Anneler günü, Anna Jarvis’in annesini kaybetmesi üzerine bu acıyı biraz olsun hafifletmek ve diğer insanlara annelerin önemini belirtmek üzere 1908 yılında başlattığı bir anma günüdür.
Anlaşıldığı gibi, acı bir kaybın arkasından meydana gelen özel bir gündür.
Hayat kısa, yaşam kavgamız içersinde, bazı değerleri erteliyoruz ya da ertelemek zorunda kalıyoruz; ertelediğimiz günlerin bir daha geri gelmeyeceğini biliyoruz oysa…
Anneler günü, hep gönlümüzde taçlandırdığımız annelerimizi hatırlamak ya da güzel bir gün geçirmek için iyi bir bahane; ona hala dokunabiliyorsak ve sesini duyabiliyorsak çok şanslıyız aslında.
Düşününce iki hece “an-ne” ama bir yaşam sığıyor bu iki heceye.
Söylenişi “an_ne” bundan ibaret olup, kendisi bu iki heceden hep daha fazlası olmuştur:
En iyi arkadaşımız, tecrübeleriyle yaşantımızı aydınlatan fener, en sıcak kucak, en şefkatli el ve daha fazlası…
Anneliği tadan her canlının anneler günü kutlu olsun…
Bir tek annem olsun bana bir şey olmaz..
İmren Büyükkaya