Erzurum… Doğunun yükseklerinde, karın sessizliğinde büyüyen bir şehir. Palandöken’in eteklerinde, soğukla yoğrulmuş ama yüreği sıcacık insanların memleketi. Spor burada sadece bir oyun değil; bir dayanışma biçimi, bir aidiyet duygusu. Erzurumspor’un formasında ter değil, tarih var. O formayı giyen her sporcu, dadaşlık ruhunu taşır; mertliği, cesareti, misafirperverliği temsil eder.
Amed… Diyarbakır’ın kalbi. Mezopotamya’nın binlerce yıllık hikâyesini taşıyan taş sokaklar, surların gölgesinde büyüyen çocuklar,ın sesiyle yoğrulmuş bir şehir. Amedspor, bu kadim kentin genç umududur. Sahaya çıktığında sadece bir takım değil, bir halkın sesi olur. Barışa, eşitliğe, kardeşliğe dair bir çağrıdır her pas, her gol.
Bu iki şehir, farklı coğrafyalarda olsa da aynı toprağın çocuklarıdır. Aynı acılardan geçmiş, aynı sevinçleri paylaşmış, aynı gökyüzüne bakmışlardır. Spor, bu ortak geçmişin ve ortak geleceğin en güçlü köprüsüdür. Ne yazık ki geçtiğimiz hafta yaşanan saldırı, bu köprüyü sarsmaya çalışan bir hoyratlıktı. Erzurumspor’a yapılan saldırı, sadece bir takıma değil, bu köprüye, bu ortak hayale yapılmış bir saldırıdır.
Biz bu saldırıyı vicdanımızla, kalemimizle, insanlığımızla kınıyoruz. Çünkü biz, sporun birleştiren yanına inanıyoruz. Çünkü biz, Erzurum’un mertliğini de, Diyarbakır’in direncini de kendi hikâyemizin bir parçası sayıyoruz. Çünkü biz, bu ülkenin her köşesini bir diğerine kardeş bilenlerdeniz.
Bugün, Erzurum’un da Diyarbakır’in de çocukları aynı sahada buluşsun istiyoruz. Aynı topun peşinden koşsunlar, aynı sevdayla ter döksünler. Tribünlerde barışın sesi yükselsin, kardeşlik alkışlansın. Çünkü gerçek galibiyet, birlikte yaşamanın yolunu bulabilmekti.Kardeşlik ruhu içerisinde Dadaşların Mertliği , Yürekliliği, Misafirperverliği, Diyarbakırsporu en güzel bir şekilde Dadaş ruhuyla kucaklayacağından eminim.
Neşat Yalçın Nasifoğulları yöresel Doğal ve Organik köy ürünleri Kadıköy Istanbul