İnsanlar bazen mutlu olmak isterler.
Bazen güzel sözler duymak isterler.
Bazen kasvetten, sıkıntıdan, tatsızlıktan ırak olmak isterler.
Bazen bilemediklerinin cevabını bilenler verdiklerinde içinde keder olmasın isterler.
Bazende rüyalarının yorumunu yapanlardan hayırlı şeyler duymak isterler.
Bu duymak isteyen:
Bazen bir Padişah,
Bazen bir kaptan,
Bazen bir hanımefendi,
Bazen bir işçi,
Bazen bir amca veya teyze veya abla veya – veya…
Bazenler hep çoktur.
Dilekler aynıdır.
İnsanoğlu güzel şeyler duymak ister.
Bunu da yapmak gerekir.
Bunun için âlim olmaya bence gerek yok.
Buhuh için yüreği güzel insan olmaya gereklilik var.
Umut ne büyük bir kapıdır.
Umut ne büyük bir hazinedir.
Sizlere aktaracağım bu alıntıda işte böyle bir şey!
Bir gün Sultan Birinci Ahmed Han rüyâsında;
‘Avusturya Kralı ile güreş tuttuğunu, fakat kendisinin arka üstü yere düştüğünü’ görmüştü.
Zâhiren bakıldığında rüyâ çok korkunç idi.
Sabahleyin, derhal huzûra getirilen âlimler ve rüyâ tâbircilerinden hiçbiri bu rüyâyı, Pâdişâhı tatmin edecek şekilde tâbir edemedi.
Nihâyet Üsküdar’da bulunan Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin, bu rüyâyı tâbir edebileceğini arz ettiler.
Pâdişâh Birinci Ahmed bir mektup yazarak, yakınlarından biriyle gönderdi ve tâbir edilmesini ricâ etti.
Haberci, mektubu alıp süratle Üsküdar’a geçti.
Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin kapısını çaldığında, onun içerden elinde bir zarf ile kapıya çıktığını gördü.
Habercinin getirdiği mektubu alırken, kendi elindeki mektubu da Pâdişâha verilmek üzere verdi:
“Sultânımızın gönderdiği mektûbun cevâbıdır.” buyurdu.
Mektubu şaşkınlık içinde alan haberci, derhal mektubu sultâna götürdü ve gördüklerini anlattı.
Sultan Birinci Ahmed Hanın gönderdiği mektup, daha açılıp okunmadan cevâbı gönderilmişti.
Sultan AhmedHan, gönderilen bu mektubu heyecanla okudu. Deniyordu ki:
“Allahü teâlâ insan vücûdunda arkayı, cansız mahlûklarda ise toprağı, en kuvvetli olarak yarattı. İnsan ile toprağın birbirlerine değmesi, bu iki kuvvetin bir araya gelmesi demektir. Böylece, Pâdişâhımızın arka üstü yere yatması ile bu iki kuvvet birleşmiştir. Dolayısıyla bu rüyâdan İslâmın temsilcisi olan pâdişâhımızın, küffâra karşı zafer kazanacağı anlaşıldı.”
Pâdişâh bu tâbiri pek beğendi:
“İşte gördüğüm rüyânın tâbiri budur.”
DerhalAzîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerine bin altın gönderdi. (alıntı)
Güzel düşünürsek, güzel konuşuruz…
Nazan Şara Şatana