สล็อต

betflix

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Flaş

Küçük Kıyamet 1509 Büyük İstanbul Depremi!

Yayınlanma:
ABONE OL

Fethiye’de çalıştığımız dönemlerde, depremi yaşamıştım. Allah kimsenin başına vermesin. Depremi anlatmak olası bir şey değil. Korku önemli bir duygu! Korku ile yaşamak, korkunun adının ne olduğu bilmek!

Hele her an deprem olacak korkusu felaket kötü.

 

Ben yeni bir kitap yazıyorum. ‘Ottoman- 2.Beyazıt’ bu kitabı yazarken o dönemde yaşanmış olan adına da ‘küçük kıyamet’ denilen depremi okudum. Allah vermesin. Evlerden barklardan ırak olsun. İnanılmaz bir şey. Gerçekten kıyamet. Tabiki küçük kıyamet.

Geçenlerde merkez üstü Muğla olan Fethiye’de fazlası ile hissedilen depremden sonra, sizlere bu küçük kıyameti anlatmak istedim.

 

İstanbul’da yaşanan deprem daha önce bildiğimiz depremlerden çok fazla!

Anlatanlar sanıyorum anlatacak sözleri bulamamışlardır. Felaketin boyutları çok büyük…

Bu deprem öyle olmuş bitmiş halinde değil. Tam 45 gün aralıklarla sürmüş. İnsanlar kelimenin tam anlamı ile telef olmuşlar. İki ay sokaklarda, çadırlarda kalmışlar.

Önce;10 Eylül 1509’da olmuş. Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve çevresi…

Daha sonra; 14 Eylül 1509 tarihinde de İstanbul ve Edirne’de olan deprem kelimenin tam tabiri ile taşı taş üstünde bırakmamış.

Hatta Osmanlı Tarihinin en büyük depremi deniliyor bu sarsıntı için… Düşünebiliyormusunuz:

İstanbul’da; 109 cami ve mescit ile 1.070 ev yıkılmış.

5.000 insan hayatını kaybetmiş.

Sayısı bilinmeyen insanlar yıkıntıların, göcüklerin altında kalmış.

Şimdi tsunami dediğimiz dev dalgalar, İstanbul ve Galata surlarını aşmışlar sokaklarda tufanlar meydana getirmişler. Bütün eski su bentleri yıkılmış.

Burada olan hasarların yazılarını aktaracağım:

 

  • İstanbul’un, Eğrikapı’dan Yedikule’ye kadar olan üç kat suru yıkıldığı gibi, Yedikule’den de başlayıp deniz kenarındaki İshak Pasa Semti kapısına kadar harab oldu.

 

  • Bunlardan başka Fâtih Camii’nin kubbesi ve direklerinin başları çatladığı gibi imâret, hastahane ve Sahn Medreseleri’nden bazıları ile diğer medreselerden bir kısmının kubbeleri yıkıldı.

 

  • Fâtih civarındaki Karaman Mahallesi, baştan başa harab oldu.

 

  • Sultan Bâyezid Camii’nin kubbesi dağıldı.

 

  • Hadim Ali Pasa Camii’nin (Divanyolundaki Atik Ali Pasa Camii) kubbesi düştüğü gibi Atmeydanı’ndaki sütunlardan altı tanesi devrildi.

 

  • Yeni Saray (Topkapı Sarayı )’ın deniz tarafı yer yer harab oldu.

 

  • Bu büyük depremde binlerce insan yıkıntılar altında gömülü kalmıştı.

 

  • Sadece Vezir Mustafa Paşa’nın konağında atları ile birlikte üçyüz süvari hayatlarını kayb etmişti.

 

  • Köpürmüş ve azgın bir hal almış olan deniz dalgaları, İstanbul ve Galata surlarını asarak sokaklarda tufan meydana getiriyordu.

 

  • Bu arada eski su bentleri de yıkılmıştı. Sultan II. Bâyezid, sarayının duvarlarına güvenemediğinden bahçesinde gayet hafif ve tehlikesiz bir çadır kurdurarak orada on gün kadar ikamet eder.

 

  • Kırkbeş gün kadar aralıklarla devam eden bu deprem, İstanbul, Rumeli ve Anadolu eyaletlerinin sâkinlerini sürekli bir heyecan içinde yaşattı.

 

  • Çorum halkının üçte ikisi, şehirlerin deki toprak kaymaları yüzünden yarılıp açılan topraklar içinde yok oldular.

 

  • Yine bu esnada Gelibolu istihkâmlari da yıkıldı.

 

  • Sultan II. Bâyezid’in doğduğu şehir olan Dimetoka bir toprak yığını halini almıştı.

 

  • Sultan Bâyezid, bu deprem (zelzele) münasebetiyle devletin ikinci payitahtı olan Edirne’ye gittiyse de ayni sene Receb ayının dokuzunda, yani İstanbul zelzelesinden l5 gün sonra İstanbul’dakinin benzeri olan ve ayni şiddette bir deprem meydana geldi.

 

  • Mimar Hayreddin, onbeş gün içinde Pâdişah için Edirne’de ahşab bir ev yaptı.

 

  • Pâdişah, bu ahşab evde ikamete başladı.

 

  • Ayni sene Şaban’in üçünde Edirne’de yine benzer şiddette bir deprem daha oldu.

 

  • Tunca Nehri taşarak ve yatağını da asarak depremin yıkıntılarını kapladı.

 

  • Üç gün geçit vermeyen Tunca’nın taşmasıyla da bir çok insan öldü.

 

  • İstanbul’un tamiri için neler yapılmaşı gerektiği hususunda ilgililerle istişarede bulunur.

 

  • İstişare sonunda Istanbul’da yıkılan yerleri yeniden yapmak veya tamir etmek için yirmi evden bir kişi ve ev başına yirmi ikişer (yirmi beşer olduğu görüsü de bulunmaktadır) akça takdiriyle “Cerahor”, yani ücretli amele tedarik edildi.

 

  • Bu şekilde Anadolu’dan 37 bin, Rumeli den de 29 bin cerahor çıkarılıp üç bin kadar mimar ve marangoz getirildi.

 

  • Bunlardan başka “Yaya”lardan sekiz bin, “Müsellem”lerden de üç bin kişi kireç yakmakla görevlendirildi.

 

  • Böylece devlet ve millete ait olan yerlerin insaatı, 9l5 senesinin l8 Zilhiccesi’nde ( 29 Mart l5l0) başlamış ve altmış beş günde sona ermişti.

 

  • Bu inşaat ve tamiratta, İstanbul surlarından başka Galata’daki mahzenler, Galata kulesi, Kız kulesi, Rumeli ve Anadolu hisarları fenerlikleri, Çekmece köprüleri ile Silivri kalesi gibi önemli yerler de vardı.

 

  • Sultan II. Bâyezid’in bu çabaları üzerine İstanbul kısa bir sürede adeta yeniden inşa edilmiş oldu.

 

  • Bu inşaat, bütünüyle Mimar Hayreddin’in nezâreti altında yapılmıştı.

 

  • İnşaatın tamamlanmasından sonra hükümdarın emri üzerine üç gün ve gece, fakirlere yemek dağıtıldı. (alıntı)

 

Deprem hangi asırda olursa olsun altından kalkılamayacak bir afet. Çaresizliğin tavan yaptığı haller. Ne yapabileceğinizi bilemediğiniz zamanlar. Sadece size hâkim olan korku ve panik duygusu. Deprem geçtikten sonra da o korku sizinle birlikte hep olacak. Hep sizi tetikte bekletecek…

Depreme dayanaklı binalarda olmak muhakkak ki şart…

Devamlı yapılan yayınlardan depremde neler yapılacağının defalarca anlatıldığı halde hangimiz deprem olayında neler yapacağımızı biliyoruz. Bence bilmiyoruz.

Bir başka alıntıyı sizlere belki bir nebze yararı olur düşüncesi içinde aktarıyorum.

Allah hepimizi korusun…

Deprem Sırasında Neler Yapmalıyız
Deprem Sırasında ve Sonrasında dikkat edeceğimiz durumlar hayatımızı kurtaracaktır. Bu Bilgileri aklımızda tutalım ve Arkadaşlarımızla ve ailemizle paylaşalım.

Deprem başladı ne yapmalıyım?
1. Sakin olun.
2. İçerdeyseniz, masa veya benzeri sağlam bir koruyucunun altına girin, başınızı saklayın ve hareket etmeyin. Pencerelerden ve cam eşyalardan uzak durun.
3. Dışardaysanız, binalardan, ağaçlardan, telefon ve elektrik direklerinden uzak durun.
4. Araçtaysanız, üst veya alt geçitlerden uzaklaşın, açık bir alanda durun ve aracınızdan çıkmayın.

Depremden hemen sonra yapılması gereken en önemli şeyler nelerdir?
1. Kendinizin ve bulunduğunuz yerdekilerin yaralanıp yaralanmadıklarını kontrol edin ve gereken ilk yardımı yapın.
2. Ayakkabılarınızı giyin.
3. Bulunduğunuz yerin emniyetli olup olmadığını kontrol edin. Gaz, su ve elktrikle çalışan herşeyi kapatın; bulunduğunuz yapının hasarını (baca yıkılmaları, duvar çatlakları ve temeldeki hasarları) kontrol edin ve artçı sarsıntılardan etkilenip etkilenmeyeceği konusunda belirlemelerde bulunun.
4. Çevreye dağılan malzemeleri toplayın.
5. Radyonuzu açın. Yetkililerin, hayati önem taşıyan, uyarı ve açıklamalarına aynen uyun.
6. Acil durumlar dışında telefonunuzu kullanmayın.(alıntı)

 

 

Nazan Şara Şatana

 

 

author avatar
Nazan Şara Şatana
Ben gazeteciydim. Günaydın gazetesi, Ankara bürosunda Bekir Coşkun’un istihbarat şefi olarak görev yaptığı yıllarda; Meclis, Adliye, TRT ve magazin muhabiri olarak görev yaptım. Günaydın gazetesi haricinde, Merhaba, Haftanın Sesi gazetelerinde de yine muhabir olarak çalıştım. Gazetecilik yıllarım turizme geçerek sona erdi. Pamfilya Turizm acentesinden sonra, birçok beş yıldızlı tesislerde (Öger bünyesinde ve başka önemli tesislerde) üst düzey yöneticisi olarak görev yaptım. Halen Genel Müdür olarak görevimi sürdürmekteyim. Sekiz kitabım yayınlandı. Asar şamil Ve Rus terzi, Şarkın Modern Gelini Şehribahar, Zeus’un Aşkları, Otel I, Otel II, Hekim Ali Suavi Efendi, Havada Kekik Kokusu Vardı, Herkül 2006 da yayımlanan Asar Şamil Ve Rus Terzi, Havada Kekik Kokusu Vardı ve Şarkın Modern Gelini adlı kitaplarım T.B.M.M. Meclis Kütüphanesindeki yerini almıştır. Yeni yayınlanacak kitaplarım; Belkıs Akkale’nin hayatı roman tadında – Belkıs - Şimdi Yağmur Yağacak, Topkapı Şifresi, Taşlar, Mihrace, İstanbul – İstanbul. Ayrıca yayına hazır senaryolarm ve müzikallerim mevcuttur. Evlat TV filmim TGRT de yayınlandı. Birçok senaryom dizi olması için televizyon kanallarında beklemektedir. Bir senaryom ise dizi olarak yayınlanması için TRT1’de hazırlıklarda.

İlgili Haberler

Galatasaray’ın basın tribünü yenilenmeli
Yazarlar
31 Ekim 2024
Galatasaray’ın basın tribünü yenilenmeli

İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. İLGİLİ HABER NORMALLEŞMEK Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern bir dizayna sahipken, […]

Belediye
30 Ekim 2024
46. İstanbul Maratonu, bu yıl 3 Kasım Pazar günü koşulacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından organize edilen Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu, bu yıl 3 Kasım Pazar günü koşulacak. 40 binin üzerinde kişinin katılması beklenen İstanbul Maratonu, sürdürülebilirlik ve bağış konusunda ilklere imza atacak. Giysi Kumbarası projesi ile sporcuların temiz ve kullanılabilir kıyafetleri yeniden hayat bulacak. 46. İstanbul Maratonu ayrıca en […]

KADIKÖY’DE CUMHURİYET YÜRÜYÜŞÜ YAPILDI

Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu.  Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]

Etkinlikler
30 Ekim 2024
Günsu Özkarar’ın yazdığı, Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor

Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]