“Her ölüm erken ölümdür.” Sözünü baban doksan yedi yaşında ölünce anlıyorsun. Ölüm yaşının büyük olması acısını azaltmıyor. Genç, yaşlı fark etmiyor ölümde, her ölüm erken ölüm oluyor.
…
Ölümün adı da kendi de soğuk…
…
Maalesef ölümlü dünya, doğulacak ölünecek. Kimse baki değil.
Bu dünya kalsaydı Sultan Süleyman’a kalırdı.
…
Rakamlardan ibaret olan ölüm, ocağına düştüğü an rakam olmaktan çıkıyor. İnsanlaşıyor, can oluyor. Tüm gerçekliği ile dikiliyor karşına. Ölen, rakam, sayı, adet değil “insanım ben!” diyor. Kan, can oluyor. Bir canın ne kadar önemli olduğunu o zaman anlıyorsun. İsyan ediyorsun tüm zamanlara. “Ölüm adın kalleş olsun!” diyorsun.
…
Babam cumhuriyetle yaşıttı. Büyük bir çınardı. Ölmüş dört, dünyada kalmış dokuz çocuğu, yirmiden fazla torunu vardı. En büyük mirası çocukları ve iyi bir insan olmasıydı.
…
İyi yürekliliği, yardım severliği, mertliği, yiğitliği babamı babam yapandı. Köylü “Paturon!” dedi mi, bir daha demezdi.
…
Öldüğünde geride güzel şeyler bırakmak bence en büyük ibadettir. Gerisi hikâyedir. İnançlı olman veya olmaman; mevkiin, zenginliğin, rengin hiç fark etmez. Fark edilen geride bıraktığındır. Baki kalan insanlıktır. İnsanca yaşamış olmaktır.
…
Ataol Behramoğlu şiirinde:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana, demiştir.
…
Babam da kişiliği, kimliği, iyi yürekliliği; mertliği, gözü karalığı, korkusuzluğu ve adaletli oluşu ile tam da Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi yaşamış, hem de dibine kadar yaşamıştır.
Işıklar içinde uyusun güzel insan, sevgili babam!
İlgili Haberler
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]
Karagümrük stadı hakkında bu kaçıncı yazımı artık söylemiyorum. Fatih Belediye Başkanı Ergün TURAN , 15 Mart’ta sosyal medya hesabından Karagümrük taraftarına stat müjdesini verdi. Bu kaçıncı müjdeden artık bunu da söylemiyorum. Bildiğim tek şey taraftarın artık boş vaatlere karnının olduğu şey. Neyse ki krizi bırakıp iyi bir yerde görmek istiyorum. Stadın kapasitesi 7.680 kişilik olacak. Şehrin göbeğinde butik […]
Zaman sonsuzdur. Evren, uzay, yani içinde bulunduğumuz mekân da sonsuzdur. İnsan, birey olarak da “insanlık” olarak da zamanın ve mekânın sonsuzluğunun kesiştiği herhangi bir noktada, bir hiç, bir sıfırdır. Bir insan ömrünü yüz yıl kabul etsek bile, zamanın sonsuzluğunda yüz yıl nedir ki? Bırakın yüz yılı, bin yılı, milyar yıl nedir ki, sonsuzluk karşısında? Biliyorsunuz, […]