สล็อต

betflix

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

Yaşamayı Öğrenebilir miyim Sorusunun Tersten Okunan Oyunu_ YOK

Yayınlanma:
ABONE OL
Yaşamayı Öğrenebilir miyim Sorusunun Tersten Okunan Oyunu_ YOK

Ben hem oyunu izlemiş hem de okumuş bir seyirci olarak biraz şaşırdım. Tekstle oyun arasında farklılıklar vardı değil mi?

Evet teksti olduğu gibi kullanarak sahnelemedim. Provalar sürecinde sahneleme dili üzerine çalışırken biraz müdahale ettiğimi itiraf edebilirim. (Gülüyor.)

Nasıl başladınız yazmaya? 

Ben aslında tiyatroya Ankara Sanat Tiyatrosu’nda asistanlık yaparken başladım. Çok da küçük bir yaştan bahşediyorum: 13-14 yaşında. Tiyatronun dekor, ışık gibi arka planlarında çalışırken, bir yandan da yazı ile her zaman ilişki içindeydim. Yazı her zaman vardı yani. Tiyatro sonradan var oldu diyebilirim. Daha sonrasında yazdıklarım sahnelenebilir mi diye yavaştan düşünmeye başladım. 

Yazdığınız ilk oyun sahnelendi mi peki?

Tabi. Ast’ın kursiyerleriyle sahnelenmiştik. İsmi Vicdan olan bir oyun. İnsan hayal ettiği hikayeleri canlı kanlı sahnede görünce bir tuhaf oluyor. Bana çok tuhaf gelir.  Bu yüzden tiyatro bana hep sihirli gelmiştir. Rüyamsı yani. Yazdıklarımı sahneleme niyeti Vicdan’ı yazdıktan sonra benim için netleşmişti. O sahnelenince yazmak ve yazdığımı yönetmekten vazgeçemeyeciğimi de anlamış oldum.

Sanırım bir dönem de sinema televizyonda çalışıyorsunuz değil mi?

Ankara’da yaşıyordum o dönem. 1999-2003 arası biraz da ekonomik durumdan dolayı Ankara’da televizyon sektöründe çalıştım. Televizyon pek bana göre değil. Sonra İstanbul’a taşındım.

Kendi tiyatronuzu yapmanız da bu döneme mi denk geliyor?

Aynen. İstanbul’daki Barcelona Pastanesi’nin en üst katını sahne olarak düzenlemeye çalıştık. Ama bu biraz uzun sürdü maalesef süreç olarak. Bir buçuk yıl kadar… Bu kendi tiyatromu kurmak İçin altyapı oluşturma girişimim çok doğru bir yere varmadı çünkü İstanbul’un tam anlamıyla alternatif tiyatro algısı geliştirdiği zamanlar değildi ne yazık ki… Ekonomik sorunlar ve Türkiye’nin kabuk değiştirdiği bir dönemdi. Zor bir dönemdi. Kendi tiyatromuza açamdık.

Peki kimlerle çalışmıştınız o dönem?

Tiyatro Stüdyosu başta olmak üzere birçok özel tiyatroda yazar, yönetmen, tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Benim için verimli bir dönemdi. Tiyatroda farklı biçimler üzerine güzel deneyimler edindim diyebilirim.

Etkilendiğiniz yazarlar kimler?

Hayal dünyamı en çok etkileyen yazar ve kültür kuramcısı Walter Benjamin’dir.  Ve tabii ki Beckett. Beckett bana çok şey öğretti. Shakespeare’den çok şey öğrendim. Bu iki yazarın yazdıkları bence yazının, tiyatro estetiği ve dili anlamında birer istisna. Başka yazarlarda var tabii. Mesela Hainer Müller, Jean Genet, Edward Bond. Biçim olarak farklı yazarlar ile ilişki kurmayı önemsiyorum ayrıca. Yazmak için sanırım iyi bir okuyucu olmak gerekiyor. Farklı sesler duymalısınız yazmak için…

Yok, türü gereği nasıl bir oyun?

Post dramatik bir yapısı var. Hamlet’in babası ile konuştuğu sahne ve Derrida’nın bu sahneyi yorumlama biçimi ve adalet kavramını hayalet ile ilişkilendirmesi bana ilham kaynağı oldu. Kurgusal bir karakter olan intersex birey Sara’nın hikayesini yazmak istiyordum. Birçok eskiz yazdım. Yazdıklarımı nasıl bir bağlama yerleştirmeliyim diye düşünürken hortlak ya da hayalet gibi bir yerlerden çıkıp gelmeli dediğim bir anda bilinmeyen bir dünyadan çıkıp geldi Sara. Sara çift cinsiyetli, ne erkek ne de kadın. Toplumsal olarak kabul edilebilir bir karakter değil bu yüzden. Yaşıyor ama var olamıyor. Aslında yaşamı deneyimleyemiyor. Sara’nın hayatında sadece toplumsal normlar ve baskılar var. Ben de Sara’yı yaşayan bir karakter değil de ölmüş ve hortlamış bir karakter olarak yerleştirdim. Bir hortlak nasıl düşünüyorsa öyle düşünüyor oyun. Bir hortlak nasıl bir zamanda yaşıyorsa oyun da öyle bir zamanda yaşıyor. Bu oyunda zaman çarpık, sıçramalı.

Oyundaki hortlak metaforu annesi ve babası tarafından kabul görmemenin acısını yaşadığı süre boyunca içinde taşıyor. Biraz Kafka gibi sanki…

Kafka’dan daha çok, yine Derrida’nın yaşamayı öğrenebilir miyim sorusunu mesele edinerek yazılan bir karakter hortlak… Bizden önceki kuşaklara sorulması gereken bir soru ama cevabı öyle kolay verebilir mi? Emin değilim. Cevabı bulunamaz bir soru.

Sahi temel meseleniz nedir yazarken?

Meselem şu, ben çok uzun yıllardır bellek üstüne çalışıyorum. Nasıl hatırladığımız, neyi hatırladığımız ve neyi unuttuğumuz üzerine… Tiyatro bence bir bellek makinası.  Hayaletlerin, hortlakların cirid attığı bir yer tiyatro benim için. Geçmiş ve gelecek tiyatro sayesinde benim için şimdi olabiliyor.

Yok seyirciden nasıl tepkiler alıyor?

Seyircilerden çok farklı tepkiler alıyoruz. Çok sevenler de oldu. Hoşlanmayanlar da. Ama beni en çok sevindiren şey üzerine konuşabildiğimiz bir oyun oldu.

Yakında başka projeleriniz var mı?
Var. Yeni yazdığım bir oyun. “Dünyanın Teni” ismi. Provalarına 15 Şubatta başlayacağız.

İlgili Haberler

İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin Müzik ve Dans Prodüksiyonu “Winterreise”(Kış Yolculuğu) Sahneleniyor
Basında Kadıköy
06 Şubat 2025
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin Müzik ve Dans Prodüksiyonu “Winterreise”(Kış Yolculuğu) Sahneleniyor

İstanbul Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu MDTistanbul’un, İDOB Opera ve Orkestra sanatçıları ile birlikte sahneledikleri “Winterreise”, Şubat ayında Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde sanatseverler ile buluşuyor. İDOB Modern Dans Topluluğu MDTistanbul’un yorumu ile sahnelenen; Avusturyalı besteci Franz Schubert’in bestelediği, Alman şair Wilhelm Müller’in kaleme aldığı 24 parçalık şiir dizisi “Winterreise”(Kış Yolculuğu) sanatseverlerin büyük […]

Ataşehir’de çocuklar için tehlikeli zıp zıplar yürekleri hoplattı
Ataşehir
03 Şubat 2025
Ataşehir’de çocuklar için tehlikeli zıp zıplar yürekleri hoplattı

Sömestir tatilinde bir dizi etkinlik düzenleyen Ataşehir Belediyesi, çocuklara unutulmaz bir tatil dönemi yaşattı. Tiyatrolar, atölyeler ve aktiviteler çocuklar ile ailelerin yoğun katılımıyla geçti. Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel ise, sömestir şenliklerinde çocukların mutluluklarına ortak olmak için ailesiyle birlikte birçok etkinliğe katılım sağladı. Fakat; dikkat çeken bir detay vardı, çocukların zıplayarak eğlenmesi için yapılan zıpzıp […]

Barış Manço’nun Dolu Dolu Geçen Kırk Yıllık Sanat Hayatı
Basında Kadıköy
03 Şubat 2025
Barış Manço’nun Dolu Dolu Geçen Kırk Yıllık Sanat Hayatı

Anadolu rock ve pop müziğinin önemli isimlerinden, şarkıcı, besteci, söz yazarı ve TV programcısı Barış Manço, vefatının 26. yılında anılıyor. Manço, Türk müziğine yaptığı katkılarla hafızalarda iz bırakmış bir sanatçıydı. Kültür-Sanat ve Mizah Platformu Sanat Şeysi.com yazarlarından, menajer İlhan Özer bu haftaki yazısında Barış Manço’yu kaleme aldı. “BARIŞ MANÇO” Barış’ım, uzaktan geldim, Dört kapı önünde […]

Kadıköylü Mizahçı İzel Rozental’in Yeni Kitabı Raflarda
Basında Kadıköy
03 Şubat 2025
Kadıköylü Mizahçı İzel Rozental’in Yeni Kitabı Raflarda

Karikatürist/Yazar İzel Rozental’in “Talihsiz Anjel Hala ve Edirne Kuşatması Günleri” başlıklı grafik romanı, Kırmızı Kedi Yayınevi etiketiyle raflarda. İzel Rozental´in büyük halası Angèle Guéron´un günlüğünden yola çıkarak kaleme aldığı kitabın kapak tasarımı Melis Rozental’a ait olup, 176 sayfadan oluşuyor. İzel Rozental çizgileriyle kitabın hazırlanma sürecine de yer verirken, günlüğün tutulduğu yıllara ait kartpostal, fotoğraf ve […]