Türkiye’de her zaman konut ihtiyacı olmuş ve son yıllarda konuta talep artmış ve bu durağanlık nedeniyle ihtiyaca cevap verilememektedir.
Uzun vadeli imar planlamaları yapılmadığından kentlerimiz maalesef düzgün bir şehir kimliği ortaya koyamamış ve ciddi sıkıntılarla baş başadır. Bu nedenle kentsel dönüşümün önemi çok fazladır.
Türkiye coğrafyasının yüzde 66’sını, Türkiye nüfusunun yüzde 71’ini ilgilendiren sağlıksız ve güvensiz bir yapı kitlesiyle karşı karşıyayız. Artan nüfus nedeniyle de sağlıklı ve güvenli konut ihtiyacımız her geçen gün biraz daha artmaktadır.
Yapılacak olan kentsel dönüşüm çalışmalarıyla ancak daha düzenli şehirlere, sağlıklı ve güvenli yapılara dönüşebiliriz. Yerinde ve mülkiyet hakkına saygılı bir kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırmalıyız.
Bu kadar geniş kapsamlı bir dönüşümü kısa sürede bir bakanlığın veya genel müdürlüğün çözmesi de mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye’de yeni bir iş ve finans sistemine ihtiyaç vardır. “Kendin yık kendin yap” modeli beklenen ihtiyaca bir nebze olsun cevap verebilmektedir.
Devletin mülkiyet sahiplerine sağladığı uygulama kolaylıkları, vergisel muafiyetler ve ekonomik desteklerle hiçbir kat karşılığı sisteme, gelir paylaşımı sistemine hatta imar artışına gerek kalmadan “kendin yık kendin yap” modeli ve yerinde kentsel dönüşümle konut ihtiyacına cevap verilebilir.
Uzun vadeli ödeme kolaylığı, düşük faizli kredi veya sıfır faizli ödeme sistemi ile daha sağlıklı, güvenli konutlara sahip olunabilir. Beklenen konut ihtiyacına da bu şekilde daha hızlı çözüm bulunabileceği gibi hem istihdama hem de ekonominin canlanmasına katkı sağlanabilir.
Tüm bu süreçler yürütülürken mutlaka işin uzmanı ve ehil kişiler vasıtasıyla yapılması bir o kadar önem kazanmaktadır.