Kış geldi! Bana değil, sana değil, yüreğime geldi kış. Herhalde, “Hoş geldin kış” diyecek değiliz. Çünkü, kışın gelmesi işimize gelmez. Soğuk hava dalgasını acilen protesto etmeliyiz.
Kış geldi! Grip salgını bizi çok gerdi. Duvarlara, “Ellerimizi yıkayalım” ve “İstirahat edelim” yazılı afişler astılar. Bu nasıl demokrasi? Benim, elimi tek başıma yıkama ve tek başıma istirahat etme özgürlüğüm yok mu? Ben,bir başkasıyla birlikte istirahat etmek zorunda değilim. Meteorolojinin, don uyarısında bulunması hoş değil. Lütfen yapmasın bunu, tahrik oluyoruz. Ben şahsen, bu kış kıyamette, toplu sözleşmeye de toplu sevişmeye de karşıyım. Benden ilaç, reçete ve muayene katılım payı kesilmesini istemiyorum. Affedersiniz kafama takılan bir şey daha var, n’olcak bizim halimiz?
Kış geldi! Günler kısa, masallar uzun. Aldığımız ilaçlar uyku veriyor. Geçen gün, doktorumla takıştım. Doktor, “Sana uyku ilacı değil, dizi film yazdım” dedi. İyi de, hangi diziyi izleyeceğimizi de yazması gerekirdi. Dizi dizi dizilip, her akşam dört dizi izleyince sabah kalkamıyoruz. Ayrıca, dengeli beslenmemizi istiyorlar. Kendimi, tek ayak üzerinde yemeğe ve su içmeye alıştırdım. Yine de gribe yakalandım. Aile hekimimiz randevu vermiyor. Grip, samimiyetten bulaşırmış.
Kış geldi! Ne zaman doktora gitsem; endoskopi, kolonoskopi, labroskopi istiyor. Sanki, sinrmaskop film çeviriyoruz. Grip olanların neden maske takmadığını anladım. Korona yüzünden, maskeye talep çok fazla. Merdiven altı maske üreticileri, üfürükten maske üretti. Bu maskeleri takanlar nefes alamıyor, konuşamıyor. Konuştuğunu anlamıyor, aval aval bakıyor. Evlerde yaşanan kargaşayı hiç sormayın. Kimse kimseyi tanımıyor. Ev halkını sayıyorum sayıyorum bir kişi fazla çıkıyor. Yemek yerken, maskesini yutup, boğulanlar var. Maskeyle sigara içen biri, oturduğu mahalleyi yaktı. Maske yüzünden öpüşemediğimiz için stresteyiz. Çok şükür sevişebiliyoruz. Acaba, bu yaşadıklarımız kıyamet alametleri mi?
İlgili Haberler
İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern bir dizayna sahipken, Galatasaray basın tribününde […]
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
Boşuna değilmiş sermaye sahiplerinin yatırım yapmak için güvenli bölgeler, ülkeler, kıtalar araması. Son zamanlarda ülkemize ne yabancı yatırımcı geliyor ne de yatırım yapmak için teklif… Ekonomide en önemli şey güven… Güven olmayınca yatırım olmuyor. İster ekonomik ister sosyal ister siyasal süreçlerin hayat bulması için güven ortamın var olması şart. Arsa, ev, araba alacağımızda bile dünyanın […]