Senede bir gün yemek içmek ve göbek atmak bizim hakkımız. Yeni yıla nasıl girersen hep öyle gidermiş. Büyük düşünelim büyük eğlenelim. Yılbaşı gecesi, cari açığımızı aklımıza getirip tadımızı kaçırmayalım. Kös kös oturmak yok, çalkalayalım! Açalım bağrımızı görünsün kıllar, kırılsın tabaklar. Çalsın sazlar, oynasın oynaklar. Hoplayalım zıplayalım, gaz çıkartma özgürlüğümüzü kullanalım.
İyi güzel de, bizim önemli bir sorunumuz var… Bizler dar gelirli vatandaşlarız, yılbaşı gecesi dansöz oynatamıyoruz. Televizyonların yılbaşı programında dansöz de yok… Ülkemizdeki gelir adaletsizliği işte buradan belli. Dansöz deyip geçmeyin dansöz, demokrasinin direğidir.
İşte bu yüzden, yılbaşı gecesi kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Tabi çok yoruluyor, nefes nefese kalıyoruz. Kalp krizi geçirenler var! Bu nedenle, yetkililerden dansöz kredisi talep ediyoruz. Ya da, dar gelirli her aileye yılbaşı gecesi için bir adet dansöz tahsis edilsin. İki adet olursa, yılbaşı tavuğu tadından yenmez. Dansözde bir hasar meydana gelecek diye tedirgin olmaya gerek yok. Dansöz, ailenin reisine imza karşılığı teslim edilsin. Meydana gelebilecek hasarın bedeli, maaşından on taksitte kesilsin.
“Ülkemizde dansöz açığı var” diyeceksiniz. O zaman, yurt dışından doktor ithal edileceğine dansöz ithal edilsin. Türkçe bilmeyen doktorla anlaşamazsın ama dansözle gayet rahat anlaşırsın. “Dansöz oynatmak tehlikeli, kalp krizine neden olabilir” görüşüne katılmıyorum. Çünkü suni teneffüs yoluyla insanı hayata döndüren dansözler biliyorum. Bu sorun çözülmediği için yılbaşı gecesi dansöz oynatamayıp strese giren vatandaşlar çok kolay kandırılıyor. Örneğin ben, telefonda kendisini savcı ve polis olarak tanıtıp “Yılbaşı gecesi takıl bana, hayatını yaşatayım sana” diyen kişiler tarafından kandırıldım. Ocak ayı maaşım uçtu gitti. Ben yandım, siz yanmayın!
Uzun lafın kısası, yılbaşı gecesini düşünecek halim kalmadı. Oysa benim, dansöz hanıma para yapıştırmak gibi bir hayalim vardı. Bu durumda yılbaşı gecesi piyango biletime bakacağım, zengin olmadıysam zıbarıp yatacağım…
İlgili Haberler
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]
Karagümrük stadı hakkında bu kaçıncı yazımı artık söylemiyorum. Fatih Belediye Başkanı Ergün TURAN , 15 Mart’ta sosyal medya hesabından Karagümrük taraftarına stat müjdesini verdi. Bu kaçıncı müjdeden artık bunu da söylemiyorum. Bildiğim tek şey taraftarın artık boş vaatlere karnının olduğu şey. Neyse ki krizi bırakıp iyi bir yerde görmek istiyorum. Stadın kapasitesi 7.680 kişilik olacak. Şehrin göbeğinde butik […]
Zaman sonsuzdur. Evren, uzay, yani içinde bulunduğumuz mekân da sonsuzdur. İnsan, birey olarak da “insanlık” olarak da zamanın ve mekânın sonsuzluğunun kesiştiği herhangi bir noktada, bir hiç, bir sıfırdır. Bir insan ömrünü yüz yıl kabul etsek bile, zamanın sonsuzluğunda yüz yıl nedir ki? Bırakın yüz yılı, bin yılı, milyar yıl nedir ki, sonsuzluk karşısında? Biliyorsunuz, […]
Galatasaray son haftalarda formsuz, şampiyonluklar yaşayan Okan Hoca da kayıplarda. Büyük takımlar bazen böyle durumlarla karşı karşıya kalabilir. Tam her şey bitti derken ortaya bir “kahraman” çıkar hem takımı hem hocayı tabiri caizse ipten alır. Doğru tahmin ediyorsunuz, Osimhen’den bahsediyorum. Piyasa değeri 100 milyon euro olarak söylenen oyuncu şu an Galatasaray’ın kurtarıcı meleği. […]