Of ne oldu hafif bir titredim. Üşür gibimi oldum. Şimdi omuzlarıma bir şal alacağım. Keyfime keyif katacağım. Yanımdaki her kimse, eşim, oğlum, kızım, arkadaşlarım, kardeşlerim, yeğenlerim dostlar yani canlarım kimler varsa bu gecenin ve ondan sonraki gecelerin!

Bu tatil boyunca kaldığım bu küçük yerin tadını çıkartacağım.

Sizlerde inşallah büyük gürültülerden, sevmediğiniz kokulardan, gürültü kirliliğinden, zamansızlığın verdi koşturmacılardan, uzun toplantılardan, gitmek istemediğiniz halde gittiğiniz randevularınızdan,  her daim yaş, işinden ve her şeyden şikayet edenlerden, trafikten; kısa aralıklarla da olsa koparsınız, benim gibi küçük ama dünyanın en huzurlu, en güzel, en can dostu insanlarla sohbetler eder, uzun sahil yürüyüşlerinde esinti ile aklınızı yıkar, küçük kahvelerde yeni dostlar edinir, deniz kenarındaki balıkçı lokantalarında balık yer bol – bolda güneşlenirken kitap okursunuz….

Hepinize iyi tatiller diliyorum.

 

Nazan Şara Şatana

📆 27 Temmuz 2011 Çarşamba 18:24   ·   💬 0 yorum   ·  
ABS Kör Kalıp

KADIKÖY'DE HAVA

İSTANBUL

BLOG

YAZARLAR

RÖPORTAJLAR

BAĞLANTILAR

Kadıköy Gazetesi
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.