Bir balık, cansız bir manken, ne olduğunu anlamadığımız eşsiz bir yaratık ve bir de ziyaretçi ile günümüze, hatta aslında tam da bize dair bir hikaye anlatan Düşenler’le siz de düşmeye hazır mısınız? Bu oyunla alaşağı olacaksınız ve ezberiniz biraz bozulacak.
Yeşim Özsoy’un 2003 yılında kurduğu Galata Perform çatısı altındaki “Yeni Metin”, birbirinden kıymetli öğretmenlerin iş birliğinde yetiştirdiği öğrencilerle günümüz tiyatrosuna taze isimler kazandırmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz aralıkta bir ay boyunca hem yerel hem de yabancı oyunlar izlediğimiz Yeni Metin Festivali’nin okuma tiyatrolarından biri seyirciler tarafından çok konuşuldu.
Düşenler isimli bu oyun, Yeni Metin’in geçen yılki öğrencilerinden Gizem Kurtulmuş tarafından ele alınmış. Kurtulmuş mütevazı bir genç yazar olarak, “Yazmaya çalışıyoruz.” diyerek hali hazırda hala Yazar Masası’nda da derslere devam etmektedir. Kurtulmuş’un Düşenler isimli oyununda dört karakter izleriz.
Birbirinden bağımsız gibi görünen ve oyun boyunca da alan kullanımı olarak birbirlerinin sahnesine taşmayan bu dört karakterin her biri bir metafordur aslında. Eşini bulamayan yalnız bir yaratık devamlı bir nedenden dolayı burada olduklarını söylerken, orada olmaları gerektiği için orada olduklarını söylerken hayata ve başına gelen tufana itimat ediyor gibidir. Ayşe Lebriz’in başarıyla canlandırdığı bu karakter dışlanmış ve öteki olanın hala bir umut taşıdığına da ışık tutmaktadır resmen.
Ona eşlik eden bir balık, kendisine orada bir yer bulamamış, mümkün olur olmaz oradan kaçmak isteyen bir insan ve balıkla gizli bir ilişkisi olduğuna dair bir nüans yakaladığımız yabancı ile oyun seyirciye gerilimi gittikçe yükselen bir fantastik dünya sunar.
Lebriz’in yükselen sesi ile yeni bir tufan olacakmışçasına haykırışları, diğer oyuncuların dekorun sunduğu müthiş bir alan imkanı olan iplerle sahneye bir girip bir çıkmaları modern insanın çıkışsızlığına, gel gitlerine, ait olamama problemine, iletişimdeki şiddete ve aslında hepimizin belki de hala Nuh’un Gemisi’nde gidiyormuşuz gibi bir tufan resmi çizmesine neden oluyor.
Yeni Metin Festivali’ndeki diğer oyunlar gibi bu oyun da az dekoru ve çok repliği ile isminin hakkını veriyor ve çağdaş tiyatroya yeni metin, diğer bir deyişle yeni bir soluk kazandırmaya yardımcı oluyor. Ben oyunu festivalde değil Kultural Performing sahnesinde yakalayabildim. Işık, makyaj ve kostümüyle uzun zamandır sahnede olan bir sezon oyunundan farkı yoktu benim için.
Tiyatro yazarlarından Erdoğan Mitanni de seyirciler arasındaydı ve çıkışta hem yazarla hem de başarılı yönetmen Yağmur Yağmur’la konuşmalarından kulak misafiri olduğum kadarıyla oyun üçüncü kez sahnelendiğinde artık bir okuma tiyatrosu gibi olmayacağı, eldeki tekstlerin bırakılacağı, zaten oyuncuların da yavaştan oyunu ezberlemiş olduklarıydı.
Bu da tabiki mesleğinde oldukça ses getiren genç oyuncuların (Aynı zamanda Germinal Tiyatro’nun kurucusu Ahmet İlker Ergin, sezonda Çekmeceden Yıldızlara’da da oynayan Şakir Gürler, Nisan Dağ’ın filmi Bir Nefes Daha’dan bildiğimiz Eren Çiğdem ve aynı zamanda iyi bir akademisyen olan Ayşe Lebriz Berkem) profesyonelliklerinin yanı sıra Galata Perform’un da başarısı.
Çünkü düşünen beyinlere ve yazan kalemlere böyle alanlar açıp, böyle imkanlar tanımasa yollar çok daha tıkalı olabilir, seyirci çok daha geç tanışabilirdi bu oyunlarla. Yani özetle bu oyun, ülkemizdeki bir tiyatro yazarlığı eğitiminin misyonunu da yerine getirmesiyle takdire şayan ve takip edilmeye, izlenmeye devam.
O halde Düşenler’i not edin, Gizem Kurtulmuş ismini de aklınızda tutun derim, naçizane. Elbet yeni işleri de olacaktır.
İlgili Haberler
Son zamanlarda, teknoloji ürünlerinin fiyatlarının artmasıyla birlikte tüketiciler, ellerindeki cihazları onararak veya güncelleyerek kullanmaya yöneliyorlar. Ancak, bu durum teknik servis aramalarını da arttırıyor ve dolandırıcıların yeni bir hedefi haline geliyor. Eskiden dolandırıcılar, telefon veya basılı ilanlar aracılığıyla tüketicileri kandırırlardı. Ancak, internetin gelişmesiyle birlikte bu taktikler daha da sofistike bir hal aldı ve vatandaşlar artık doğrudan […]
İzmir Devlet Opera ve Balesi, klasik bale repertuvarının en ikonik eserlerinden biri olan Kuğu Gölü balesini bu akşam Bornova Necdet Aydın Sahnesinde İzmirli izleyicilerle ilk kez buluşturmanın heyecanını yaşadı. Pyotr Ilyich Tchaikovsky’nin ilk bale çalışması olarak bilinen Kuğu Gölü, 1877 yılında Bolshoi Tiyatrosu’nda sahnelendiğinde karmaşık müziği ve hatırlanamaz koreografisiyle eleştirilse de zaman içinde bale denince […]
Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Lykofos ortak yapımı William Shakespeare’in ölümsüz eseri Romeo ve Juliet, 26 Nisan Perşembe günü, Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonunda, saat 20.00’de seyirci ile buluştu. Temsil öncesi Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, oyunun yönetmeni Lefteris Giovanidis ile oyunun yapımcılarından Lykofos Genel Sanat Yönetmeni Yiorgos Lykiardopoulas Yunanistan […]
AKUT VAKFI, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocukların yanındaydı. Nesin Vakfı’nın Çatalca’daki 23 Nisan Şenliği’ne destek veren AKUT VAKFI, çocuklarla doğanın bir parçası olabilecekleri eğlenceli etkinlikler gerçekleştirdi. Vakfın Hatay’da eğitime kazandırdığı okullarda ve kuaförlerde de 23 Nisan sevinci vardı. Ülkemizde deprem bilincinin yaygınlaştırılması için yaptığı çalışmalar yanında insani yardım projeleri ve eğitime verdiği […]