Slot Siteleri

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

BİRİNCİ KADEME BAKIM

Yayınlanma:
ABONE OL
BİRİNCİ KADEME BAKIM

2012’de yazdığım bu yazımı, COVID-19 nedeniyle yaşadığımız toplumsal travma ve alınması gereken
önlemlere destek amaçlı olarak paylaşmak isterim.
Kişisel bakım, şahsi bakım, koruyucu bakım, … vb adlarla bildiğimiz, hatta çok da sık rastladığımız bir bakım
türüdür aslında. Askeri terminolojide daha net ayrılmıştır bakım kademeleri. Beşinci kademeye kadar uzar.
“Bir kişinin kendisi, kullandığı silah, araç ve gereci için yapması gereken bakım” olarak tarif edilir birinci
kademe bakım. Nasıl yapılacağı da talimnameler ve yönergelerde detaylı olarak anlatılır. Sadece anlatılmaz,
uygulamalı olarak da gösterilir, duvarlarda asılı posterler ve emirler levhası gibi panolarda da rastlarsınız her
köşe başında bakımın nasıl yapılacağına askeri tesislerde.
Neredeyse hayatı boyunca hiç dişini dahi fırçalamamış, WC de nasıl taharetlenmesi gerektiğini bilmeyenler
de eğitilir. Aksi halde WC lerin deliği taşla dolar!! Çünkü tarlada ihtiyaç giderince taş kullanır kimileri.. Askerlik
bittiğinde ise ayak, el, yüz, tırnak bakımları ile banyo kültürü kazanmış olarak giderler köylerine..
İçinizden ayıplayanlar çıkacak, bu çağda da olur mu taşla taharetlenmek diyeceksiniz belki ama giderek azalsa
da var maalesef. Buna karşın ayda veya haftada bir manikür, pedikür, cilt bakımı, ağda, masaj yaptırmayan
erkek ve kadınları da ayıplayan önemli bir grup var şehirlerde yaşayan. Aynı kuaförlere, masaj ve bakım
salonlarına giden çiftler az değil. Metro seksüel erkek tanımı da onlar için söyleniyor.
Bir nevi gelir seviyesi arttıkça, toplumsal statüsü yükseldikçe insanlar daha çok, bazen de abartarak kendine
bakmayı önemsiyor. Araçlar oto kuaföre gidiyor. Tamircilerin yerini bakım servisleri alıyor. Yani muhtelif
bahaneler ve tercihlerle gelir seviyesi artan kişiler, kişisel bakımlarıyla araçlarının, ev ve eşya bakımlarını
hizmet alarak yapmayı tercih ediyorlar. Biraz tembellik de var galiba!! İşte bu şekilde araya profesyonel ekip
ve kişileri koyduğunuzda artık birinci kademe bakım olmaktan çıkıp, ikinci kademe bakım hizmetine
dönüşüyor. Yani ekstra masraf ve bütçe ayırıyoruz.
Sağlık hizmetlerinde de böyle değil midir? Gıdasına, uykusuna, sporuna, sağlığına, temizliğine gerekli özeni
göstermeyen, her sorunda doktora koşanların birçoğu soluğu ya acilde, ya da hastanede alıyor. Şimdilerde
Aile hekimliği, Aile danışma merkezleri gibi ara kademeler oluşturan devlet, hastanelere olan bağımlılığın
önünü kesmeye çalışıyor. Aile hekimleri yönetmeliği birinci basamak sağlık hizmetleri olarak tanımlamış
bunu.
Çağımızın hastalığı stres. Geçim sıkıntısı çekenler ve engelliler için de psikolojik destek hizmetleri konusu ön
plana çıkmaya başlayınca, hem bireylere, hem de ailelere yönelik hizmet veren aile danışma merkezleri
yönetmeliği yayınlanarak hizmet verilmeye başlandı birinci basamak bakım kapsamında.
İnsan sağlığı sadece kişilerin kendisine ve yaşadıkları çevreye duyarlı olmasıyla mümkün değil. İnsanların en
önemli besin kaynağı olan hayvansal ve tarımsal gıdalar konusunda da gerekli özeni göstermek zorundayız.
Bayramdan, bayrama şeker imalatçılarını denetlemekle olmuyor bu işler. Kendisine dahi bakmaya aciz olan
kırsal kesimde yaşayanlara, hayvanına nasıl bakacağını anlatamıyorsak, eğitim veremiyorsak nasıl çözeceğiz
şap, burusella, vb. hayvan hastalıklarını? Ahır hijyeni ve süt sağım ünitelerinin temizliği başta olmak üzere,
sofralarımıza ulaşan hayvansal ürünlerin ne kadar sağlıklı olduğunu biliyor muyuz? Seçici davranabiliyor
muyuz? İl tarım ve sağlık müdürlüğü ekipleri, veterinerler bu konuda yeterli denetim ve eğitim hizmetleri
veriyor diyebilir miyiz? Kendi adıma ben inanmıyorum.
“Malının kıymetini bilen” kişi tanımı vardır bilirsiniz. Bunların arabası, bilgisayarı, telefonu, elbisesi, traktörü,
ayakkabısı, gözlüğü, kalemi, saati hiç eskimez. İlk günkü gibidir. Tertemiz, düzenli ve sağlamdır. Çok para
ayırdıkları için değil, kişisel temizlik ve bakımı bir hayat felsefesine dönüştürdükleri için başarırlar bunu. Aşırı
titiz ve temizlik hastası olarak adlandırdıklarımızı ayrı bir yere koyarsak, olması gereken asgari seviye olarak
tarif ettiğimiz standardı yakalamış olanlardır bu kişiler.
Gelişmiş toplumlar ile gelişmekte ve geri kalmış ülkeler arasında ki fark da bu seviyedir aslında. Yukarıda
verdiğim asker örneğinde olduğu gibi iyi bir eğitimle insanlara kazandırılabilmesi mümkün olan bir şeydir
bakımlı olmak. Aynı zamanda insanlara sorumluluk duygusunu aşılayabilmektir.
Fakir ama tertemiz bir eve sahip olan, eski ama temiz ve ütülü kıyafetler giyen, üstü başı kokmayan, vücut
temizliğine özen gösteren kişilerin iş ve sosyal hayatlarında da tercih ve takdir edildikleri bir gerçektir.
Kendisine, evine, aracına ve kullandığı eşyasına özen göstererek bunu bir hayat tarzı haline getirenler için
sokakların, şehir mobilyalarının, parkların, piknik yerlerinin de temiz ve sağlıklı olması önemli olmaya başlar.
Yedikleri çekirdekleri, yiyecek artıklarını ve ambalajlarını sokağa atmayan sorumlu bireylerden oluşan bir
toplum olma hedefine ulaşmak hem çok kolay, hem de çok zordur. Maalesef etkili bir denetim olmadan bu
hedefe ulaşabilmemiz zor görünüyor.
Müslümanlıkta temizliğin önemine vurgu yaparken, gittiğimiz batılı ülkelerdeki insanların çevreye olan
saygısını, cadde ve sokaklarının temizliğini gördüğümüzde utanmamaktır kişisel bakım ve hijyen kurallarına
uymak. İlle de mangal yapacağız diye gittiğimiz piknik yerlerinde, arkamızda bıraktığımız poşetler, kutular,
yiyecek artıkları ve mangal kömürlerinin ağaç diplerine boca edilmediği bir medeni şehirde yaşamak daha
güzel değil mi?
Toplum olarak bir yaşam kültürüne dönüştürdüğümüzde, sadece kendi kaynaklarımızı değil, ulusal varlık ve
kaynaklarımızı da etkin kullanmak ve tasarruf edebilmenin yolu da birinci kademe bakımı ne kadar doğru
anladığımızdan ve uygulayabildiğimizden geçer aslında..
Her altı ayda bir tam teşekküllü hastanede sağlık kontrolünü yaptırmaktan çok daha önemlidir, birinci
kademe bakım ve sağlık kurallarına uyarak önlem almak.
Saygılarımla,
A.Baybars GÖĞEZ Eylül 2012
Ekonomist

author avatar
Konuk YAZAR

İlgili Haberler

Yazarlar
23 Nisan 2024
22 – 28 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 23 Nisan Ayın En Tehlikeli Günü! Dikkat!

23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]

EĞİTİMDE ÇÖZÜM!
Yazarlar
16 Nisan 2024
EĞİTİMDE ÇÖZÜM!

Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]

Yazarlar
15 Nisan 2024
15 – 21 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 21 Nisan Güneş, Merkür, Venüs Dikkat!

15 Nisan haftası Güneş Tutulmasından sonraki hafta olup haftanın en olumsuz günü 21 Nisan Pazar günüdür. Güneşin katsayısı 20 Nisandan itibaren -2 seviyesine düşecektir ve Natal Güneş ve Marsı Koç, Boğa, Yengeç**, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Oğlak**, Kova, Balık olanları son derece olumsuz etkileyebilir. Bilhassa Yengeç ve Oğlak burçları 20, 21 Nisanda Tr Güneşden son […]

Genel
09 Nisan 2024
Tatil Fotoğraflarınız: Hırsızlara Davetiye mi, Keyifli Anılar mı?

Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]