Okulda okurken bize öğretilen; her toplumun bir inancı olduğu, inançsız bir toplumun olmadığıydı. Bildiğim; dünyada bir sürü inançlı ve inançsız toplumun var olduğudur, her toplumun da kendi inanç dünyasında yaşayıp gittiğidir.
Hangi toplumun inançlı hangi toplumun inançsız olduğu derdim değil, derdim; çoğu inancın dinle bir alakasının olmadığıdır.
Dinle alakası olmayan bu inançlara “batıl inanç” denilir.
Batıl inançlar; genellikle bilgisizlikten, bilimsel bilgilerin veya nedenselliğin yanlış anlaşılmasından, kadere veya büyüye inanmaktan, doğaüstü etkileri algıladığını sanmaktan veya bilinmeyene karşı duyulan korkudan kaynaklanıyor.
Batıl inançlar; çoğu zaman şans, kehanet ve belirli ruhani varlıklarla ilişkilidir.
Yaygın bazı batıl inançlar; yolculuğa çıkan birisinin arkasından yere su dökmek, merdiven altından geçmemek, gece tırnak kesmemek, kara kedi görmenin uğursuzluk getireceğine inanmak…
Bazı batıl inançlar var ki; akla ziyandır. “Batıl inanç” demek bile yetmez.
Yatalak hastalar için; “Gördünüz mü? Yaptıklarını şimdi çekiyor…”
İntizarla ilgili, “babası, anası beddua etti; bu hale geldi!”
Kişi, ne yaşattı ise yaşamadan ölmez…
Her olumlu ya da olumsuz duruma dini bir neden bulmak…
Akla ziyandır…
Cuma günü ölen Allah’ın sevgili kulu…
Karda, kışta ölüm günahkâr…
Kafanızı kaldırın dünyaya şöyle bir bakın, kimler ne yaşıyor. Dünyada yaşam nasıl sürüyor…
Dünyada belli zamanlarda meydana gelen felaketleri hiç mi görmüyorsunuz?
Bu yaşanan felaketler sizlere hiç mi ders olmuyor?
Her an her şeyin olabileceği bir gerçek…
Kişinin ne zaman ne yaşayacağı da milyarlarca olasılıklar arasında…
Yaşanan tüm olayların da kendi içinde bilimsel bir nedeni var.
Olup biten her bir olay nedenli…
Yaşamı biraz da coğrafya belirler…
Boşuna “coğrafya kederdir!” denmemiştir.
Köy, şehir, kent…
Bölge, ülke, ana kara…
Kıtalar…
Hiç fark etmez.
Dağda yaşayan bir çobanın, sanayi bölgesindeki bir fabrikada elini veya kolunu makineye kaptırması olası mı?
İç Anadolu’da tsunami felaketi yaşanır mı?
Afrika’da yaşayan bir yerliyi metrobüs çarpar mı?
Arabistan’da yaşayan bir kişi çığ altında kalır mı?
Ya da uçağın olmadığı bir şehirde kişi uçaktan düşüp can verir mi?
Kişinin yaşadığı yer, kişinin yaşayacaklarını da belirler.
Kişilerin yaşadıklarını inançsal nedenlere bağlayarak kişi hakkında bir çıkarımda bulunmak, kişileri suçlamak veya aklamak kişilere yapılmış en büyük saygısızlıktır.
İnsani de değildir, vicdani de değildir.
Batıl inançları, dini inançla karıştırmamak gerekir.
Dinin de kendi içinde bir mantığı vardır.
Batıl inançlar; akılla, mantıkla açıklanamaz.
Dinle de açıklamaz…
Adı üzerinde, batıl inançtır…
İlgili Haberler
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]
Karagümrük stadı hakkında bu kaçıncı yazımı artık söylemiyorum. Fatih Belediye Başkanı Ergün TURAN , 15 Mart’ta sosyal medya hesabından Karagümrük taraftarına stat müjdesini verdi. Bu kaçıncı müjdeden artık bunu da söylemiyorum. Bildiğim tek şey taraftarın artık boş vaatlere karnının olduğu şey. Neyse ki krizi bırakıp iyi bir yerde görmek istiyorum. Stadın kapasitesi 7.680 kişilik olacak. Şehrin göbeğinde butik […]
Zaman sonsuzdur. Evren, uzay, yani içinde bulunduğumuz mekân da sonsuzdur. İnsan, birey olarak da “insanlık” olarak da zamanın ve mekânın sonsuzluğunun kesiştiği herhangi bir noktada, bir hiç, bir sıfırdır. Bir insan ömrünü yüz yıl kabul etsek bile, zamanın sonsuzluğunda yüz yıl nedir ki? Bırakın yüz yılı, bin yılı, milyar yıl nedir ki, sonsuzluk karşısında? Biliyorsunuz, […]