Ne yeşil alanlar oluşturulmuş ne artan araç sayısı ve nüfus dikkate alınarak alt yapı yenilenmiş ne yeterli otoparklar ne de asfalt yollar genişletilmiş… Lüks görünümlü daireler, mevcut nüfus oranımıza yetmeyen cadde ve sokaklarla birlikte, önümüzdeki 100 yıl daha da kaos yaratacak şekilde satışa sunuluyor.
Emsal oranlarının arttırılmasıyla birlikte bir araya toplanacak binalardan arta kalan arsaların kamu yararına yeşil alana dönüştürülmesi gerekirken, eski – yeni yıkılan binaların yerine daha yüksek katlıları dikiliyor. Peki, kentsel dönüşüm nereye gidiyor?
Kentsel dönüşümü başarmak için öncelikle mülkiyet boyutunun ele alınarak irdelenip tartışılması, mülkiyet ve mülkiyet hakkı ve onların kullanımı irdelenerek ülkemize en uygun ve modern çözüm altlıklarının hazır hale getirilmesi gerekiyor.
Mülkiyet olmadan, mülkiyet düzenlenmeden, mülkiyete ilişkin hukuksal ve hak sahipliği çözümlenmeden bu işin yapılması olanaksız ve çözüm olduğuna inanamazsak, kentsel dönüşüm hepimizin bildiği yap-sat ya da yık-sat mantığına dönüşür.
Ülkemizde, kâr için rant için kentsel dönüşüm adıyla mahallesinden sürülen yoksul insanlar, yaşam alanları küçülmüş, inşaat çılgınlığıyla güneşi, parkları, ağaçları çalınan kentliler çözüm bekliyor. Toplum, kentsel dönüşüm uygulamalarına yeterince güven duymuyor.
Bunu gizlemek, görmezden gelmek ya da sorunları görüyormuş da çözüyormuş gibi yapmak kökünden yanlıştır. Bu nedenle, sorunların giderilmesi ve ihtiyaçlara cevap veren stratejilerin geliştirilebilmesinde kentsel dönüşüm sürecinde rol alan bütün aktörlere, STK’lara tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, vatandaşlara, belediyelere büyük sorumluluklar düşmektedir ve tüm bu aktörler sürece dahil edilmelidir.
Alan bazlı dönüşüm şart!
Yapılaşmasını tamamlamış ve arazi üretimi sınırlı olan kentlerimizde yerinde kentsel dönüşüm modeli uygulanmalıdır. Yıllardan beri aynı şeyi söylüyoruz. Bu model uygulamasında mülkiyet sahiplerine de ciddi yükümlükler düşmektedir. Sürecin ayrılmaz bir parçası olan vatandaşlara süreç iyi anlatılmalı, şeffaf olunmalı ve finansı kendi içinden çıkaracak modeller üretilmelidir.
Alan bazlı modellemelerin mümkün olmadığı yerler açısından da can ve mal riski taşıyan binaların yenilenmesi için yoğunluğu artırmadan bürokratik engellerin ve finansal çözümlerinin üretilmesi ve gerekli teşviklerin de sağlanmasından yanayız.
İlgili Haberler
05 Mayıs ayın ve haftanın en düşük katsayılı günlerindendir. 01, 03 ve 05 Mayısda zayıf fay hatlarında şiddetli depremler, şiddet ve terör olayları, yangın ve patlamalar, olumsuz hava koşulları ve kazaları olabilir. 23 Nisanda -2 seviyelerine kadar düşen Akrep burcunun yöneticisi Plüton 05 Mayısda +4 katsayısında kadar çıkacaktır. Ancak Plütonun katsayı yükseltmesi Boğa, Aslan, Akrep […]
Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgi var derlerdi de işin doğrusu bu söz bana hep hikâye gelirdi. Hiç de hikâye değilmiş. Bayram öncesi, şehirlerarası yolculuk esnasında geçirdiğim trafik kazası bu sözün hiç de hikâye olmadığını bana öğretmiş oldu. Yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide gittim, geldim. Her şey anlar içinde oldu, bitti. Neyse ki […]
23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]
Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]