İnsanlık yolculuğunda kimler geldi, kimler geçti. Adları yazılacak olsa kitaplara sığmaz.
Kimler, kimler…
Hepsi çok büyük insanlar…
Her birisi insanlığa büyük hizmetler etmişler…
Kimi bir şeyler icat etmiş, kimi bir şeyler bulmuş, kimi sanatla uğraşmış, kimi yazmış, çizmiş…
Yaşar Kemal, o büyük insanlardan birisidir.
Edebiyatta bir çığır açmıştır.
O kadar ki eserleri tüm dünyaya yayılmıştır.
Büyük yazardır.
Nobel edebiyat ödülüne aday gösterilmiştir.
Ne yazık ki kirli ayak oyunları ile Nobel edebiyat ödülünü alması engellenmiştir.
Yaşar Kemal, Türk halkının gönlünde Nobel edebiyat ödülünü almayı çoktan hak etti.
Her bir yazdığı eser çok beğenildi.
Kendisi de kitapları da çok sevildi.
Yaşar Kemal’den öğrendi insanlar; İnce Mehmet’i, Döne anayı, Abdi Ağa’yı, isyanı, başkaldırıyı…
Yaşar Kemal ile köylüler, toprak ağaları, ırgatlar, eşkıyalar dertlerini anlattılar, böylelikle bilinç dağarcığımıza girdiler.
Ezilenler, sömürülenler, haksızlığa uğramış köylüler Yaşar Kemal ile ses buldular.
Betimlemeler, tasvirler, edebiyatın anlatım gücü Yaşar Kemal’in gücüne dönüştü.
O kadar güçlü bir kalemi vardı ki, bin dokuz yüzlü yılları resmen bize resmetti.
Edebiyatta var olması kolay olmadı.
Yaşar kemal çok bedeller ödedi.
Hep baskı gördü.
Eserlerinin okunması engellendi.
Baskılara boyun eğmedi Yaşar Kemal.
Hep üretti.
Kazanan Yaşar Kemal oldu.
Ölümsüzlük mertebesine erişti.
Eserleri ile ebedileşti.
İyi ki bir Yaşar Kemal geçti bu dünyadan.
Ne demişti:
“O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.”
Ne doğru söylemişti. İyi insanlar hep çekip gitmişlerdi.
Yerleri hep boş kaldı.
Şimdi daha iyi anlıyorum, Yaşar Kemal’in büyüklüğünü.
Öksüz kaldı Çukurova, ırgatlar, yoksullar, köylüler…
“Su olsan kimse içmez, Yol olsan kimse geçmez, Elin adamı ne anlar senden?” demişti ama öyle olmadı.
Yaşar Kemal’i herkes anladı.
Bakın bugün tüm dünya Yaşar Kemal’i okuyor.
Diyorum ki; neden Yaşar Kemal sadece Osmanlının son dönemlerini, Cumhuriyetin kuruluş yıllarını anlattı?
Yaşar Kemal’in kaleminden altmışları, yetmişleri, seksen darbesini, doksanları, iki binli yılları okusaydık ne güzel olurdu.
Sanırım büyük bir kayıp…
Yazsaydı ne büyük zenginlik olurdu.
Büyük bir boşluk doldurulurdu.
Edebiyatta bir level atlanırdı.
Tabii ki bu benim bir içsesimdir.
Yaşar Kemal’in kendince nedenleri mutlaka vardı.
Jack London, “insanı sevmek ve okumak, temel gaye olmalıdır.” diyor.
İnsanlık için yazmak, en büyük eylemdir.
Yaşar Kemal de en büyük eylemcilerden birisidir.
Tüm dünya da buna şahit olmuştur.
İlgili Haberler
Galatasaray son haftalarda formsuz, şampiyonluklar yaşayan Okan Hoca da kayıplarda. Büyük takımlar bazen böyle durumlarla karşı karşıya kalabilir. İLGİLİ HABER İDOB’dan “Ulusal Müziğimiz Çanakkale Destanı” Konseri Tam her şey bitti derken ortaya bir “kahraman” çıkar hem takımı hem hocayı tabiri caizse ipten alır. Doğru tahmin ediyorsunuz, Osimhen’den bahsediyorum. Piyasa değeri 100 milyon euro […]
Biz insanlar hayata ne kadar da çok anlam yüklüyoruz değil mi? Oysa bu dünyaya ölmek için geldik. Bir varoluş mücadelesi içindeyiz. Kiminin uzun, kiminin kısa bir yaşam sürdüğü bu dünyaya ne bırakabiliriz onu düşünelim. Bu yaşamı nasıl hak edebiliriz? İyi bir isim, faydalı ilim, iyi bir insan yetiştirmek, paylaşmak, yardımlaşmak, bırakabileceğimiz güzel izlerdir dünyaya. Yedi […]
Öyle zamanlar oluyor ki sevdiğiniz insanlar bir bir öteki dünyaya göç ederler. Öyle zamanlarda çaresiz kalırsınız, kime üzüleceğinizi, kimin yasını tutacağınızı bilemezsiniz. Öyle bir dönemi yaşıyoruz, sevilen birçok insan göçüp gidiyor. Ölenler ve kalanlar… Doğmak kadar ölümler de maalesef insanoğlunun gerçeği… Her bir canlı doğduğu gibi ölecektir. İyi de ölümü kabullenmek zor iş… Konuşulduğu gibi […]
Ah şu yazarlar, ne güzel insanlar, bizlere hayatı ne güzel anlatırlar. Gülmek, ağlamak, hüzünlenmek, dert edinmek, empati kurmak, ders çıkartmak hepsi onların sayesinde… Ne kadar çok kitap o kadar bilinç, bilgi… İyi ki yazarlar, kitaplar var, iyi ki de yazmışlar. Dünya klasikleri başlı başına bir öğretidir, birçok şeyi o kitaplardan öğrendik. Gezmeden, görmeden, duymadan oturduğumuz […]