สล็อต

betflix

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Türkiye sahnesinde yeni bir alan Khôra ne anlatıyor?

Yayınlanma:
ABONE OL
Türkiye sahnesinde yeni bir alan Khôra ne anlatıyor?

Avrupa’dan Türkiye’ye döndüğümden beri orada izlediğim veya tiyatro festivalinde ülkemizi ziyaret eden yabancı oyunlar haricinde özgün bir dil seyretme sıkıntısı yaşıyordum. Şahika Tekand’ın On Adımda Unutmak isimli oyununu çember dışında bırakırsam oyunların multidipipliner ve multivizyoner bir yaklaşımla sahneye konulduğuna da da şahit olamıyordum.

Ta ki Khora’yı izleyene dek…

İLGİLİ HABER EDİP AKBAYRAM

Oyun, çağı yakalayan ve günümüzün olanaklarını sanatın kendi malzemesi içinde yedirmesiyle, ayrıca sahnede kör göze parmak yapmayıp, iğrilti durmayan yaklaşımıyla, çağdaşları arasında özgünlük sıralamasında oldukça sıyrılmış durumda.

Khôra oyunu, kendi tanıtım metninde belirttiği gibi, bu dünyanın ve özellikle bu coğrafyanın sanatçıları olarak güncel meseleleri ve reel politiği, bireysel ve sanatçı sorunlarını da odağa alarak, “biz şimdi bu koşullar altında nerede duruyoruz?” sorusunu sormaya çalışmakta. Sonuçta yaratılmak istenen, seyircinin zihninde yeni sorular ile performanstan ayrılması, diyor.

Bunu gerçekten başarıyor da… Metin yalınlığı ile önce temel meseleyi sorgulamanıza, ardından da o temel meseleyi kavramanıza yardımcı oluyor. Tiyatronun güncel bir soru ve sorunu bu sadelikte ele alması da, tarihsel süreç boyunca bir sanat dalı olarak taşıdığı “insanı insana insanla anlatan”  misyonunu da gerçekleştirmiş oluyor.

Oyun boyunca ve oyundan çıkınca kendinizi “Bir ülkede birlikte yaşamak ne demek?”, “Biz olabilmek ne demek?”, “Bir yeri sahiplenmek ne demek?”, “Bu ülkede sanatçı olmak ne demek?”, “Bir yeri sevmek ne demek?”, “Bir yer ne zaman bizim evimiz olur?”, Ya da bir eve ihtiyacımız var mı?” soruları ile çevrelenmiş, bunlara yanıt ararken buluyorsunuz.

Dört başarılı oyuncu da, (Berfu Aydoğan’ı ve Tanıl Yöntem’i önceden izlediğim oyunlarından da pek beğenirim zaten) gerek oyunun tekstinde gerek perde arkası oyunun anlamlandırılmasında, bu sorulardan yola çıkarak bedende ve sahnede bir arayışa giriyor ve kendi ifadeleriyle aynı zamanda bu ülkeye karşı hissettikleri güzel duyguları savunamadıklarını da düşündüklerinden olsa gerek, bu hislerin karşılıklarının ve bir nevi görünümlerinin neler olduğunu araştırıyor.

Topluluk, Echoes ve Berfu Aydoğan ile Nilsen Arıbaş’ın birlikte kurduğu MA Platform’un ortak yapımı. Oyunun başarısının bir diğer sebebi ise sahne arkası ekibin de özenle seçilmiş oluşu bana kalırsa.

Neticede Khôra oyunu; beden, ses ve metin kullanarak devised yöntemiyle üretilmiş bir oyun olarak bizimle yani çağımızın seyircisiyle buluşuyor.

Kelime anlamı ile Khôra: Her türlü karşıtlığı bir araya getiren fakat aynı zamanda birbirlerine geçip karışmalarını engelleyen bir alan. Biz seyirciler de bu alanda yerimizi alıyoruz ve oyunun çıkış motivasyonunu yerimizi aldığımız, seyirci koltuğunda anlamaya çalışırsak, ekibin elinde oldukça heyecanlandıran, katmanlı olduğu kadar güncel, popüler olduğu kadar da tarihsel bir mesele  olduğunu algılıyoruz.

Kısaca metinden de bahsederek, üç bölümden oluşan ve ilk bölümde açılan anti senkronize kapılar ile “bu insanlar bize ne anlatmaya çalışıyor” hissi veren oyun, ikinci bölümde gerginliği tırmandırıyor ve yavaş yavaş tekinsizlik hissi aşılıyor, üçüncü bölümde ise bizi bir dramla karşı karşıya bırakıyor ve oyunun başından beri anlattığı hikayesini, dramını o zaman duyar hale geliyoruz. Bu bir göç, göçün yaşattırdıkları, ait olma, olamama ya da öteki olma, öteki hissetme ya da hissettirme hikayesi. Bu bir mülteci meselesi.

Özetle, oyunun grafiği olsa yukarıdan kahkahalarla başlayıp, yanağımızdan süzülen gözyaşı hüznüne doğru iner, batardı muhtemelen… Oyuncuların performans ve dinamiklerinin ritmine tam bir karşıtlık oluşturuyor çünkü akışıyla hikaye… Belki de bu anlamda beklenmedik olması da onu bir adım daha özgünlüğe kavuşturuyor.

Ben yazıyı uzatmayayım, siz sezon içinde mutlaka yakalayın ve izleyin. Böyle yeni metinlere, alışkın olmadığımız sahneleme tekniklerine ve genç oyunculara ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Bir de unutmadan oyunda hem yönetmen hem de dramaturg olması da yapılan işe ne kadar profesyonel yaklaşıldığına işaret ediyor bana kalırsa. Bunu da söylemeden edemeyeceğim. Çünkü bu, oyuna ve oyuncuların konumlanmasına 3 boyutluluk katmayı başarmış.

Tüm bunlara ufak bir ek olarak, oyunla ilgili tek bir rahatsızlığım olmuş olabilir: O da kasvetli yapısı ile tedirginliğe fazla kor veriyor oluşu. Acaba baştaki mizahi tutum, ara ara diğer bölümlere de yedirilmez miydi sorusu ile herkesi içten tebrik ederek tek perdelik bu oyundan seyirci görevimle ayrılıyorum.

Kısaca ekibi tanıtalım:

Yönetmen: Salih Usta

Oynayanlar: Berfu Aydoğan, Ferhat Akgün,

Nilsen Arıbaş, Tanıl Yöntem

Dramaturg: Ozan Ömer Akgül

Performans Metni ve Düzenlemeler: Sertaç Sayın

Editör: Büke Erkoç

Hareket Tasarımı: İlyas Odman

Dekor Tasarımı: Cihan Aşar

Işık Tasarımı: Utku Kara

Kostüm Tasarımı: Hilal Polat

Prodüksiyon Direktörleri: İlker Aksu, Özgür Doğa Görürgöz

Asistanlar: Aslı Yiğit, Deniz Beste Akdoğdu, Hazal Kuzuloğlu, Yasmin Endaze

Yapımcı: Gökhan Civan

İlgili Haberler

Beykoz’da CHP İçin Tek Çözüm: Esengül Yılmaz Olmalı!
Belediye
07 Mart 2025
Beykoz’da CHP İçin Tek Çözüm: Esengül Yılmaz Olmalı!

Beykoz’da yaşanan siyasi kriz, CHP’nin doğru adayı belirlemesi halinde çözülebilir. Ancak yanlış bir tercih yapılırsa, parti içindeki çekişmeler, yolsuzluk iddiaları ve yönetim krizleri daha da derinleşecek, Beykoz Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) arasındaki uyumsuzluk devam edecektir. Bu kritik süreçte Beykoz’un başına geçmesi gereken tek isim, parti örgütüyle uyumlu, halkın içinden gelen ve liyakati tartışılmaz […]

HAYAT KISA, KUŞLAR UÇUYOR
Toplum
05 Mart 2025
HAYAT KISA, KUŞLAR UÇUYOR

Biz insanlar hayata ne kadar da çok anlam yüklüyoruz değil mi? Oysa bu dünyaya ölmek için geldik. Bir varoluş mücadelesi içindeyiz. Kiminin uzun, kiminin kısa bir yaşam sürdüğü bu dünyaya ne bırakabiliriz onu düşünelim. Bu yaşamı nasıl hak edebiliriz? İyi bir isim, faydalı ilim, iyi bir insan yetiştirmek, paylaşmak, yardımlaşmak,  bırakabileceğimiz güzel izlerdir dünyaya. Yedi […]

AYİDER’den, Kadıköy’de akülü tekerlekli sandalye için plastik kapak toplama üniteleri
AYİDER’den, Kadıköy’de akülü tekerlekli sandalye için plastik kapak toplama üniteleri

Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER), engelli vatandaşlara tekerlekli sandalye alınması için Kadıköy Belediyesi ve Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği ile birlikte “Kalplerimiz İyilikle Doluyor” projesine imza attı. Plastik kapakları bu kalp ünitelerine atın Proje kapsamında Kadıköy’ün çeşitli bölgelerine yerleştirilmek üzere 16 adet plastik kapak toplama ünitesi Kadıköy Belediyesi’ne teslim edildi. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği, toplanan […]

CHP’de Çifte Standart, Beşiktaş’ta Akpolat’a Tam Destek, Beykoz’da Köseler’e Sahipsizlik!
Belediye
01 Mart 2025
CHP’de Çifte Standart, Beşiktaş’ta Akpolat’a Tam Destek, Beykoz’da Köseler’e Sahipsizlik!

CHP’nin belediye başkanlarına bakış açısı, partinin içindeki çıkar ilişkilerini net bir şekilde gözler önüne seriyor. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, herkesin bildiği yolsuzluklara ve ahlaki skandallara rağmen partisi tarafından sahiplenirken, Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler resmen yalnız bırakıldı. Peki neden? Beşiktaş’ta ihale usulsüzlükleri ayyuka çıkmıştı. Partinin ve İBB’nin en tepesinden en alt kadrosuna kadar herkes, […]