Deneme Bonusu Veren

Slot Siteleri: Hayalleri Gerçekleştiriyor

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

GELECEĞİMİZ İÇİN GIDA KAYBI VE İSRAFINI ÖNLEYELİM

Yayınlanma:
ABONE OL

Tarım ve gıda takviminde gıda israfı sorununa dikkat çekmek için BM Gıda ve Tarım Örgütü 29 Eylül’ü “Küresel Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü” ilân etti.

Ülkemizde her yıl 18,8 milyon ton hacminde gıda kaybı ve israfı gerçekleştiği tahmin ediliyor.

2050 yılında Dünya nüfusunun 10 milyara yaklaşacağı, Türkiye nüfusunun da 100 milyonu aşacağı, tarımsal ürünlere olan talebin %60 oranında artacağı öngörülüyor.

Artan gıda talebini güvenli bir şekilde karşılayabilmek için gıda kaybı ve israfın önlenmesigerekir.

Pandemi döneminde tarımsal üretim, güvenlik stoku ve gıda arzı ne kadar önemli ise kayıp ve israfında bir o kadar önemli olduğu anlaşıldı.

Kaybedilen ve israf edilen gıda miktarını en aza indirmek için sürdürülebilir üretim ve tüketim anlayışının daha fazla benimsenmesi gerekmektedir.

Ürünün yetiştirilmesi esnasında tüketilen enerji, su ve diğer doğal kaynakların boşa harcanması milli servetinde israfı anlamına geliyor.

Ürünlerin belirli ekim dönemleri vardır. Bu dönemler içinde ekim yapılmalıdır. Ekim ve hasadın erken veya geç yapılması sonucunda ürün ve kalite kayıpları söz konusu olmaktadır.

Tarladan sofraya kadar tüm bu süreçlerde oluşabilen kayıp ve israfın önlenmesi, ürünü yetiştiren, işleyen, paketleyen, taşıyan, dağıtan, depolayan, satan ve tüketen herkesin ortak sorumluluğundadır.

Bu nedenle gıda kaybı ve israf konusu her düzeyde ele alınmalıdır.

Üretilen gıdanın israf edilmemesi ve atık haline gelmemesi için birlikte ve bilinçlihareket edilmesi gerekir.

Ekimden hasada, depolamadan lojistiğe ve satış sürecinden sofraya gelene kadar gıda kaybı ve israfının en aza indirilmesi için teknoloji kullanımına daha fazla önem verilmesi gerekmektedir.

Kayıp ve israf tablosuna bakıldığında hem üretici hem de tüketici tarafında çözülmesi gereken ve ekonomiyi olumsuz etkileyen sorunlar var.

İsrafı önlemek hem ekonomik açıdan büyük bir kazanım hem de kaynakların doğru kullanımı açısından da önemli bir faktördür.

İsrafa dayalı tüketim anlayışı ve hesapsızca kullanım sınırlı kaynakların giderek azalmasına yol açmaktadır.

Araştırmacılar, insan kaynaklı etkenlerin dünyanın ekosistemini tehlikeye attığını söylüyor.

Uzmanlar gıda atığı kaynaklı sera gazı salınımının iklim değişikliğine neden olduğunu, gıda atığının azaltılması ve bitkisel gıdaların tercih edilmesi halinde de iklim değişikliğinin belirli bir oranda durdurulacağı görüşünde.

Çevresel etkilerin dışında gıda israfı doğrudan ekonomik kayıplara yol açıyor.

Dünyada her yıl üretilen gıdanın 3’te 1’inin, diğer bir değişle küresel gıda tedariğinin1.3 milyar tonunun kayıp ya da israf edildiği kaydedildi.

Bunun parasal değeri gelişmekte olan ülkelerde 310 milyar dolar, gelişmiş ülkelerde ise 680 milyar dolar olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye genelinde tarımsal üretimde her yıl ortalama %14’lük kayıp yaşanıyor.

Her yıl meyve ve sebzelerin  yaklaşık yüzde 50’si tarladan çatala kadar olan süreçte israf oluyor.

Bilinçli alışveriş yapılmaması,saklama koşullarının uygun olmaması ve artan yemeklerin çöpe dökülmesinden kaynaklıolarakürünlerin 3’te 1’i ziyan ediliyor.

Günlük olarak 4.9 milyon ekmek israf ediliyor.

İhtiyacımız kadar alalım geleceğimizi çöpe atmayalım.

FAO’nun 2019 araştırmasına göre Türkiye’nin yıllık gıda kaybı ve israfı ortalama 26 milyon ton.

Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın (TİSVA) 2019 yılında hazırladığı rapora göre;enerjide, meyve-sebzede, ekmekte, suda ve kuru gıdada israf ve kayıp 555 milyar liraya denk gelirken, buda milli gelirin %15’ine tekabül ediyor.

Kayıp ve israftan kaynaklanan  ciddi bir milli servet ve emek kaybı var.

İsraf bir yiyeceğin kullanılması sırasında herhangi bir şekilde onun tam anlamıyla değerlendirilemeyen kısmıdır.

Örnek olarak market ve pazara öğün planlaması yapmadan çıkılarak ihtiyaç fazlası ürünlerin alınması, ürün etiketlerinin okunmaması, ürünlerin güvenli şekilde muhafazasının sağlanamaması, gereğinden fazla yemek yapılması ve yemeklerin tabaklarda kalması sonucu çöpe atılması gıda israfına neden olmaktadır.

Gıda israfının yüzde 42’si hanelerde gerçekleşiyor.

Gıdaların uygun saklama koşulları ve bekleme süreleri hakkında bilgi sahibi olunması gıda kayıplarının önüne geçilmesini sağlar.

Ülkemizde enerji israfıda ciddi boyutlara ulaşmış durumda. 

Bir saç kurutma makinesinin 10 dakika boyunca çalışması 60 watlık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğer enerji tüketiyor.

Bir kişinin günde iki kez 1 dakika boyunca musluk suyunu kapatmadan diş fırçalaması yılda 8 ton su israfına neden oluyor.

Bir ton kullanılmış gazete kâğıdı geri kazanıldığında 8 çam ağacının kesilmesini önleyebilir.

T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan Türkiye İsraf Raporu’na göre; toplumun yüzde 30’u geri dönüşüm kavramını bilmiyor. Çöpleri tiplerine göre geri dönüşüm kutularına atma uygulaması sadece yüzde 40 oranında biliniyor.

Tasarruf sadece yoklukta değil aynı zamanda varlıkta da hiçbir şeyi ziyan etmemektir. Bir ayette ise şöyle buyrulur; “Yiyiniz içiniz; fakat israf etmeyiniz! Çünkü Allâh isrâf edenleri sevmez.”

Bizim sahip olduğumuz örf ve adetlerimizde israf etmemek ve tutumlu olmak vardır. ‘’Çoğu zarar, azı karar‘’, ‘’har vurup harman savurma‘’,‘’hazıra dağ dayanmaz’’ve ‘’işten artmaz dişten artar’’ gibi özlü sözler tasarruflu olmayı israftan kaçınmayı öğütlemektedir.

Aşırı tüketim alışkanlıklarından vazgeçmeliyiz. İsrafı önlemeye duyarlı, tasarruf yapmayı benimseyen bilinçli bir toplum oluşturmalıyız.

Toplumun artan gıda talebinin karşılanabilmesi ve güvenli gıdaya erişebilmesi için öncelikle bireysel alışkanlıklarımızı değiştirerek, aile ve toplum bilincini geliştirerek gıda kaybını ve israfını en aza indirmeliyiz.

Ailede, okulda, askerlikte, iş yerinde ve ibadet yerlerinde israf konusu anlatılarak halkımız daha çok bilgilendirilmeli.

İnsanların yaşamak için yeterli gıdayı almaları ve bu gıdaların sağlık yönünden güvenli olması insan haklarının esasını oluşturmaktadır.

Yaşamakta olduğumuz günler gıda güvenliğinin önemini birkez daha ortaya koydu.

Yeterli ve güvenilir gıdaya erişim gıda güvenliği açısından küresel sorun haline gelmiştir.

Dünyada 821 milyon insan açlık çekiyor. 2 milyar insanda sağlıklı gıdaya ve temiz suya erişemiyor.

Dünya genelinde yaklaşık 810 milyon insan obeziteyle mücadele ederken diğer bir yandan da 149 milyon çocuk açlığa bağlı gelişim sorunları yaşıyor.

Kayıp ve israf önlendiğinde dünyada aç insan kalmayacaktır.Bu  yüzden israf etmeyerek yaşamı eşitlemek bizlerin elinde.

Çöpe atılan yiyecekler yaklaşık 2 milyar insanın doymasına yetiyor.

‘’ Komşusu açken tok yatan bizden değildir ‘’ bu hadis toplumda açlık çekenlere yardım etmenin bir insanlık görevi olduğunu hatırlatıyor.

Açlıkla mücadele sadece üretim ve israflasınırlı değildir. Kaynakların dağılımındaki eşitsizlik, adaletsizce bölüşüm ve ekonomik gücün yeterli olmayışı insanların gıdaya erişimini engelliyor.

Gelişmiş ülkelerde ‘’İsrafı Önleme ve Gıda Güvenliği‘’ politikaları ön plana çıkmaya başladı. Devletler, tüketici ve üretici örgütleri, akademisyenler, kamu ve özel sektör girişimcileri israfı önleme ve gıda güvenliğini sağlama konusunda ortak çabalar içerisindeler.

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 20 Mayıs’ta başlattığı ‘’ Gıdanı Koru Seferberliği ‘’ projesinde yer aldık.

Bu proje ile gıda israfına ve kaybına yönelik işbirliği ve koordinasyon geliştirilmesi, çözümler konusunda farkındalık yaratılması ve strateji belirlenmesi hedefleniyor.

‘’Gıdanı Koru Seferberliği’’ gıda arzı güvenliğinin gündeme geldiği COVID-19 sürecinde çok daha fazla önem kazanmış durumda.

40 yıldır gıda sektöründe varlık gösteren Reis Gıda,üstlendiği misyonla tarladan sofraya gelinceye kadar oluşan gıda kaybı ve israfı önlemek için atılması gereken adımlar ve hayata geçirilmesi gereken tüm çalışmaların her zaman içerisinde yer alacaktır.

COVID-19 küresel çapta bir sağlık ve gıda sorunu, dolayısıyla tarımsal üretim ve tedarik zincirine olumsuz etkileri doğrultusunda gıdanın sadece üretilmesi değil herkesin yeterli ve besleyici gıdaya erişimide çok önem taşıyor.

İsraf edilen gıdanın bir başkasını doyuracağını hiç unutmamak gerekir.

İlgili Haberler

Belediye
16 Nisan 2024
İBB MECLİSİ 9. DÖNEM İLK OTURUMU İMAMOĞLU TARAFINDAN AÇILDI

İBB 9’ncu seçim dönemi ilk oturumu, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden üçüncü kez başarıyla çıkan Başkan Ekrem İmamoğlu tarafından açıldı.  Oturumu açmadan önce, toplam 315 kişiden oluşan İBB Meclis üyelerinin ellerini tek tek sıkan İmamoğlu, “31 Mart 2024 seçimlerinde halkımız, demokratik hakkını kullanmış ve İstanbul’u 5 yıl daha yönetmemiz yönünde bizlere vazife vermiştir. 5 yıl […]

Basında Kadıköy
09 Nisan 2024
KADIKÖY BELEDİYE MECLİSİ, MESUT KÖSEDAĞI BAŞKANLIĞINDA İLK TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİ

Kadıköy Belediyesi’nin 31 Mart yerel seçimler sonucunda oluşan yeni meclisinin ilk toplantısı Belediye Başkanı Mesut Kösedağı başkanlığında gerçekleşti. Kadıköy Belediye Meclisi yeni döneminin ilk toplantısını yaptı. Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı başkanlığında 9 Nisan Salı günü Kozyatağı Kültür Merkezi’nde bulunan Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya siyasi partilerin ilçe başkanları ve Kadıköylüler katıldı. Meclisin ilk toplantısında Meclis […]

Genel
09 Nisan 2024
Tatil Fotoğraflarınız: Hırsızlara Davetiye mi, Keyifli Anılar mı?

Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]

Genel
07 Nisan 2024
MABEL MATİZ’DEN SABA TÜMER’E ÇARPICI AÇIKLAMALAR

Saba Tümer’in yapımcılığını Hann Yapım’ın üstlendiği, Peyman’ın sponsorluğunda kendi kanalında yayınlanan “Saba Tümer’le” isimli YouTube programının bu haftaki konuğu Mabel Matiz oldu. Mabel Matiz, Hann Sahne’nin ev sahipliği yaptığı, Saba Tümer’in YouTube programı “Saba Tümer’le” de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Aşk Aşeriyorum Saba Tümer, programının ikinci bölümünde çok sevdiği Mabel Matiz’i ağırladı. Tümer’in; “Bazen ruhun, bedenin […]