Şanlıurfa’dan söz edince o kadar çok anlatılacaklar bulabilirsiniz ki. Onun için zaten seri olarak çıkardığım otel kitaplarımın üçüncüsü olan Urfa’ya ne isim bulacağımı bilmedim.
(Balıklıgöl’de ortaya çıkartılan Av Sahnesi Mozaiği arkeoloji dünyasını şaşırttı. Amazon kadınlarını atlar üstünde avlanırken resmeden eşsiz mozaikler, tekniği, sanatı ve Fırat Nehri’nin 4 milimetrekare boyutlarındaki orijinal taşlarından yapılması nedeniyle dünyanın en kıymetli eserleri olarak nitelendiriliyor. Alıntı )
Saymakla bitiremeyeceğim, yazacağım, meraklanacağım ve öğreneceğim daha niceleri ve bilinmeyenleri yazmamdan dolayı koyacağım kitabın ismini her yeni bilenmeyende değişmesi…
Bu gidişle ben her gün yeni bir bilinmeyeni Urfa hakkında öğreneceğim, onu araştıracağım, inceleyeceğim, okuyacağım… Tamamdır dediğimde yeni bir şey çıkacak. Urfa tarih anlamında o kadar zengin ki.
Yeni okuduğum bir haber benim dikkatimi çekti.
Alman arkeolog Klaus Schmidt 11 bin 500 yıllık yontulmuş taşlar bulmuş ve açıklamış.
“Burası demiş Dünyanın insan yapısı en eski kutsal yeridir.”
Şaşırmamak nasıl mümkün olsun.
Biraz daha araştırınca neler ortaya çıkıyor bakın sıralayalım.
Gazetecilere oradaki sütunları göstermiş.
Bunlar Şanlı Urfa hakkında anlatılacaklardan yani kum tepelerinin birinden bir kum tanesi. Urfa’nın zenginliğini böyle düşünün isterseniz.
Nazan Şara Şatana