Gariban Ramazan’ın öldürülmesi hepimizi üzen, kaygıya sevk eden olaylardan biri olarak tarihe geçmiştir.
Bu cinayette insanları Allah’a (cc) kul, Hz. Muhammed Mustafa’ya (sav) ümmet olmak yerine mürit olmaya, birilerine “gassal elindeki meyyit gibi” teslim olarak insan olma vasfını yitirmeye davet edenlerin, tuttuğu partiyi tutmuyor, bağlandığı lidere bağlanmıyor diye insanları düşman, hain ilan edenlerin, kendinden olmayan, işine gelmeyen insanları susturmaya çalışanların, bütün bu sebeplerle anasıyla, babasıyla, eşiyle, dostuyla, evladıyla bile ilişkisini kesenlerin sorumluluğu, hatta dahli vardır.
Gariban Ramazan’ın çabasının, derdinin, amacının, acısının, yürek sızısının, Allah’a olan bağlılığının, insanlık için istediklerinin milyonda birine sahip olmayan, tarafgirliğinde ve bağnazlığında boğulmuş olanlar Ramazan Hoca gibi akıllarını, iradelerini, kişiliklerini kullanan insanların gerçekleri dile getirmelerini, hatta yaşamalarını bile istememektedirler.
Evet, gerçeği Allah bilmekle birlikte Ramazan Hoca şehit olmuş olabilir ve en azından din alıp din satarak, insanları Allah ile din ile aldatarak, insanları putlaştırarak, tarafı ve hırsları adına bin türlü haksızlığa ve adaletsizliğe sebep olarak, bir zalim, bir katil olarak değil hepimizin şahit olduğu üzere Allah yolunda ölmüştür.
Ramazan Hoca gibi hepimiz bu dünyadan göçüp gideceğiz ve yarın mahşerde, İnşallah, Ramazanların susmasını değil konuşmasını isteyenlerle, din alıp din satanlarla değil Mümin gibi yaşayanlarla, dini veya siyasi makamlar için Allah’a ve Peygamber’e iftira atanlarla değil Allah’ı ve Peygamberi sevenlerle, kişileri putlaştırarak onlara tapınanlarla değil, Allah’a kul olarak, Allah’a ibadet eden müminlerle birlikte oluruz.
İlgili Haberler
Şimdilerde Fenerbahçe Asbaşkanlığını yapan Acun Ilıcalı yıllardır TV programcılığı ve muhabirliği ile tanınır. Uzun süre Show TV’de “Acun Firarda” ile adından söz ettirmişti. Ardından “Fear Factor” “Var mısın Yok musun” gibi viral olan programlara imza attı. Benim de Akşam Gazetesi’nde çalıştığım dönemde o zamanlar gazete Mehmet Emin Karamehmet’e aitti Show TV de haliyle Karamehmet’indi. İLGİLİ HABER FERDİ TAYFUR Maaşların […]
İkinci Dünya Savaşı’nda, İsmet İnönü’nün karne uygulaması sık sık gündeme gelmiştir. “Ekmeği karne ile verdiler.” denmiştir. Bir çoğumuz karneyi siyasilerin söylemlerinden duyarız. Birbirlerine üstünlük kurmak için “karne” meselesini gündeme getirmişlerdir. Onun dışında “karne” sözünü çok fazla duymayız. Çok fazla da kullanmayız. Karne: Okul yönetimince öğrencilere dönem sonlarında verilen ve öğrencinin her dersten aldığı notlarla okula […]
Avrupa’dan Türkiye’ye döndüğümden beri orada izlediğim veya tiyatro festivalinde ülkemizi ziyaret eden yabancı oyunlar haricinde özgün bir dil seyretme sıkıntısı yaşıyordum. Şahika Tekand’ın On Adımda Unutmak isimli oyununu çember dışında bırakırsam oyunların multidipipliner ve multivizyoner bir yaklaşımla sahneye konulduğuna da da şahit olamıyordum. Ta ki Khora’yı izleyene dek… İLGİLİ HABER Müze Gazhane’de Cem Güventürk’ün Kişisel […]
Hatırlar mısınız bilmem ama cehalete övgüler düzen bir profesör vardı. Televizyon ekranlarından “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor.” demişti. Yine bir öğretim görevlisi, “Cahil kesime güveniyorum.” diyerek, cahilliğe övgüler yağdırmıştı. Okuyarak ya da siyaseten bir yerlere gelmiş insanların ağızından, cahilliği öven daha bir sürü söz ya da konuşma örnekleri verilebilir. Cahilliği övecek değilim. Cahillik övülmez, […]