CİNE’5’te çok değerli bir kardeşim var. Erdoğan Sevinç… Bir abla der bin abla dökülür dudaklarından. Güzel gönüllü kardeşimdir benim. Beni aradı;
“Belkıs Akkale ile seni ablacığım Yasemin Bozkurt’un programında konuk etmek istiyoruz.”
Belkıs Akkale ile konuştuk. Olur’u aldıktan sonra Erdoğan’a da söyledim. Gün belirlendikten sonra CİN 5’ gittik.
Hazırlanırken Yasemin Bozkurt geldi. Kibar, zarif bir hanımefendi… Tam profesyonel bir televizyoncu…
Yasemin Hanımı tanıyınca, onun program içindeki disiplinini, tecrübelerini izleyince boşuna Yasemin Bozkurt olunmuyor diyorsun.
“Neden yoktunuz” dedim. Çünkü olmalıydı. Televizyonlara birçok ilkleri getirmişti. Bizler o kadar çok sanatçıyı onun aracılığı ile tanımış, ailesi ile tanışmış, hayran olduğumuz starları onunla birlikte özellerini öğrenmiştik.
“Amerika’daydım dedi. Geldim artık televizyonlardayım’ ı da ilave etti.
Ben çok memnun oldum. Televizyon günümüzde çok etkili… Bazen elektrikler kesiliyor ya da televizyonunuz çalışmak istemiyor. Rüzgâr vardır, yağmur fırtına kısa bir ara gidiyor. İşte o zaman bağımlılığınız kendini gösteriyor.
“Eyvah ne yapacağım. Zaman nasıl geçecek diyorsunuz.”
Televizyon bu kadar önemli… O zaman önemli televizyoncuların da değerini bilmemiz gerekiyor.
Televizyonlarda bence birçok konu işlenmeli. Bilgili insanlara iş düşüyor. Böyle etkili bir silahı doğru etkilenilecek şekilde kullanılmalı.
Doğru insanların doğru yerlerde olması dileğiyle…
Nazan Şara Şatana