Bir türlü anlamıyorum. Sizler anlıyorsanız söyleyin Allah Aşkına.
Bir sürü saçma sapan, izlenmeyen, ilk okul müsamereleri gibi olan, hep aynıların tekrarları, komiklik adı altında ne idiğü belirsiz, eskilerden tutulmuş dizi yâda sinema filmlerinin tekrarları TV ekranlarında devamda!
Önemli bir tarihi, önemli insanların yaşanmışlıkları ile ekrana gelen, usta oyuncuların can kattığı, emek verdiği, dantel gibi işlenen dizi kaldırılıyor.
Anlamıyorum.
Oğluma diyordum ki;
“İşte Fatihcan bu diziyi muhakak izlemelisin. Ayşe Kulin üç kitap yazdı. Üçü de birbirinden muhteşem ve davamda. Bu diziyi izleyerek o kadar çok şeyi öğrenecek ve birebir olayları içinde hissedeceksin ki…”
Ne oldu şimdi?
Neden kalktı?
Niye yok?
– Mehmet Aslantuğ gibi bir usta neden yarım yolda bırakılıyor? Onu izlerken kendimizi ne kadar kaptırıyorduk, sanki Osmanlı’nın son zamanlarındaki devlet adamlarından biri gerçekten karşımızdaydı…
– Meral Üner denilince gerçekten durulması gereken bir sanatçı, oyunu ortada, kendimizi saraylı bir hanımla karşı karşıya bu kadar yakın hissetmişken ne oldu?
– İclal Aydın gibi iyi bir oyuncu neden birkaç bölümde yok sayılıyor.
– Dünyalar güzeli Fahriye Evcen’in sıcak sıcacık oyunculuğu,
– Yakışıklı, bir okadar sakin oyunculuğu ile rolünün hakkını veren; Burak Yamantürk,
– Diğer bütün oyuncular, dizi için, izleyiciye çok şey vermek için gösterdikleri çaba ortadaydı…
Bütün ekip tek yürek olmuşlar, muhteşem tarihimizi usta kalem Ayşe Kulin’in kendi ailesinin hayatından esintilerle dolu olan Esir Şehirde Bir konak için gönüllerini esir etmişler.
Maalesef yarım kalan saadet gibi oldu.
Ben üzüldüm.
Gerçekten böyle alıştığımız yarınlarını, yarınki haftalarını beklediğimiz konulu dizilerin kaldırılması büyük haksızlık.
Bizlere de haksızlık, oynayanlara da, yapımcısından, yönetmenine ve tüm ekibe de…
Her üç kitabı da okuyan biri olarak sürmesi gereken bir diziydi yazık oldu diyorum…
Bizler bitmesin dersek, birazda sesimizi yükseltirsek bir işe yarar mı bilmiyorum…
Nazan Şara Şatana
İlgili Haberler
İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. İLGİLİ HABER NORMALLEŞMEK Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern bir dizayna sahipken, […]
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından organize edilen Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu, bu yıl 3 Kasım Pazar günü koşulacak. 40 binin üzerinde kişinin katılması beklenen İstanbul Maratonu, sürdürülebilirlik ve bağış konusunda ilklere imza atacak. Giysi Kumbarası projesi ile sporcuların temiz ve kullanılabilir kıyafetleri yeniden hayat bulacak. 46. İstanbul Maratonu ayrıca en […]
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]