Emek Külür, hekimlik mesleğinde sabrın ve insan sevmenin çok önemli olduğunu vurgulamaktadır. Bir diş hekimi olarak oldukça yoğun bir çalışma temposuna sahiptir. Kendi kliniği olan Nişantaşı Smile Institute’ta çalışmalarını devam ettirmektedir. Aynı zamanda bir diğer mesleği olan Heykeltıraşla ilgili çalışmalarına da yoğun iş temposu arasında vakit ayırmaktadır.
Emek Külür İlk Olarak Nerede Çalışmaya Başlamıştır?
Emek Külür ilk olarak Brookdale Hastanesi Ağız, Diş ve Ortodonti Bölümünde Dr. Norman Cranin ile birlikte gönüllü olarak iş hayatına başlamıştır.
Emek Külür New York’ta Nerelerde Çalışmıştır?
Dr. Norman Cranin ile birlikte çalıştık. Dr. Norman Cranin Brookdale’de bölüm başkanıydı. O zamanlar çok değerli insanlarla çok deneyimsizken çalıştığım zamanlardı. Tamamen konsantre insanlar ve bunları görerek çalışmak benim de kafamdaki taslağı oluşturdu. Brookdale’e gidiyorum staja. Çünkü bizim programın başkanlarından birinden zar zor gelebilir miyim hastaneye falan neyse bana pozisyon ayarlamışlar gidiyorum. O zaman para falan almak yok, o eziyeti çekmeye gönüllü olarak gidiyorum ben. Her şey insan ilişkisi. Gençsin düşün. Kaç yaşındayım yirmi üç yirmi dört yaşındayım. Ondan sonra para kazanmam gerektiğini düşünüyordum. Norman Cranin sekreteri vardı; Meksikalı bir kadın, sana iş bulduk, dedi. Nerede biliyor musunuz Denis Tornow? O kim diye merak ediyorum. Sonra öğreniyorum ki implant kürsü başkanı ve daha başka pek çok önemli isim hepsi orada. Artı laboratuvar da klinik içinde benim zaten. Labaratuvarı klinik içinde yapma bilinci o zamandan oluşmuştu. İş kıyafetlerimi çıkarmadan neredeyse bir hafta geçiriyordum. Sadece cuma akşamları eğlencem vardı. Bir de pazar günü bir yerlerde oturmak.
Emek Külür Türkiye’de İlk Olarak Nerede Çalıştı?
Emek Külür Türkiye’ye, New York’a geri dönmek üzere gelmiştir. Fakat Amerikan Hastanesinin onu işe kabul etmesiyle Türkiye’deki iş serüveni de başlamış oldu.
Emek Külür’ün Türkiye’deki Kariyeri Nasıl Devam Etti?
Emek Külür, Türkiye’ye geldikten sonra İstanbul Amerikan Hastanesi’nde diş hekimi olarak çalışmaya başladı. Ardından Kadıköy Şifa Hastanesi ve Memorial Hastanesi’nde diş klinikleri kuruculuğunu yapmıştır. 2007 yılından itibaren ise klinik çalışmalarını Nişantaşı Smile Institute’ta devam ettirmektedir.
‘’Ben döndüğüm zaman İstanbul’a sadece International Hospital Atatürk havaalanının orada- Bir de Amerikan Hastanesi vardı. Bir de Alman Hastanesi vardı başka başka özel hastane yoktu. Ben Amerika’dan geldiğim zaman Türkiye’de Amerikan Hastanesi bana iş verdi diye Amerika’ya geri dönmemiş tim. Özel hastane ne demek, işletme ne demek bunları öğrendim. Şimdi algıların açık olmasıyla ilgili bir şey. Bir gün Amerikan Hastanesi’nin hasta ilişkileri Müdürlüğü bana bir hastasını getirdi. Hasta bilmem ne sigortanın genel CEO’su. Algılarımın açık olması ve ne istediğimi bilmem o zaman da işe yaradı. Dedi ki Kadıköy Şifa Hastanesi var oranın genel müdürü yeni bir yapılanmaya gidiyorlar seni onunla tanıştıralım, oranın diş kliniği sen yap, diyor bana. Deniz Bank genel müdürü benim hastam. Bursa Memorial Hastanesi var, onlarla da bir konuş, diyor. Ben alayım randevu konuş diyor. Onlar için de yeni onlar da bilmiyor ne yapacaklarını. Ben şimdi özel hastanede çalıştığım için bütün sistemi biliyorum. Onlara anlatıyorum. Benim birdenbire hem Kadıköy hem Memorial Diş Kliniği bana kaldı yani.’’
Emek Külür’ün Tempolu Çalışma Hayatı
Emek Külür, karakteri gereği sürekli çalışmayı, yeni bir şeyler öğrenmeyi sevmektedir. Kendine ayırdığı vakitlerde bile sanatsal etkinliklerle ilgilenmektedir. Diş hekimliğinin yoğun temposunun yanı sıra ki 20 – 22 bin arası tedavi ettiği hasta şu an mevcut, kendisi aynı zamanda bir Heykeltıraştır. Hayat onun için sürekli bir öğrenmedir. Bu nedenle neredeyse bütün zamanlarını çalışarak geçirmektedir.
‘’Diş hekimliği çok tatmin edici bir duygu heykeltıraşlık ise daha çok özgürlük. Bilmiyorum buna hemen karar veremem şu anda. Yıllar önce Aura İncileri diye bir kitap okumuştum kitapta bir hayat için dört tane ayrı hayat sığdırmış bir karakter var. Ve bunu bu şekilde yaşadı. Dedim ki benimde böyle bir sürü hikayem olsun çünkü çok hoşuma gitmişti çok beğenmiştim. Diş hekimliğinden çok zevk alıyorum o rolü yine oynardım. Ama şu andan sonra da hala istediğimi yapabilirim. Bir de şöyle bir şey var, artık sorumluluğum yok. O zaman sorumluluğum vardı, belli bir yaştaydım, sorumluluğum vardı, evlenmem gerekliydi, çocuk olması gerekiyordu, belli bir param olması gerekiyordu. Şu anda bir sorumluluğum yok. Bambaşka bir şey daha tercih edebilirim.’’
İlgili Haberler
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
Şair-yazar Ali Asker Barut’un Uzak Patikalar Şarkısı adıyla yeni kitabı yayımlandı. Pikaresk Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı şair, “Sondan bir önceki şiirler” olarak değerlendiriyor. Yeni kitabında kederin, gamın sesini daha da yoğunlaştıran Tunceli doğumlu şair Ali Asker Barut, şiirini, çağıyla yüzleşen, çağıyla hesaplaşan bir çizgiye getirmiş durumda. Geçen yıllarda aynı yayınevinden Gam Divanında Keder Şiirleri ve […]
İstanbul’un siluetine modern bir dokunuş katan Çamlıca Kulesi, İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu’nun organizasyonuyla gazetecilere unutulmaz bir İstanbul deneyimi sundu. Ali Rıza Yıldız’ın başkanlığında gerçekleşen bu anlamlı ziyaret, İstanbul’un her köşesini kuşbakışı izleme fırsatı sunarken, kulenin Cumhuriyet Bayramı’na özel hazırladığı kampanya da basın aracılığıyla İstanbullulara duyuruldu. Ziyarette basın emekçileri, İstanbul’a 360 derecelik panoramik bir bakış […]