“Ofisteki arkadaşlarım, Cevdet Bey, Emrah hatta evdekiler, 12 yıllık karım her gün bana daha da yabancı geliyordu. Evin önüne geldiğimde bile sanki bir başkasının evine gelmişim gibi geliyordu. İşin tuhafı tanıyordum kendimi, dışarıdan bakınca kestirebiliyordum. Okumuştur. Evlenip kredi çekmiştir. Sonra ikinci el bir sedan almıştır. Gastrit olmuştur. Artık sizin gözünüzden görüyordum her şeyi.”
Bu sözler geçtiğimiz günlerde Kadıköy Emek bünyesinde izlediğim Hiçbir Yerdeki Adam oyunundan alıntı. Anıl Can Beydilli’nin yazdığı oyunda Özer Arslan tek kişilik bir performans üstlenmişti. Özer Arslan’a önceki performanslarından da aşinayım ve beğendiğim bir oyuncu. Emek’teki oyunların çoğunun tek kişilik oyunlar oluşu da bir süredir ilgimi çekiyor. Meseleleri dallandırmadan budaklandırmadan ortaya koyan oyunlar bunlar…
Hiçbir Yerdeki Adam, beni biraz da Yusuf Atılgan’ı ya da yer yer Albert Camus karakterlerini çağrıştırması ile yakaladı. Hiçbir yere sığamayan, aslında kendi halinde ama bulunduğu halle hiçbir şekilde hemhal olmayan bir adamı anlatıyordu. Kendisiyle kavgalı ama bu kavgayı da toplumsal bir yerden okumaya çalışan… Özer Arslan, Aysen Mede’nin dramaturjisi ile bu arada kalmışlığı ve bir Camus karakteri vari rolüyle çatur çutur seyirirciye açıyordu.
Seyircinin kendisini oyuna rahatsız edici bir şekilde dahil hissettiği bir alan haline de böyle dönüşüyordu Hiçbir Yerdeki Adam. Karşımızdaki kişiyi yargılayıp yargılamadığımız üstüne bir gözlem oluşturuyorduk ve oyunun ismindeki Hiçbir Yerdeki Adam’ın ironisini de böylece yakalayabiliyorduk. Çünkü aslında bizimle dertleşme isteği, kendisi ile hesaplaşmaları ve barındırdığı birçok duyguyla bize Hiçbir Şeyi Olmayan yani aslında Her şeyi Olan Bir Adam’ı anlatmış oluyordu oyun. Sıkışmışlığı arasında bir çıkış yolu arayan, biraz kırgın, bir parça da kızgın, gün içinde belki de yanımızdan geçen kaç kişinin ortak sesiydi bu adam. Bu nedenle ismi asla vurgulanmıyordu, oldukça anonim bırakılıyordu ve finali de ufak bir nüansla bizim öznel seçimimize bırakılıyordu.
Hiçbir Yerdeki Adam’ın türüne finaldeki ufak nüanslar gibi nüanslardan ötürü komedi denilir mi bilemiyorum. Ama başkasının acısına bakmak Susan Sontag’ın aynı isimli kıdemli kitabından beri aşina olduğumuz bir durum. Tiyatroda ise bu Bertolt Brecht’ten bu yana yabancılaştırma efekti ile gerçekleştiriliyor. Ancak bu oyunda o kadar doğal emdirilmiş ki metne, Brectiyen bir yöntem değil de, oyuncunun kendi doğaçlamasına önem verilmiş hissi uyandırılıyor.
Tek kişilik oyunların revaçta olan ve bireylerin kendi hikayesini ifade etme ihtiyacını merkeze alan bu dönemde, oyunu 2022 yılında da Kadıköy Emek’in web sitesi veya instagram hesabını takip ederek yakalayabilirsiniz. Ocak ayında 10 ve 28’inde sahneleniyor. Şimdiden iyi seyirler…
Oyun Künyesi:
Yazan-Yöneten: Anıl Can Beydilli
Dramaturg: Aysen Mede
Oynayan: Özer Arslan
Dekor: Gamze Bayraktaroğlu
Kostüm: Zeynep Engin
Işık Tasarımı: Can Kılınç, Ege Erkal
Reji Asistanları: Zeynep Engin, Yiğit Candemir, Zeynep Moğultay
Fotoğraf: Yaşam Gülseren
Görsel Tasarım: Dicle Pektaş
İlgili Haberler
ANADOLU YAKASI İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ DERNEĞİ (AYİDER) BAŞKANI HAKAN ŞİŞİK: “KONUT SATIŞLARINDA TARİHİ TOPARLANMA OLDU” Türkiye genelinde konut satışları 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 20,6 oranında artarak 1 milyon 478 bin 25 oldu. Böylece 2022 yılı konut satış rakamlarına geri döndük. Aralık ayında da konut satışlarının pik yaparak yani başka bir ifadeyle yüzde 53,4 […]
İkinci Dünya Savaşı’nda, İsmet İnönü’nün karne uygulaması sık sık gündeme gelmiştir. “Ekmeği karne ile verdiler.” denmiştir. Bir çoğumuz karneyi siyasilerin söylemlerinden duyarız. Birbirlerine üstünlük kurmak için “karne” meselesini gündeme getirmişlerdir. Onun dışında “karne” sözünü çok fazla duymayız. Çok fazla da kullanmayız. Karne: Okul yönetimince öğrencilere dönem sonlarında verilen ve öğrencinin her dersten aldığı notlarla okula […]
Fotoğraf Sanatı Derneği’nin (FOTOGEN) 40. yılına özel hazırlanan “Kare Kare İstanbul” isimli fotoğraf sergisi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde açıldı. Sergide 40 sanatçı 240 fotoğrafıyla yer aldı. Türk fotoğrafının gelişimine katkıda bulunmak amacıyla 1985 yılında kurulan derneğin sergisinin açılışına çok sayıda sanatsever katıldı. Maltepe Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı serginin küratörlüğünü Zehra Çöplü üstlendi. İstanbul’un tarihi […]
Gamze Karta ve Oktay Kaya, dinleyicileri derin duygulara sürükleyecek yeni düetleri “Dipsiz Kuyu” ile müzik dünyasına iddialı bir giriş yaptı. Şarkının klip çekimi, 35 kişilik profesyonel bir ekibin katkısıyla 16 saatlik yoğun bir çalışma sonucunda tamamlandı. Yusufcan Özbilen yönetmenliğinde çekilen klipte ikilinin kavga sahneleri ön plana çıktı. “Dipsiz Kuyu”, duygu yüklü sözleri ve etkileyici düzenlemesiyle dikkat çekiyor. Şarkının […]