Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden Prof. Dr. Mehmet Görmez’e yapılan saldırıyı tasvip etmediklerini ve bu saldırıları manidar bulduklarını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in bir gazete de çıkan Alevilik ve Cem Evleri ile ilgili açıklaması üzerinden yapılan saldırıların Diyanet camiasında tepkiye neden olması devam ederken, yapılan saldırıların tarihi kültüre ve İslam literatürüne aykırı olduğu ve saldırıların haksız, mesnetsiz ve tamamen belli bir amaca yönelik olduğu vurgulandı.
Mehmet Görmez’in ‘’Biz dini statü veremeyiz, statüyü ancak bu yolun bizatihi sahipleri belirleyebilirler. Alevilik meselesini teolojik bir tartışma zeminine çekmeden, sadece sosyal, hukuki zeminde konunun ele alınması gerektiğini hep ifade etmişimdir. Bizim daima iki kırmızıçizgimiz olmuştur, bundan hiçbir zaman vazgeçmedik. Bir tanesi; Aleviliğin İslam’ın dışında bir yol olarak tarif edilmesi. Çünkü bin yıllık tarih bunu yalanlıyor, doğru olmadığını ortaya koyuyor. İkincisi de; cem evlerinin caminin alternatifi, başka bir inancın mabedi gibi gösterilmesi. Ama kendi tarihinde var olduğu şekliyle ocakların talepleri doğrultusunda özgürce kendi geleneklerini, kendi kültürlerini, kendi inançlarını yaşamalarının da hem İslam’ın, hem hukukun onlara verdiği bir hak olduğunu düşünüyorum.” İfadelerinin kasıtlı olarak çarpıtıldığına dikkat çeken Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, Sayın Başkan Görmez’in sözlerinde yanlış bir ifade yok. Mezhepsel açıdan baktığımız zaman Alevi kardeşlerimiz de Müslüman’dır. Onları farklı bir dinin mensubu gibi göstermeye çalışmak İslam literatüründe kabul edilemez.
Sayın Başkan, “Biz dini statü veremeyiz” derken, dinin tarihi, kültürü ve hukuku açısından geniş kavramı ifade ediyor, diyen Özdemir, dinin sahibi Allah’tır. Bu itibarla din hukukunu çok iyi bilen bir insan çıkıpta şu dindir, bu din değildir, diyebilir mi? Dolayısıyla Sayın Başkanın konuşmasında yanlış bir ifade yok. Bu anlamda kendisine yönelik bu haksız saldırıları tasvip etmemiz mümkün değildir, dedi.
Alevilik üzerinden Mehmet Görmez’e saldırılarak Diyanet İşleri Başkanlığının yıpratılmak istendiğine dikkat çeken Özdemir, konuşma içeriğinin din bilimleri açısından sakıncalı bir yönünün bulunmadığını ve eleştirilerin ayrımcılık içerdiğini, bunun da tehlikeli olduğunu söyledi.
Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “İbadet kavramı Kur’an’da belirtilmiştir. Cem Evlerinin camii alternatifi gibi gösterilmesi yanlıştır. Zira Alevi kardeşlerimiz de Müslüman’dır. Alevi vatandaşlarımızı İslam’ın dışında başka bir dine mensup gibi göstermeye çalışmak hem yanlış hem de çok tehlikelidir. Ülkemizde mezhep ayrımcılığı yaratmak tehlikeli sonuçlar doğurur. Bundan kaçınmak gerekir. Ancak Alevi kardeşlerimizin kendi kültürlerini yaşamaları engellenemez. Kavramlar üzerinde oynayarak yanlış manalara gelecek şekilde kamuoyunu yönlendirmek kimseye fayda getirmez. Alevi ve Sünni vatandaşları karşı karşıya getirecek bir takım oyunlar kimseye fayda getirmez.
Din-Bir-Sen olarak, Aleviliğin din olmadığını ve tarihsel sürecinde bir kültür olarak geliştiğini düşünüyoruz. Bilimsel kaynaklarda bunu söylüyor. Cem Evleri, Alevi vatandaşlarımızın kendi kültürlerini yaşayabilecekleri kültürel bir mekândır. Alevi vatandaşlarımızda Müslüman’dır ve onların ibadethaneleri de camilerdir. Farklı bir söylemde bulunmak Alevi vatandaşlarımıza hakaret olur. Bu itibarla yapılan saldırıyı haksız ve mesnetsiz buluyoruz. Bu saldırıları yapanların farklı amaç peşinde olduklarını düşünüyoruz ve şiddetli kınıyoruz.”
GERÇEK DIŞI FETVA ÜZERİNDEN YAPILAN SALDIRIYI KINIYORUZ
Son birkaç yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve Sayın Başkan Mehmet Görmez’e yönelik saldırıların bilinçli olarak arttığına dikkat çeken Özdemir, dine ve özellikle AK Partiye karşı olan çevrelerce bugüne kadar pek çok komplolar üretildiğini, ancak bunların tutmadığını söyledi.
Sayın Mehmet Görmez Başkanlığındaki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugüne kadar görülmemiş değerli hizmetlere imza attığını belirten Özdemir, ahlaksızlığın, her türlü iftira ve isnatların, çarpıtmanın, yalan haberin artarak devam etmesindeki amacın, özgür yaşam söylemleri altında ahlaksızlığı meşrulaştırmak olduğunu söyleyerek şunları söyledi: “Diyanet teşkilatı, Osmanlı döneminden itibaren milleti ahlak, edep ve dini yaşam ekseninde aydınlatarak ileri medeniyetler seviyesine çıkarmaya çalışan güzide bir kurumumuzdur. Bu kurumun mensupları toplumun önderidir. Yaşamlarıyla örnek olan insanlardır. Bu kurumun yıpratılması, önce bireyleri dinden, ahlak ve edepten uzaklaştırır, sonra da kültürüyle ve öz değerleriyle çürümüş bir toplum meydana getirir. Kendi öz kültüründen uzaklaşmış olan milletin dünyada sözü dinlenmez. Gücünü ve itibarını kaybeder. Çeşitli çevrelerce dini kurumların yıpratılmaya çalışılmasındaki amaç budur.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yolsuzluklarla ve ahlaken kabul edilemeyecek fetvaların kaynağı gibi gösterilerek yıpratılmaya çalışılması yeni değil. Daha önce de bu çirkin saldırılar oldu. Ancak dinine saygılı ve geçmişine sahip çıkan sağduyulu toplumumuz bu saldırılara gereken cevabı verdi. Bugünde içinde bulunduğumuz durum ve koşullar incelendiğinde böylesine çirkin saldırıların yapılması manidardır.
Böylesine çirkin bir fetvayı Din İşleri Yüksek Kurulu gibi bir makamın vermeyeceğini aklı olan herkes bilir. Bu fetva üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı’na saldırılmak isteniyor. Amaç kurumun saygınlığını karalamak. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Sayın Ekrem Keleş, internet sitelerinde çıkan haber ve fetvaya ilişkin olarak gerekli açıklamayı yaptı. Açıklamasında “Din İşleri Yüksek Kurulumuzun böyle bir fetvası kesinlikle olmamıştır, olmaz, olamaz. Alınan güvenlik hizmeti raporuna göre Din işleri Yüksek Kurulumuzun sitesi son günlerde pek çok saldırıya maruz kalmıştır. Başkanlığımızın temel ilke ve prensipleriyle tamamen tezat teşkil eden, Başkanlığımıza ve yüce dinimiz İslam`a yönelik olumsuz algı oluşturmak amacıyla planlanan bu edep ve ahlak dışı sabotajın sorumluları en kısa zamanda tespit edilerek, adalete teslim edilecektir.” şeklindeki açıklaması komployu açıkça gösteriyor. Bu itibarla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamasını desteklediğimiz gibi, aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden yüce İslam dinini karalamaya yönelik bu tür saldırıları da kınadığımızı ifade etmek istiyorum.
Din-Bir-Sen olarak, İslam dini gibi yüce bir dini ve mensuplarını karalamaya yönelik mesnetsiz, edepsiz ve ahlaksızca yapılan bu tür iftiraları şiddetle kınadığımızı bir kez defa ifade ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ve Sayın Başkan Mehmet Görmez’i yıpratmaya yönelik bu tür komplolara karşı olduğumuzu ve bu güzide kurumumuzun ve bu kurumun değerli yönetici ve çalışanlarına karşı yapılacak her türlü karalama ve yıpratma eylemlerinin karşısında olduğumuzu, bu güzide kurumumuzu ve yöneticilerini desteklediğimizi belirtmekten camiamız adına onur duyuyorum.”
İlgili Haberler
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından organize edilen Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu, bu yıl 3 Kasım Pazar günü koşulacak. 40 binin üzerinde kişinin katılması beklenen İstanbul Maratonu, sürdürülebilirlik ve bağış konusunda ilklere imza atacak. Giysi Kumbarası projesi ile sporcuların temiz ve kullanılabilir kıyafetleri yeniden hayat bulacak. 46. İstanbul Maratonu ayrıca en […]
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
İngiliz Sömürüsü ve Zulmüne Karşı Efsanevi Bir Kahramanlık Destanı “İslam’ın Kılıcı” Türkiye’de Vizyona Giriyor: “İslam’ın Kılıcı”, 1 Kasım’da Türkiye sinemalarında izleyiciyle buluşuyor. Aksiyon ve macera dolu bu destansı film, cesur bir savaşçının İslam’ın kutsal değerlerini korumak ve İngiliz sömürüsüne son vermek için çıktığı nefes kesen mücadeleyi anlatıyor. İLGİLİ HABER Küçükkaptan, Cumhuriyet Bayramı’nda herkesi Çamlıca […]