Tr1 TV ekranlarında; Kadının Adı programında kadınlarımızı konuştuk.
İki kelimenin belini kırmak diye bir deyim vardır, biz bu programda iki değil bir çok kelimelerin belini kırdık…
Önemli bir konu için bir araya gelmiştik.
Önemli konuklarla birlikteydim.
İşini iyi bilen bir programcıyla…
Yani; güzel bir programda konuktum.
Özge Yalçınkaya sunucumuzdu…
Ben televizyonlara gittiğimde ilk elektriği nasıl alıyorsam öylede veda ediyorum. Eğer gülen gözler sizi karşılıyorsa ne mutlu, program artı ile başlıyor demektir.
Benim başarılı dostum, kıymetli yapımcım Gülay yoktu. Özge karşıladı bizi, sıcacık tebessümü, gülen gözleri ile…
Sonra konuklarımız geldi.
Gizem kaynarca – yaşam koçu olarak programa katıldı,
Niyazi Gezer – Öğretim görevlisi, oyuncu, yönetmen ve yazar olarak orada bulundu.
Serhat Atalay- Oyuncu olarak katılmıştı.
Konumuz Töreydi ve kadının töre ile şekillenmesi, cezalandırılması, yaşamını sürdürmek için mücadelesi, güçlükleri, savaşıydı.
Özge Yalçınkaya’nın; sorularına cevap vermek hepimizde ciddi istek halindeydi.
Konu önemli, konu detaylı, konu içimizi yakan, acıtan ağlatan olunca söyleyecekte çok söz vardı…
Telefonlar geldi.
Biz kadın programı yapıyorduk oysa arayanlar çoğunlukta erkekti.
Dertli erkeklerdi.
Kadınlardan yana gülmeyenlerdi.
Adaletsizliklerden söz ettiğimiz kadar, aile yapısından ve çocuk eğitiminden! Her tür eğitimin faydalarından da…
Bizler uzunca konuştuk.
Bizler bildiklerimizi, gördüklerimizi, edinimlerimizi aktarmaya çalıştık.
Konuklar kendi aralarında da ahengi yakalayanca bence programın ne kadar çabuk tükendiği fark edilmedi…
İyimi oldu bence çok iyi oldu.
Yönetmenimiz telefonların santralı kilitlediğini söylediğinde böyle konuların sıkça yapılmasında yarar olduğunu hep birlikte tekrarladık.
Kadın sorunları o kadar çok ki.
Elbette bir değil bir çok programlara konu olmalı.
Elbette az bir faydanın ne kadar çok yararı olduğunun bilincindeyiz.
Bir deniz halkasının büyüdüğünde umman olduğunu da biliyoruz.
Bu tür fırsatları değerlendirmekte yarar olduğunu vurguladık.
Töre cinayetlerine olduğu kadar diğer kadına yönelik şiddete de duyarsız kalmamamız gerektiğini anlattık.
Ne yapabilirsek!
Karınca kararınca…
Fakat mutlaka.
Bir başka programda onlarla olacağım.
Nazan Şara Şatana
İlgili Haberler
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]
Venüs Sanat Galerisi, doğanın uyanışını, renklerin yeniden can buluşunu ve baharın umut dolu ruhunu sanatla kutlamak üzere kapılarını “Vakit Baharsa” adlı karma resim sergisi ile açıyor. 20 Nisan – 30 Nisan 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak sergi, farklı disiplinlerden sanatçıların bahar temalı eserlerini bir araya getiriyor. Sergide yer alan eserler, baharın tazeliğini, değişimi ve yeniden […]
Kadın ve Demokrasi Vakfı’nın (KADEM), kadın hakları ve aileyi ilgilendiren meselelerde kalıcı çözümler üreterek, adalet merkezli bir söylem ve literatür oluşturmak için iki senede bir düzenlediği KADEM Kadın Araştırmaları Kongresi’nin 10.’su “Mitik Söylem ve Kadın” temasıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Dursun Ali Tökel’in başkanlığında toplanan kongrede kadınlarla ilgili görüş, düşünce ve inanışların arkasında yer aldığı düşünülen mitler tartışmaya açıldı. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi’ndeki KADEM Kadın Araştırmaları Kongresi, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, […]
“İnsanoğlu garip bir yaratık” der birçoğu, öyle olduğunu var sayar. Kendilerince haklı da sayılırlar. Kim yaşanan şeylere farklı bir anlam yüklemez ki! Gündelik yaptığımız hareketler bile bilinmeze yorulur. İnsanların konuştuğuna bakarsanız bilinen bir şey yoktur. Her şey bilinmezdir. Bilinmez adeta kutsanır. “Nasıl ya!” dersiniz. İnanın yaşamda var olan her şey için bir bilinmez vardır. Toplumun […]