Vatanı, milleti, bayrağı, inançları adına derdi, davası, sevdası olan insanlar yazarken, konuşurken, anlatırken değerleri adına topluma mesaj vermenin, insanları uyarma, hakkı ve hakikati ortaya koyabilmenin mücadelesini verirler.
İnsanlar arası ilişkinin türü, şekli ne olursa olsun, vatanını, milletini, insanlığı dert edinen insanlar; haksızlığa karşı koyarak, adaleti, iyiliği, yardımlaşmayı, dayanışmayı yayıp, kötülüğe, bencilliğe, kibre, ayrışmaya, zulme engel olmaya çalışırlar.
Ne yazık ki; dünya var olduğundan beri hakkı ve hakikati anlatmaya çalışan mesajlar çoğu kez insanların anlatmaktan, yazmaktan, dile getirmekten çekindiği ama hakkın ve adaletin tecelli etmesi için söylenmesi, konuşulması, yazılması şart olan mesajlardır.
Amacı verilmek istenen mesajın doğru yere ve doğru şekilde ulaşması olan her eylemde insanları hedefe ulaştıran en önemli araç ise üsluptur. Üslubu doğru belirlemek, cümleleri doğru seçmek, insanları kırmadan, incitmeden, hakaret etmeden, saygı çerçevesinde verilen mesajlar, yapılan eleştiriler mesajın yerine ulaşabilmesi adına daha etkin olmaktadır.
Çoğu kez kendini riske ederek topluma mesaj verme gayretinde olanların vatanı, milleti, bayrağı, inançları adına davası, iddiası, mücadelesi olduğuna göre, bu mesajlara muhatap olanlarda aynı değerler için düşünmek, analiz etmek, sorgulamak ve hakikate ulaşmak için çabalamak zorundadır.
Doğru mesaj ve doğru üslup açısından dile getirilmesi gereken sorunlardan biri; asıl amacı topluma mesaj vermek olmayan, üslubuyla insanları etkilemek, mesajını belli bir yere ulaştırmak için süslü püslü, albenili kelimeleri seçip zorlamayla cümlelerinin içine yerleştirerek üslubunu mesajın önüne geçirenlerdir.
Bu kişiler mesaj vermekten çok, yapmacık tavırlarla ve sözlükten seçildiği belli olan zorlama kelimelerle hakikatleri, yaşadığı toplumun gerçeklerini, sorunlarını ve varsa davalarını ikinci plana itmektedirler.
Bu durumun bir de tam tersi vardır ki; dinleyicilerin, okuyucuların kişilerin üslubuna, ses tonuna, seçtiği kelimelere takılıp hakikatin özünden kopmalarıdır.
Sonuçta; vatan, millet, bayrak sevdanız, inancınız, davanız varsa, sorumluluğunuz ve derdiniz var demektir ve unutmayınız ki dertli söylegen olur.
AHMET BERHAN YILMAZ
İlgili Haberler
23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]
Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]
15 Nisan haftası Güneş Tutulmasından sonraki hafta olup haftanın en olumsuz günü 21 Nisan Pazar günüdür. Güneşin katsayısı 20 Nisandan itibaren -2 seviyesine düşecektir ve Natal Güneş ve Marsı Koç, Boğa, Yengeç**, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Oğlak**, Kova, Balık olanları son derece olumsuz etkileyebilir. Bilhassa Yengeç ve Oğlak burçları 20, 21 Nisanda Tr Güneşden son […]
Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]