Biri size aşkı tanımla derse ne dersiniz?
Aşk sizce tanımlanabilinir mi? Hep birlikte düşünelim. Aşkı anlatıyoruz.
Birine feci şekilde aşık oldum – Öylemi? Nasıl. Feci – feci. Kötü yani. Eyvah. Mutsuzsun. Yok – yok öyle değil. Çok mutluyum. İyi de feci dedin. Evet feci…
Siz çıkabilir misiniz böyle bir sohbetin içinden. Feci ve mutlu.İşte aşk. Kargaşa… Anlatılamayan. Acının verdiği mutluluk. Hayda… Böyle bir şey olabilir mi? Olur. Acı çekersiniz çok acı- yüzünüz tebessüm içindedir. Siz dahi fark etmeden yüzünüz gülüyordur. Ruhunuz çoktan ayaklanmış dolaşıyor hatta uçuyordur. Nasıl yani uçmak! Uçmak – kabına sığamamak. Kabına sığamamak mı? Evet. O nasıl bir şey? Anlatılmaz yaşanır. Gözler hüzünle göz yaşlarını akıtır. Yürek almış başını gidiyor kalp atışları o kadar hızlanmış ki, ten üstünden belli. Kalpte havalanmak için hazır. Komut bekler edasında. Niye? Niyesi var mı aşk. Aşk öylemi. Öyle tabi. Bu hallerde aptal olursunuz. Aptal mı? Evet gerçekten aptal olursunuz. Aklınız hiç bir şeye basmaz, anlamaz, düşünmez, fikir yürütmez ya da yürütemez. Neden? Nedeni var mı aşk var. Aşk varsa bunların hepsi garip hallere bürünüyor öylemi? Tamam.
Ah sendin beni garipleştiren aşk
Sendin beni deli divane eden aşk
Sen beni benden almıştın hatırladın mı
Sen beni yok etmiş, ezmiş mahvetmiştin bildin mi?
Sen beni garipleştirmiştin aşk
Sen benim hayatta tek mutlu olduğum zamanı bana hediye etmiştin aşk…
Hadi canım hiç öyle şey olur mu? Ağlıyor musun gülüyor musun belli değil. Tabi belli olmayacak onun adı aşk.
Duygu karışıklığını, uzuvların şaşkına döndüğü, aklın kendini yitirdiği, vücudun perişan olduğu, gözlerin yaşlarla, dudakların anlamsız gülümsemeyle dolduğu hale aşk mı diyorsun?
Yok – Yok eksik anlattın.
Ellerin titrer bir bardak suyu tutamazsın,
Karşındakinin yüzüne bakarsın anlattıklarını anlamazsın
Programlarını iptal edersin o yoksa hiçbir şeyden tat almazsın
İştahtan kesilirsin, yemekler tadını yitirir
Bir anda yeni aldığın bile olsa kıyafetlerin kifayetsiz, zevksiz, renksiz kalır. Hele onları giyinip aynaya baktığında görmek istemezsin. Yenilikler gerekir, para harcaman lazım. Saçına başına kendine bakman lazım. Kuaförde aynada kendine baktığını sandığında karşında onun yüzü vardır. İyi haliyle kötü haliyle. Kötü hali onundur sen onu bilemezsin. Sana her hali ile güzeldir.
Sen benim güzelliğimsin
Sen benim nefesimsin
Sen benim ömrümsün
Sen bensin. Benimsin.
Böyle de divane şekilde nerede olduğunu bilmeden anlamadan, hatta ayaklarının yere bastığını hissetmeden ona gidersin.
Altı üstü bu bir randevudur. İyi de sen onu dün tanıdın? Öyle mi? Sanmıyorum. Ben onu doğduğumdan beri tanıyordum. Onu biliyordum. Onu görüyordum. En önemlisi onu bekliyordum.
Neyi bekliyordun?
Aşkı bekliyordum. Hamdolsun geldi.
Bu kadar acı, bu kadar karışıklık, bu kadar temaşa bunun sana getirisi.
AŞK
Nazan Şara Şatana