Başıboş köpek varlığının artması, çocuk ve kadınlara yönelik saldırıların sıklaşması ve hayvan hakları yöneticilerinin farklı görüşleriyle gündemde olan başıboş köpekler sorununu bilimsel açıdan değerlendirmek amacıyla, alanında uzman akademisyenlerin katıldığı, “Başıboş Köpekler Sorununa Bilimsel Bakış” paneli gerçekleştirdi.
Moderatörlüğünü Atatürk Üniversitesi Kurumsal İletişim Direktörü (KİD) ve İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Besim Yıldırım’ın yaptığı ve 4 konu başlığı halinde gerçekleşen panelde “Köpek Başıboş Olur mu? Sokaklar Köpekten, Köpekler Sokaklardan Nasıl Kurtulur?” konusuyla Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu Çoban, “Başıboş Köpeklere Hukuki Bakış” başlığıyla Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, “Dini Açıdan İnsan Hayatının Değeri ve Korunma Zorunluluğu” konusuyla İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Öge ve “Başıboş Köpekler ve Halk Sağlığı” isimli sunumuyla ise Doç. Dr. Zahide Koşan, toplumsal bir sorun haline gelen başıboş köpekler konusunu bilimsel açıdan ele aldı.
Panelin açılışında konuşan Prof. Dr. Besim Yıldırım, ülke sokaklarında 10 milyon civarında başıboş köpek bulunduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu sayı bile başlı başına bunun çok önemli bir sorun olduğunu ifade ediyor. Başıboş köpek sorunu sadece insanlar için değil diğer canlılara da zarar verir hale gelmiştir. Günümüzde bu noktada üniversitelere düşen sorumluluk her geçen gün büyüyen bu sorunu tüm boyutlarını ele almak, kavramak topluma anlatmak ve politika yapıcılara bir çerçeve sunmaktır” dedi.
Türkiye genelinde her yıl yüzbinlerce insanın başıboş köpek saldırılarına maruz kaldığının söyleyen Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu Çoban “Bu sadece ısırık izleriyle sınırlı kalmıyor, kuduz tehlikesini de beraberinde getiriyor. Dedi. “Her yıl sadece kuduz nedeniyle 4 kişinin hayatını kaybettiği ülkemizde, köpek saldırılarından kaçarken yaşamını yitiren birçok insanın dramını hatırlatmak isterim bu acı tablo, başıboş köpek sorununun sadece bir hayvan sorunu olmanın çok ötesinde, toplumsal bir felaketi işaret ediyor” diyen Sabuncuoğlu günde 830 kişinin mağdur olmasının hayvanseverlikle çözülemeyecek kadar ciddi bir sorun haline geldiğini belirtti.
Türkiye’de veteriner teşkilatının gelişmiş olmasına rağmen başıboş hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların önüne geçilemediğini belirten Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu, başıboş hayvanların sağlık yönetiminin yapılamadığı gibi üreme yönetiminin de yapılamadığı için kontrolsüz çoğalan sokak köpeklerinin güvenlik tehdidi oluşturduğunu vurguladı. Sabuncuoğlu Çoban, 2004 yılında sahipsiz hayvanlar sokağa geri bırakılmaya başlandıktan sonra köpek sayısının kısırlaştırmayla baş edilemeyecek bir seviyeye geldiğini söyledi.,
Başıboş köpeklerin insanlar için büyük risk olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu Çoban, “Başıboşluk her zaman zarardır. Başıboş güç terör doğurur.” diyerek başıboş köpek terörünün hayvanseverlik maskesi altından şirin gösterilmeye çalışıldığını ifade etti. Sabuncuoğlu ayrıca hayvanseverlerin başıboş köpek sorununda uzlaşmaya gitmediğini belirterek “Hayvanseverlik adı altında türcülük yapıyorlar.” dedi. Hayvanseverlerin başıboş köpeği sadece sokakta sevdiklerini ifade eden Sabuncuoğlu, başıboş köpekler yüzünden her yıl yaklaşık 70 vatandaşın vefat ettiğini aktardı.
Medyanın hayvanseverler tarafından susturulduğunu belirten Nilüfer Sabuncuoğlu, hayvansever derneklerin baskıları yüzünden köpeklerin oluşturduğu tehdidin yeterince dillendirilemediğini ifade etti. 2004 sonrası bilinen sonuçlarda, her yıl bir ya da iki insanın kuduzdan kaynaklı öldüğünü açıklayan Sabuncuoğlu Çoban, “2007 yılında Erzurum’un Ova köyünde yaşayan 3 yaşındaki Sudenaz Tanhaş, kuduzdan dolayı vefat etti. Aynı dönemde Ekim ayı içerisinde Serkan’ı, İstanbul’da kaybettik” dedi. Görüntü ve videolarla anlatımını destekleyen Sabuncuoğlu, başıboş köpeklerin saçtığı tehlikelere değindi.
Konuya hukuki ve etik açıdan yaklaşan Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, “Eğer bir insanın ölümüne veya yaralanmasına neden oluyorsa bir obje niteliğindeki hayvanın hakkından bahsedemezsiniz. Çünkü değerler içerisinde en önemli değer insandır. Devlet, hayvanlarla ilgili kanun çıkarırken paydaşlarla görüşmeli, sokağın sesini duymalıdır” ifadelerini kullandı.
Başıboş köpek sorununu çözmek için tüm toplumun sorumluluk alması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nezih Kök insan değerleri üzerinden hareket ederek, bu konuda daha etkin çözümler üretebiliriz” dedi. Ahmet Nezih Kök ayrıca başıboş köpek nüfusunun artışının sokak güvenliğini ve insan sağlığını tehdit ettiğini vurgulayarak böyle bir ortamda hayvan haklarını önceleyen bir anlayışın samimi olmayacağını, ekonomik kaygıların ve menfaatlerin gözetildiği lobicilik faaliyetlerin daha etkin bir işlev gördüğünü belirtti.
Evrenin her unsurunun Allah yarattığı için değerli olduğunu ve bu evrenin öznesinin insan olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sinan Öge, “En değerli varlık olan insana onun için yaratılmış ona fayda versin diye yaratılmış herhangi bir unsur zarar veremez” diyerek tüm varlıkların haklarının da korunarak insana hizmet için var olduğunu vurguladı. Başıboş köpekler sorununda insan hayatının önemine dikkat çeken Öge, “En temel hak insan ve hayat hakkıdır. Özellikle de korunması bize emanet olan çocuğun hakkıdır. İnsanı sevmeyen hayvanı sevebilir mi? İnsan hayatı mı, hayvanların sokaklardan toplanması mı? Bu iş tamamen insan hakkı meselesidir. İnsanın güvenliği tehdit altındaysa hukukun, siyasetin ve dinin anlamı yok.” dedi.
Başıboş köpekler nedeniyle kentte ve kırsalda kuduz tehlikesinin ve çeşitli hastalık riskinin arttığını ifade eden Doç. Dr. Zahide Koşan sokakların, parkların, dış ortamların başıboş köpeklerden arındırılması gerektiğinin altını çizdi. Her yıl onlarca insanın ve ülkemizde de 1-2 kişinin kuduzdan öldüğünü ve kuduz ölümlerinin yüzde 99’unun enfekte köpeğin ısırmasından kaynaklanmakta olduğunu vurgulayan Koşan, kuduz hastalığının dünya çapında maliyetinin yaklaşık olarak 8,6 milyar dolar olduğunu ifade etti.
İlgili Haberler
Son zamanlarda, teknoloji ürünlerinin fiyatlarının artmasıyla birlikte tüketiciler, ellerindeki cihazları onararak veya güncelleyerek kullanmaya yöneliyorlar. Ancak, bu durum teknik servis aramalarını da arttırıyor ve dolandırıcıların yeni bir hedefi haline geliyor. Eskiden dolandırıcılar, telefon veya basılı ilanlar aracılığıyla tüketicileri kandırırlardı. Ancak, internetin gelişmesiyle birlikte bu taktikler daha da sofistike bir hal aldı ve vatandaşlar artık doğrudan […]
İzmir Devlet Opera ve Balesi, klasik bale repertuvarının en ikonik eserlerinden biri olan Kuğu Gölü balesini bu akşam Bornova Necdet Aydın Sahnesinde İzmirli izleyicilerle ilk kez buluşturmanın heyecanını yaşadı. Pyotr Ilyich Tchaikovsky’nin ilk bale çalışması olarak bilinen Kuğu Gölü, 1877 yılında Bolshoi Tiyatrosu’nda sahnelendiğinde karmaşık müziği ve hatırlanamaz koreografisiyle eleştirilse de zaman içinde bale denince […]
Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Lykofos ortak yapımı William Shakespeare’in ölümsüz eseri Romeo ve Juliet, 26 Nisan Perşembe günü, Atatürk Kültür Merkezi Tiyatro Salonunda, saat 20.00’de seyirci ile buluştu. Temsil öncesi Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, oyunun yönetmeni Lefteris Giovanidis ile oyunun yapımcılarından Lykofos Genel Sanat Yönetmeni Yiorgos Lykiardopoulas Yunanistan […]
AKUT VAKFI, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocukların yanındaydı. Nesin Vakfı’nın Çatalca’daki 23 Nisan Şenliği’ne destek veren AKUT VAKFI, çocuklarla doğanın bir parçası olabilecekleri eğlenceli etkinlikler gerçekleştirdi. Vakfın Hatay’da eğitime kazandırdığı okullarda ve kuaförlerde de 23 Nisan sevinci vardı. Ülkemizde deprem bilincinin yaygınlaştırılması için yaptığı çalışmalar yanında insani yardım projeleri ve eğitime verdiği […]