Bir zamanlar, bir köylü tarlasından kaldırdığı şeker pancarını traktörüne yükler, şehirdeki kantara getirir.
Kantarda kimse yoktur.
Köylü, kantarda birilerinin olmamasına bir anlam veremez.
Nedenini öğrenmek için birilerini arar.
Nihayetinde bir adam, köylüye doğru gelmektedir.
Köylü, kendisine yaklaşan adama, kantarda neden birilerinin olmadığını sorar.
Adam:
“Haberin yok mu, bugün Cumhuriyet var!” der.
Köylü:
“Bugün Cumhuriyet’in olduğundan hiç haberim olmadı!” der.
Köylü için cumhuriyet, bir bayram günü…
Resmi bir tatil günü…
Ne acı değil mi?
Cumhuriyet!
Bir gün olarak anılmakta!
Resmî tatil sanılmakta!
Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şekli demektir; dolayısıyla devletin temel organlarının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir.
Cumhuriyetin olmazsa olmazı; hukukun üstünlüğünün, anayasal bir düzenin varlığının kabul edilmesi; hak, hukuk, adet kavramlarının hayat bulmasıdır.
Eşit yurttaşlık, demokrasi, özgürlük kavramları cumhuriyetle birlikte var olur.
Hak, hukuk, adet…
Medeniyet…
Uygarlık…
Cumhuriyetle beraber anılır.
Atatürk; cumhuriyeti kurarak, bu ülke halkını, padişahın kulluğundan kurtarmış, özgür yurttaş yapmıştır.
İsrail- Filistin çatışmasının en yüksek yoğunlukta yaşandığı bir dönemde Cumhuriyetin 100. Yılını kutluyoruz.
Cumhuriyetin ne kadar önem arz ettiğini, İsrail- Filistin çatışması bize çok net anlatmaktadır.
Cumhuriyet, kendi ayakları üstünde durmaktır; üretmek, uygar medeniyetler seviyesine çıkmaktır.
Bağımsızlık, uygarlık demektir.
Cumhuriyet her anlamda çok büyük önem arz etmektedir.
Huzur içinde yaşamak istiyorsak, “Cumhuriyet” diyeceğiz.
Şeklen değil özden benimseyeceğiz.
Cumhuriyeti, bir yaşam biçimi haline getireceğiz.
Cumhuriyet ilan edileli tam 100. yıl oldu.
İyisi ile kötü ile bir asır geldi geçti.
Diyeceğim odur ki: Cumhuriyet kolay kurulmadı.
Halifelik, saltanat kaldırıldı.
Devrimler yapıldı.
Yokluklarla, kıtlıklarla mücadele edildi.
Bu günlere gelindi.
Cumhuriyete sahip çıkmak, ülkenin en ücra köşesinde cumhuriyeti var etmek, büyük bir önem arz etmektedir.
Ne kadar cumhuriyet o kadar medeniyet!
İlgili Haberler
Ah bu yıllar! Biri biter biri başlar… Bir de bakmışsın ki ömür biter. Çocukken yılların bir an önce geçmesini, beli bir yaşa gelince de yılların hiç geçmemesini isteriz. Tek derdimiz, tüm yaşanmışlıklara inat hep yaşamda kalmaktır. Yaşamak, yaşamak, hep yaşamak… Kim ne düşünürse düşünsün hayat acımasızdır. Bir bakmışsın yaşlanmışsındır. Zaman hızla gelir ve geçer… Ne […]
İyilik, genellikle kötülüğün (şerrin) karşıtı olarak kabul edilir. Ahlak, etik, din ve felsefe tarafından incelenir ve farklı şekillerde tanımlanır. İyilik, insanlığın var oluşu ile başlar ve tüm toplumsal değerlerin temel öğretisini oluşturur. Toplumun huzuru, neşesi, birliği, dirliği iyilik üzerine kurulur. İyiliğin karşıtı kötülüktür. Kötülük, iyiliğin düşmanıdır. İnsanoğlu kötülüğü hiç sevmez, kötülükten uzak durmak ister. Çünkü kötülük insana […]
Bu toplumun en büyük sorunlarından birisi de eğitimdir. Eğitimde bir türlü istenilen başarı yakalanamamaktadır. Nedeni de gayet açıktır: Gelenekçi eğitimde ısrar edilmektedir. Eğitim, usta-çırak ilişkisi ile yürütülmekte… Eskinin doğruları, doğru kabul edilmekte… Disiplin, dayak eğitimin temeli görülmekte… Not ve ceza öğretmenin en büyük silahı sanılmakta… “Zeki çocuklar eğitilmelidir” denilmekte. Başarısız, tembel, yaramaz çocuklar, sistem dışına […]
Malüm Beşiktaş kötü günlerden geçiyor. Son kazanılan Fenerbahçe derbisi her ne kadar Beşiktaş’a ilaç gibi geldi gözükse de durum hiç de öyle değil. Siyah-Beyazlılar yakın zamanda seçime gidecek. Şu ana kadar Hüseyin Yücel ve Serdal Adalı başkanlık için adaylığını açıkladı. Bu süreçte daha çok şeyler olacağa benziyor. Siz bu yazıyı okurken bile Beşiktaş’ta daha fazla gelişmeler olabilir. Bu arada Beşiktaş taraftarı haklı olarak […]