Merdivenköy Mahallesinde bir sokakta dalları budanmış kurumaya başlamış olan yüz yaşındaki meşe palamutu ağacının korunması ve tedavisi için ilgili kurumlara defalarca başvuruda bulunan sokak sakinleri hala bir sonuç alamadılar.
Mahalle sakinlerinden Zahide Erkök hanım Kadıköy Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğüne birçok defa dilekçe ile başvurmasına rağmen henüz sonuç alamamış. Gazetemize ulaşarak ağacın korunmasını sağlamak için yetkililerin dikkatini çekmek istedi.
Zahide Erkök hanımın gazetemize ilettiği mesajını ve belediyeye verdiği dilekçe ilgililerin dikkatine sunarak yayınladık.
“Sayın yetkililer,
Bu konuda Kadıköy Belediyesi’ne birçok kez başvuruda bulundum. Ve bugün bir kez daha yazdım.
Her gelen yanıt ile sevinip, uzun olan bu süre zarfında hala herhangi bir şey yapılmamasıdır.
En güvendiğimiz Kadıköy Belediyesi bu konulara el atmazsa kimler atacak acaba? Hassasiyetinize güvenerek yazıyorum.
Dilekçem ve Kadıköy Belediyesi’nden gelen yanıt ektedir. Lütfen ilgilenebilir misiniz? Çok ama çok üzüldüğüm konulardan bir tanesi de budur.
Ağaç gözümün önünde ölüme terk ediliyor.
Sağlıklı ve mutlu günlere.
Saygılarımla,
Zahide Erkök
Başka bir sokak sakini olan Pervin Damgacı Hanım ise meşe palamudunun durumunu ağacın dilinden bir ifadeyle dile getirmiş.
İşte o satırlar;
“Yüz yıllık Meşe palamutu
Kadıköy Merdivenköy’de ara sokaktayım yanımdan gelir geçersiniz dallarımda yapraklarım vardı. Şimdi kesik kollarım beni kurtarın. İşte böyle dedi yanına geldiğimde. Sararttı yüzünü buruşturdu dev gövdesini üzgün yalnız hissediyordu kendisini, aradan gecen dört yıl sonra yanına vardığımda.
Lisedeydim yanında servis beklediğim günlerde. Usulca dokunurdum gövdesine kimse görmeden. Ne yapıyor diye sorgulanmayacağımı bilsem ergen aklımla dedeme bahaneme sarılır gibi sarılmak isterdim ona.
1940 lar anneannem gelin geldiğinde bir köşk varmış o sokakta anlatırdı pikniğe gelirlermiş, köşkün bahçesinde biten bu dev ağaca mandolinini çalarmış. Kim bilir ne de mesuttu ağacım o zamanlar.
Yıllarca evimizin penceresinden bakmak kısmet oldu o dallara. Pencerenin önüne uzanan kollarında taşıdı kus yuvalarını. Yıllar sonra yanına vardığımda baktım ki apartmanımızı yıkmışlar yerine yenisini dikmişler umarsızca kesmişler kolunu beton uzasın gitsin diye.
Palamut dedi ki; Tek dileğim kesilen kollarıma bir pansuman, bir çamur sıvanması. Ölüme terk eder gibi acımasız pansumansız bıraktılar açık yaramı. Sarıverin şu yaramı girmesin yağmur damlaları çürütmesin beni içten içe dedi.
Defalarca yazmış sevgili Zahide ablam belediyeye sesini duyuramamış. Simdi palamudum söylesin; diyor ki Ben bir yüz yıllık ağacım dallarımdan tutun beni bırakmayın” dedi.