Pazar günleri genelde İstanbul’un güzelliklerinden nasiplenmeye çalışıyorum. Bu pazarda güzel bir yere gidelim dedik, Polenezköy’ü seçtik.
Ben uzun zamandır gitmek istiyordum.
Gitmek istediğim kadar varmış. Yeşil insanı dinlendiriyor deniliyor ya ne kadar doğru. Çok yorgun olduğum bu günlerde gerçekten ilaç gibi geldi. Vitamin hapı almaya gerek yok, yeşil, her derde deva gibi…
Polenezköy hakkında bilgi sabihiydim ama kulaktan dolma bilgiler yerine sizlere resmi anlatımını aktarmak istiyorum ilk önce:
İstanbul’un Beykoz ilçesinde yer alan, eski adı Adampol olan, ünlü bir Polak köyü… Karadeniz sahilinden 20 km; İstanbul‘un Boğaziçi kıyılarından ise 15 km uzaklıkta…(alıntı)
Sabah erken çıktık, kahvaltıyı orada yapmayı planlamıştık. Yolda bizi şaşırtan yoğun trafik oldu. İstanbul’luların, Polenezköy’e bu kadar ilgi gösterdiklerini bilmiyordum. Bir hayli kalabalık olan yollardan sonra kahvaltı yapacağımız yerlerde boş masa bulmakta zor oldu. Sonunda bulduk. Güzel bir kahvaltıdan sonra, sıra gezmeye geldi.
Bir çok otel, pansiyon, restoran ve kahvehaneler vardı…
Birde anı evi vardı ki, orada da tarihi hakkında bilgi aldık.
Bunuda sizlere resmi bir alıntı ile aktarmak istiyorum.
Köyün adı kurucusunun adı olan Adam’dan dolayı Adamköy (Lehçe: Adampol) olarak türetilmiş.Polonezköy 1830 Polonya Ayaklanması sırasında hükümet başkanı, daha sonra da Polonyalı sürgünlerin siyasî lideri olan Prens Adam Czartoryski tarafından 1842 yılında kurulmuş.
Köyün bulunduğu arazi, 1830’lu yıllarda Saint Benoit Fransız Lisesi‘ni yönetmekte olan Lazarist rahipler tarafından çiftlik olarak düzenlenmiş…
O zamanlar Polonyalıların siyasi göçünün merkezi Paris’miş.
Prens Adam Czartoryski’nin amacı ise, ikinci bir siyasi merkezini Osmanlı Devleti sınırları içinde kurmakmış.
Bu amaçla Michal Czajkowski’yi temsilcisi sıfatıyla Osmanlı Devleti’ne göndermiş.
İstanbul’a geldikten sonra 1850 yılında İslamiyet’i kabul ederek Mehmed Sadık Paşa adını alan Czajkowski, Osmanlı Devleti’nde faaliyet gösteren Lazaryen rahiplerden gelecekte Adampol’un kurulacağı ormanlık bir araziyi satın almış.
İlk başta ancak 12 kişinin oturduğu köye sonraki yıllarda en çok geliştiği dönemde 220 sakin yerleşmiş.
Yıllar geçtikçe Polonezkoy/Adampol gelişmiş.
Köyün nüfusu 1830 Polonya Ayaklanması ve 1853 Kırım Savaşına katılan askerlerin yanı sıra Sibirya sürgünü ve Çerkes esaretinden kaçan Polonyalılarla artmış.
İlk Polonezkoy sakinleri çiftçilik, hayvancılık ve ormancılıkla meşgulmüş.
Daha II. Dünya Savaşı öncesinden başlayarak ilk tatilciler Polonezköy’e gelmeye başlamış.
1938 yılında Polonezkoy sakinleri T.C. vatandaşlığına kabul edilmişler.
1968 yılında Polonezkoy sakinleri işledikleri topraklar üzerinde tapu hakkına sahip olmuşlar.
Öte yandan, Czartoryski ailesinin vârisleri ise Polonezköylüler lehine iyelik haklarından vazgeçmişler.
Ulaşım imkânları, coğrafî konumu ve güzel manzaraları sayesinde Polonezkoy bir tarım köyünden tatil köyüne dönüşmüş…
Polonezköy’de toprak köy sakinlerine ya da Polonezköy’e dinlenmeye gelen zengin ve meşhur şahıslara aitmiş.
Polonezköy’un gelişmesi ve köydeki ekonomik şartların düzelmesiyle birlikte 1980’li yıllarda yurt dışına göç eden gençler Polonezköy’e geri dönmeye ve köyde pansiyon, lokanta ve çayevi işletmeye başlamışlar.
Polonezköy’e gelen ünlüler arasında Macar piyanist Franz Liszt (1847),
Fransız yazar Gustave Flaubert (1850),
Çek yazar Karel Droz (1904),
T.C.’nin ilk Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk (1937),
Sonradan Jan 23 adıyla Papa olan Nuncio Piskopos Angelo Roncalli
(bu ziyaret sırasında birkaç Adampollu çocuğa konfirmasyon sakramentini vermişti) ve T.C. Hükümeti temsilcileri ile birlikte Polonezköy’e gelen, Polonya’nın II. Dünya Savaşı sonrasındaki dışişleri bakanı Adam Rapacki (1961) de bulunuyormuş.
Dünyaca tanınan soprano Leyla Gencer de burada doğmuş…
Köyü 1985 yılında T.C. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 1994 yılında ise, Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa ziyaret etmiş.
Bir sonraki Polonya Devlet Başkanı Aleksander Kwasniewski ise ilki 1996 ve ikinci 2000 yılında olmak üzere iki defa Polonezköy’ü ziyaret etmiş…
Son ziyareti esnasında Aleksander Kwasniewski, Zofia Rizi Anı Evi‘ni de gezmiş… Bu ziyaretten iki sene sonra Polonezköy’un kuruluşunun 160. yıldönümü törenle kutlanmış.
Günümüzde Polonezköy’de yaklaşık olarak 1.000 kişi yaşamaktaymış.
Bunlar arasında 40 kişi düzgün Lehçe konuşuyormuş.
Adampol-Polonezköy’de her yaz Polonezköy’ün Polonya ile olan bağlarını vurgulayan Polonezköy festivali düzenlenmekteymiş.
Polonezköylüler, bu festivale katılan folklor gruplarını kendi maddi olanaklarını kullanarak davet etmektelermiş.(alıntı)
Bizlere burası ile ilgili bilgileri, anı evinin sahibi olan bir bey anlattı. Mini bir müze haline getirilen yerde hatıra defterine de bir şeyler karaladıktan sonra, yeşilin tonlarının elele verdiği bu güzel yerlerde gezmeye davem ettik.
Türk ve Polanya’lı sanatçıların yaptıkları tahta heykeller önünde resimler çektirdik.
Yollarda açılmış küçük sergilerden alışveriş yaptık.
Daha fazla kalmak istiyorduk ama Riva’ya da gidecektik, bir başka zaman yine Polenezköy’e gelmek için sözleştik, bu güzel yere veda ettik…
Nazan Şara Şatana
İlgili Haberler
İstanbul takımlarının stadında, gazetecilere ayrılan basın tribününün neredeyse tümünde maç izlemişimdir. Gazetecilere ayrılan basın tribünü sadece Türk gazetecilere değil akredite olan yerli-yabancı tüm gazetecilere açıktır. Özellikle Avrupa maçlarında yurt dışından gelen yabancı basın mensupları, Türk takımlarının statlarına hayran kalıyor. İLGİLİ HABER NORMALLEŞMEK Hayran kalıyor kalmasına da acaba bu durum “basın tribünü” için geçerli midir? Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin basın tribünü gayet modern bir dizayna sahipken, […]
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul tarafından organize edilen Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu, bu yıl 3 Kasım Pazar günü koşulacak. 40 binin üzerinde kişinin katılması beklenen İstanbul Maratonu, sürdürülebilirlik ve bağış konusunda ilklere imza atacak. Giysi Kumbarası projesi ile sporcuların temiz ve kullanılabilir kıyafetleri yeniden hayat bulacak. 46. İstanbul Maratonu ayrıca en […]
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]