Slot Siteleri

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

Yörük Kültürü – Antalya – Kemer Yörük Parkı!

Yayınlanma:
ABONE OL

Antalya gezim dolu – dolu geçti… Kemer benim çok sevdiğim bir yerdir. Uzun yıllar turizmci olarak orada bulunduğumdan ayrıca Fatihcan’ın çocukluğunun da burada geçtiğinden olabilir… Kemer’in bende hep özel bir yeri vardır. Bir zamanlar Ayışığı tesislerinde de çalışmıştık. Hey gidi güler hey deniliyor İstanbul’un karmaşasından sonra Kemer’e gelindiğinde.

 

Ayışığı tesislerinin hemen yakınında yörük çadırlarının olduğu bir yer vardır. Bayılırım oranın manzarasına – muhteşemdir.

Birde gözlemeleri var ki –  Aman Yarabbi.

Benim diyen, formuma dikkat edeceğim diyen, olmaz rejimdeyin diyenler bile oradan bir iki gözleme ile kalkmak istemezler.

Ispanaklı çok lezzetli derseniz, kıymalı küser, peynirli hımmm çok leziz dediğiniz anda patateslinin kalbi kırılır, hepsini yemekte ne mümkün. Bir şey varki tatmak gerekir.

 

İnanın yabancılar buranın her tür lezzetini bildikleri için müdayim haline gelmişler, Kemer’e gelenler buraya mutlak olarak uğruyorlar ve gözleme yemeden ayran içmeden gitmiyorlarmış. Nitekim biz orada iken bir çok dilde konuşan turistler gözlemelerinin lezzetinden söz ediyorlardı…

 

Burada yörük kültürünü yansıtan çadırlarda var. Gerdek çadırından tutunda; bey çadırına ve bir çok çadıra kadar.

 

Gözlemeleri yapan bayanlar telaş içinde siparişleri yetiştirmeye çalışıyorlar. Buranın yetkilisi Kutsal İyicil beyefeni bir hayli nazik ve bilgili bize detaylı bilgiler verdi. Onun anlattıklarını aklımıza yazdık…

Bize Yörük kültürü hakkında bilgiler verdi.

“Yörük Türktür” dedi.

Bizlere uzun uzadıya bilgiler verdi…

Bu işin erbabı ile konuşmak haliyle çok iyi oldu…

Araştırdığımızda da zaten hemen – hemen aynı şeyleri bulduk…

 

Yörük (Yürük) Türk’tür.

Yörük sözcüğü öztürkçe yürümek kelimesinden türemiştir. Özü, soyu, geçmişi Orta Asya’dandır. Geçim kaynağı hayvancılıktır. İnsanımız geçim kaynağı olan hayvanını ve onu besleyen doğayı öylesine sevmiş onlarla öylesine bütünleşmiştir ki, bu sevgi dolu anlama, bu coşkulu kavrayış, Türk’ün bütün dünyaca kabul edilen, takdir edilen insan sevgisini “misafirperverliğini” doğurmuştur.

Geçimi, yaşamı Orta Asya’da doğal atmosferde zorluklara rağmen sevgi ve mutluluklarla dopdolu insanımız Orta Asya’da iklim verilerinin değişmesi, yaşanılmaz hale gelmesi üzerine canı gibi sevdiği hayvanı ve kendisi için özlemlerle dolu arayışına geçmiş, yaylak ve kışlak zenginlikleri ile bezeli Anadolu’ya gelmiş burada da o coşku ve mutluluk dolu, ekonomisinin de gereği olan yaşam tarzını, göçerliğini sürdürmüştür.

Bu köklü yaşam sevinci ve mutluluğunu daha Orta Asya’da iken hayvanının kılından yününden elleriyle dokuduğu evine (çadırına) sokmuştur.

Bitkilerden, bitki köklerinden elde ettiği boyalarla boyadığı hayvanının kılını yününü yaşadığı atmosferden yani doğadan ve beslediği hayvanından esinlenerek aldığı ve yaşam evrimi içerisinden stilize ettiği motifleri büyük bir incelik, sadelik, maharet ve zarafetle kilimine, halısına, keçesine, heybesine, yastığına, kolonuna, azık torbasına, başındaki yazmasına işleyerek aktarmış, yaz kış yaşadığı evini gerçek bir mutluluk ve renk cümbüşüne sokmuştur. Yörük Çadırı Türk insanının zevki, doğayı özümlemesinin, mutluluğunun, güzelliğinin doğa sevgisi ve saygısı ile yoğrulmuş olmasının ve köklü bir kültürün simgesidir. Özetidir.

Bu köklü ve zengin yaşam tarzı Tüm Anadolu’da daha 40–50 yıl öncesine kadar yaylaklarda, kışlaklarda yüzlerce çadırda yaşanırken günümüzde çağın ve çeşitli nedenlerin gereği yok olma kaybolma noktasına gelmiştir. Yakın geçmişe kadar, Teke yöresindeki Kemerlilerin de yaşam tarzı böylesine renkli, sevecen ve güzeldi.

Yörüklerin toplu olarak yaşadığı dönemlerde her Yörük topluluğunun bir lideri olurdu. Lider yaşadığı obanın, topluluğun, reisi BEY’i idi. Diğer Yörük evlerinden farklı olarak Yörük Beyinin evi çok daha büyük ve konforlu olurdu. Önemli toplantılar burada yaplırdı, kararlar burada alınır, misafirler Beyin çadırında ağırlanırdı. Çünkü oba konuğu kim olursa olsun önemliydi ve obanın lideri -izzeti nevsi- olan Beyin misafiri sayılırdı.(alıntı)

 

Çok güzel bir gündü, oradan yeşili izledik, denizi izledik, güzel dağlara baktık uzun uzadıya. Gözlemeler yedik, ayranlarımızı içtik.

Biz dinlendik orada o tertemiz havada, yeşilin mavinin dans ettiği yerde…

İnternete girdiğinizde de burası hakkında bilgiler edinebiliyorsunuz…

 

Yaşam tarzları gibi gelenekleri, örf ve adetleri de köklü olan yörüklerde evlilik çok kutsal bir müessese idi. Çok değer verilirdi. Kadın ve erkek eşitliğine saygı bu müessesenin ve yaşam tarzının bir gereği idi. Kadına sevgi ve saygı sonsuz idi. Evliliğin ilk gecesi oba gençleri için özel dokunmuş, diğer siyah çadırların aksine beyaz bir çadırda yaşanırdı…  Akdeniz (teke) yöresinde 700 yılı aşkın geçmişi bulunan, günümüzde tüm özellilkleriyle kaybolarak yok olma noktasına gelen yaşam tarzımızı yaşayan açık hava folklor müzesi işleviyle sergilemekteyiz.

Yine günümüzde folklorik değer kazanan geleneksel yaşam tarzımızı, otantik dokusu ve folklorik atmosferi içinde özümleyen tüm ziyaretçilerimiz; kentlerine, ülkelerine özel kameralarıyla ve fotoğraf makineleriyle Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bu köklü kültür mirasımızı ölümsüzleştirerek sevdiklerine, dostlarına büyük bir hayranlıkla ve mutlulukla taşımaktadırlar.
Yabancı ziyaretçilerimiz kadar yerli ziyaretçilerimiz için de hoş bir süpriz olmuş, yüreklerini ferahlatmış, gönüllerini umut ve onurla doldurmuştur. Bugün Küçükburunda hayat bulan Folklorik Yörük Parkı’nın onu çevreleyen ve kucaklayan doğal güzelliklerle hiç sırıtmadan kaynaşmasının hatta birbirlerini desteklemesinin en büyük nedeni, kültürümüzdeki bu yaşam biçiminin sadeliğinde, inceliğinde, zarafet ve zenginliğinde saklı olan doğallıktır. Yine bugün ülkemizi tanımaya gelen insanlara kendi kültürümüzle verilen sevgi, dostluk, sadelik ve incelik mesajları bütün ziyaretçilerini mutlu etmektedir.

Amacına ve hedefine uygun olarak kuruluşu tamamlanarak turizm hizmet sektörüne açılan tesisimiz, kuruluş çalışmalarından başlayarak bugüne kadar özverili çalışmalarında 28 yılını geride bırakmıştır. Tesisimiz Folklorik Yörük Parkı bu bağlamda ülkemizde ilk defa yaşayan açık hava folklor müzesi işlevinde uygulama alanı bulan çalışmadır. Uygulama şansı bulan düşüncelerimiz meyvesini vermiştir. Tesisimiz Folklorik Yörük Parkı; Türk TV, radyo ve yazılı basını yanısıra dünya televizyonlarına defalarca konu olmuş, yabancı turizm firmalarının Türkiye’yi tanıtan broşürlerinde yer almayı başarmış olup, yüzlerce internet sitesinde yer almış, yerli ve yabancı meslek ve kültür adamlarından en sade ziyaretçilerine varıncaya kadar beğeni, takdir ve coşkulu desteklerini kazanmıştır…
Tesisimiz Folklorik Yörük Parkı yarımada karakterindeki Milli Park statüsündeki Devlet Ormanı Küçükburun üzerinde kuruludur. Yörük kültürünün yaşayan açık hava folklor müzesi şeklinde sergilendiği konseptine uygun kırsal alan peyzajıyla ve bu dokuyu tamamlayan müziğin tınısıyla, tavuklarıyla, horozlarıyla, tavşanlarıyla, kedileriyle, köpekleriyle, kuşlarıyla ekol durumunda özgün bir işletmedir.(alıntı)

 

Nazan Şara Şatana

author avatar
Nazan Şara Şatana
Ben gazeteciydim. Günaydın gazetesi, Ankara bürosunda Bekir Coşkun’un istihbarat şefi olarak görev yaptığı yıllarda; Meclis, Adliye, TRT ve magazin muhabiri olarak görev yaptım. Günaydın gazetesi haricinde, Merhaba, Haftanın Sesi gazetelerinde de yine muhabir olarak çalıştım. Gazetecilik yıllarım turizme geçerek sona erdi. Pamfilya Turizm acentesinden sonra, birçok beş yıldızlı tesislerde (Öger bünyesinde ve başka önemli tesislerde) üst düzey yöneticisi olarak görev yaptım. Halen Genel Müdür olarak görevimi sürdürmekteyim. Sekiz kitabım yayınlandı. Asar şamil Ve Rus terzi, Şarkın Modern Gelini Şehribahar, Zeus’un Aşkları, Otel I, Otel II, Hekim Ali Suavi Efendi, Havada Kekik Kokusu Vardı, Herkül 2006 da yayımlanan Asar Şamil Ve Rus Terzi, Havada Kekik Kokusu Vardı ve Şarkın Modern Gelini adlı kitaplarım T.B.M.M. Meclis Kütüphanesindeki yerini almıştır. Yeni yayınlanacak kitaplarım; Belkıs Akkale’nin hayatı roman tadında – Belkıs - Şimdi Yağmur Yağacak, Topkapı Şifresi, Taşlar, Mihrace, İstanbul – İstanbul. Ayrıca yayına hazır senaryolarm ve müzikallerim mevcuttur. Evlat TV filmim TGRT de yayınlandı. Birçok senaryom dizi olması için televizyon kanallarında beklemektedir. Bir senaryom ise dizi olarak yayınlanması için TRT1’de hazırlıklarda.

İlgili Haberler

YAŞAM VE ÖLÜM
Yazarlar
24 Nisan 2024
YAŞAM VE ÖLÜM

Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgi var derlerdi de işin doğrusu bu söz bana hep hikâye gelirdi. Hiç de hikâye değilmiş. Bayram öncesi, şehirlerarası yolculuk esnasında geçirdiğim trafik kazası bu sözün hiç de hikâye olmadığını bana öğretmiş oldu. Yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide gittim, geldim. Her şey anlar içinde oldu, bitti. Neyse ki […]

Yazarlar
23 Nisan 2024
22 – 28 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 23 Nisan Ayın En Tehlikeli Günü! Dikkat!

23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]

Dünyadan
20 Nisan 2024
Türk Kızılay öncülüğünde 9. İyilik Gemisi Mısır’a ulaştı, yardımlar Gazze yolunda

Gazze halkına insani yardım ulaştırmak üzere Türk Kızılay öncülüğünde hazırlanan 3774 tonluk malzemeyle yola çıkan 9’uncu İyilik Gemisi, 55 saat süren deniz yolculuğunu tamamlayarak Mısır’ın El-Ariş Limanı’na ulaştı. Yardım malzemelerinin hızla Gazze’ye sevkiyatını sağlamak için işlemler başlatıldı. Türkiye’nin 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki çatışma mağdurlarına gönderdiği dokuzuncu gemi olan İyilik Gemisi, başta gıda, barınma, hijyen […]

Genel
20 Nisan 2024
KİRA ANLAŞMAZLIKLARININ YÜZDE 80’İ DAVAYA DÖNÜŞÜYOR

Ev sahipleri ve kiracılar arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması için hayata geçirilen arabuluculuk sistemiyle Anadolu illerindeki anlaşmazlıkların yaklaşık yüzde 60’ı çözüme kavuşturulurken, büyük şehirlerde bu oranın yüzde 20’lerde kaldığı görülüyor.   Büyük şehirlerdeki kira anlaşmazlıklarının yüzde 80’i davaya dönüşmeye devam ediyor. İLGİLİ HABER Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde Bağımlılık Üzerine Söyleşi […]