İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir.
Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır.
Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor.
Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir?
Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin
Daha doğrusu eksiklik değil de yenilenmesi gereken ekipmanlar var. Bunlar basın tribünündeki masalar ve en önemlisi tribünden görünmeyen pozisyonların tekrarı ile maç takibi için kullanılan küçük TV ekranları.
Galatasaray basın tribününde bu ekranların bir kısmı çalışıyor fakat çoğunluğu pasif durumda, çalışmıyor.
Çalışmadığı gibi yapılan dizayn nedeniyle maç izlemenin de önünü kesiyor.
Bunun yanında masalarda bulunan çalışmayan prizler de ciddi bir sorun.
Prize herhangi bir şarj aletini takmaya çalıştığınızda bile ciddi bir güç sarf etmeniz gerekiyor ki buna rağmen şarj aleti prize girmiyor.
Bu arada basın tribünüyle ilgili duyduğum kadarıyla, Galatasaray Kurumsal İletişim Direktörü Murat Bereket ağabey de çalışma yapılacağını söylüyor.
Umarım bu çalışma bir an önce yapılır.
Çünkü bu durum, Türkiye’nin tek UEFA Kupası sahibi ve tek Süper Kupa sahibi takımına yakışmıyor.
İlgili Haberler
Avrupa’dan Türkiye’ye döndüğümden beri orada izlediğim veya tiyatro festivalinde ülkemizi ziyaret eden yabancı oyunlar haricinde özgün bir dil seyretme sıkıntısı yaşıyordum. Şahika Tekand’ın On Adımda Unutmak isimli oyununu çember dışında bırakırsam oyunların multidipipliner ve multivizyoner bir yaklaşımla sahneye konulduğuna da da şahit olamıyordum. Ta ki Khora’yı izleyene dek… İLGİLİ HABER ‘Kare Kare İstanbul’ sergisi Maltepe’de […]
Hatırlar mısınız bilmem ama cehalete övgüler düzen bir profesör vardı. Televizyon ekranlarından “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor.” demişti. Yine bir öğretim görevlisi, “Cahil kesime güveniyorum.” diyerek, cahilliğe övgüler yağdırmıştı. Okuyarak ya da siyaseten bir yerlere gelmiş insanların ağızından, cahilliği öven daha bir sürü söz ya da konuşma örnekleri verilebilir. Cahilliği övecek değilim. Cahillik övülmez, […]
Hangi sanatçı istemez ki yaşarken değer bulmayı, onurlandırılmayı, el üstünde tutulmayı. Tabii ki her sanatçı ister… Bizim gibi ülkelerde sanatçılar, maalesef yaşarken değil öldükten sonra değer bulur. Yaşarken yokmuş gibi davranılmak, öldükten sonra kıymete binmek… İlginç değil mi? Öldükten sonra değil yaşarken değer verilmeli sanatçılara… Doğru olanı budur. Ferdi Tayfur’un ölüm haberi alınınca sosyal medya […]
Ah bu yıllar! Biri biter biri başlar… Bir de bakmışsın ki ömür biter. Çocukken yılların bir an önce geçmesini, beli bir yaşa gelince de yılların hiç geçmemesini isteriz. Tek derdimiz, tüm yaşanmışlıklara inat hep yaşamda kalmaktır. Yaşamak, yaşamak, hep yaşamak… Kim ne düşünürse düşünsün hayat acımasızdır. Bir bakmışsın yaşlanmışsındır. Zaman hızla gelir ve geçer… Ne […]