Slot Siteleri

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

Hiçbir Yerdeki Adam

Yayınlanma:
ABONE OL

“Ofisteki arkadaşlarım, Cevdet Bey, Emrah hatta evdekiler, 12 yıllık karım her gün bana daha da yabancı geliyordu. Evin önüne geldiğimde bile sanki bir başkasının evine gelmişim gibi geliyordu. İşin tuhafı tanıyordum kendimi, dışarıdan bakınca kestirebiliyordum. Okumuştur. Evlenip kredi çekmiştir. Sonra ikinci el bir sedan almıştır. Gastrit olmuştur. Artık sizin gözünüzden görüyordum her şeyi.”

Bu sözler geçtiğimiz günlerde Kadıköy Emek bünyesinde izlediğim Hiçbir Yerdeki Adam oyunundan alıntı. Anıl Can Beydilli’nin yazdığı oyunda Özer Arslan tek kişilik bir performans üstlenmişti. Özer Arslan’a önceki performanslarından da aşinayım ve beğendiğim bir oyuncu. Emek’teki oyunların çoğunun tek kişilik oyunlar oluşu da bir süredir ilgimi çekiyor. Meseleleri dallandırmadan budaklandırmadan ortaya koyan oyunlar bunlar…

Hiçbir Yerdeki Adam, beni biraz da Yusuf Atılgan’ı ya da yer yer Albert Camus karakterlerini çağrıştırması ile yakaladı. Hiçbir yere sığamayan, aslında kendi halinde ama bulunduğu halle hiçbir şekilde hemhal olmayan bir adamı anlatıyordu. Kendisiyle kavgalı ama bu kavgayı da toplumsal bir yerden okumaya çalışan… Özer Arslan, Aysen Mede’nin dramaturjisi ile bu arada kalmışlığı ve bir Camus karakteri vari rolüyle çatur çutur seyirirciye açıyordu.

Seyircinin kendisini oyuna rahatsız edici bir şekilde dahil hissettiği bir alan haline de böyle dönüşüyordu Hiçbir Yerdeki Adam. Karşımızdaki kişiyi yargılayıp yargılamadığımız üstüne bir gözlem oluşturuyorduk ve oyunun ismindeki Hiçbir Yerdeki Adam’ın ironisini de böylece yakalayabiliyorduk. Çünkü aslında bizimle dertleşme isteği, kendisi ile hesaplaşmaları ve barındırdığı birçok duyguyla bize Hiçbir Şeyi Olmayan yani aslında Her şeyi Olan Bir Adam’ı anlatmış oluyordu oyun. Sıkışmışlığı arasında bir çıkış yolu arayan, biraz kırgın, bir parça da kızgın, gün içinde belki de yanımızdan geçen kaç kişinin ortak sesiydi bu adam. Bu nedenle ismi asla vurgulanmıyordu, oldukça anonim bırakılıyordu ve finali de ufak bir nüansla bizim öznel seçimimize bırakılıyordu.

Hiçbir Yerdeki Adam’ın türüne finaldeki ufak nüanslar gibi nüanslardan ötürü komedi denilir mi bilemiyorum. Ama başkasının acısına bakmak Susan Sontag’ın aynı isimli kıdemli kitabından beri aşina olduğumuz bir durum. Tiyatroda ise bu Bertolt Brecht’ten bu yana yabancılaştırma efekti ile gerçekleştiriliyor. Ancak bu oyunda o kadar doğal emdirilmiş ki metne, Brectiyen bir yöntem değil de, oyuncunun kendi doğaçlamasına önem verilmiş hissi uyandırılıyor.

Tek kişilik oyunların revaçta olan ve bireylerin kendi hikayesini ifade etme ihtiyacını merkeze alan bu dönemde, oyunu 2022 yılında da Kadıköy Emek’in web sitesi veya instagram hesabını takip ederek yakalayabilirsiniz. Ocak ayında 10 ve 28’inde sahneleniyor. Şimdiden iyi seyirler…

Oyun Künyesi:

Yazan-Yöneten: Anıl Can Beydilli

Dramaturg: Aysen Mede

Oynayan: Özer Arslan

Dekor: Gamze Bayraktaroğlu

Kostüm: Zeynep Engin

Işık Tasarımı: Can Kılınç, Ege Erkal

Reji Asistanları: Zeynep Engin, Yiğit Candemir, Zeynep Moğultay

Fotoğraf: Yaşam Gülseren

Görsel Tasarım: Dicle Pektaş

author avatar
Günsu ÖZKARAR
Günsu Özkarar 1987 doğumlu Günsu Özkarar, 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Viyola Ana Sanat Dalı’ndan “Onur Derecesi” ile mezun olup, İsviçre’ye taşındı. Bir taraftan Hocshule der Künste Bern’de yüksek lisans yaparken, bir taraftan da Orchester der HKB, Schweizer Jugend Sinfonie Orchestra, The Women Orchestra of Switzerland’da çalarak, Avrupa’nın farklı şehirlerinde konserler verdi. Yurda döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Sanatta Yeterlilik çalışmalarını tamamlayıp, bitirme tezi “Tarihsel Süreçte Gelişen Viyola Ekolleri”ni kitap olarak yayınladı. Yazı ile yolu Artemis Yayınları‘nda staj yapması ile kesişti ve Mario Levi ile Yaratıcı Yazarlık çalıştı. “Küflü Virgül’ isimli bir öykü kitabı olan Özkarar, üç yıl da Milliyet Sanat’ta çalışarak, yayıncılığı yakından öğrenme fırsatı yakaladı. Hayat mottosu; “herkes tutkusunun peşinden gitmeli.”

İlgili Haberler

Büyükşehir
26 Nisan 2024
Galataport İstanbul’a Avrupa Birliği’nden Ödül!

Galataport İstanbul, inşaattan işletme dönemine uzanan çalışmalarında sergilediği çevre dostu yaklaşımla ödülleri arasına bir yenisini ekledi. Dünyadaki okyanus ve denizleri kurtarmayı hedefleyen BlueMissionMed Koordinasyon ve Destek Hareketi, Galataport İstanbul ekibinin faaliyetlerini “Çevreye Duyarlı Girişimci ve Kişilik” ödülüyle taçlandırdı.   İstanbul’un dünyaya denizden açılan kapısı Galataport İstanbul, geniş ödül yelpazesine bir yenisini daha ekledi. İnovatif projeleri […]

Belediye
26 Nisan 2024
İBB Başkanı İmamoğlu, 23 Nisan’da Koltuğunu Ali Selim Metli’ye Devretti

BAŞKANI METLİ’DEN İLK TALİMATLAR: OKULLARA ÖĞRENCİ DOLAPLARI YAPILSIN, HER OKULDA YEMEKHANE OLSUN İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 104’üncü yıldönümünde koltuğunu, ilkokul 3. sınıf öğrencisi Ali Selim Metli’ye devretti. Başkan Metli’nin ilk talimatları, “Bütün okullarda öğrenci dolapları yapılmasını istiyorum. Çünkü, çantalarımızı taşımakta zorlanıyoruz. Bir de okullarımızda yemekhaneler olmasını istiyoruz. Bize […]

Belediye
26 Nisan 2024
İBB, 23 Nisan kutlamasını Üsküdar Meydanı’nda yaptı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kentin farklı noktalarında gün boyu süren organizasyonlarla kutladı. Bu programların birçoğuna katılan ve 23 Nisan coşkusuna ortak olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bayramın finalini Üsküdar Meydanı’nı dolduran İstanbullularla birlikte yaptı. Eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu’yla birlikte el ele sahneye çıkan İmamoğlu’na, 15 farklı ülkeden […]

Büyükşehir
26 Nisan 2024
7. İSTANBUL ÇOCUK VE GENÇLİK SANAT BİENALİ BAŞLADI

12 ülkeden 5.250 çocuk ve genç ‘umut’ için İstanbul’da buluşuyor   İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali başladı. İki yılda bir düzenlenen bienalin bu yılki konsepti ‘Umut’ olarak belirlendi. Bienal kapsamında 5 bin 250 çocuk ve gencin 579 projesi bir ay boyunca İstanbul’un farklı merkezlerinde sergilenecek. 2010 yılından bu yana 31 ülkeden katılımın olduğu 7. İstanbul […]