Bilmek mutluluğu yok ediyor mu?
Garip bir soru. Dahası var az bilenler daha mutlu mu?
Seyahatlerde yol kenarlarındaki köyleri uzun uzadıya izler ve onların
dünyalarının ne olduğunu merak ederim. Telaşlarını, geçimlerini,
sadeliklerini ve mutluluklarını.
İhtiras istemekle artarmış.
İstemek için bilmek gerekirmiş.
Bilmek için gitmek görmek veya çok okuyup tanımak şartmış.
Öyle ya durup dururken:
“Ah İstanbul’da şurası da çok güzel” veya bir başka yerde ki güzelliğe
imrenemeyiz.
Ya gidip görmemiz gerekir ya oraları görenden dinlememiz ya da
resimleri ve gerekli bilgileri okuyup araştırmamız lazım.
Neden bu kadar sorgulamayı yapıyorum?
“Acun Ilıcalı, Diyarbakır'ın Bağşar ilçesinde kendi imkanlarını 'O Ses
Türkiye' yarışmasını, köy şartlarına uyarlayan 52 çocuğu İstanbul'a
getirterek iki gün ağırladı.!”
Bu haberi okuyunca önce çok sevindim.
Çocukların yüzündeki heyecan ve gülümsemeleri beni bir hayli etkiledi.
Acun Ilıca’yı takdir ettim.
Çocukları mutlu etmek muhteşem bir şey. Böyle bir imkân olmasaydı
onlar gelemezlerdi doğru, o ortamı göremezlerdi, sanatçılarla
tanışamazlardı.
Üstelik, dünyanın en güzel şehirlerinin ilk sıralarında yer alan İstanbul’u
göremezlerdi.
Buraya kadar çok güzel.
Sadece benim takıldığım bir taraf var.
Bu çocuklar şimdi eskisi kadar mutlu olabilecekler mi?
Bu beni düşündürüyor.
İstanbul…
Gezilen görülen yerler, yaşanılan coşku, izzet ikram ve muhteşem
yaşanmış saatler.
Sonra geriye dönüş.
Bunu iki şekilde yorumlamak da mümkün tabi.
Ufukları açılmıştır mutlaka.
Görmek bilgiye ekleme yapmaktır, edinim kazanmaktır.
Bu da doğru ve anlatacakları çok şey vardır tamam, onlarla birlikte
anlatılanlarla çok çocuğun dünyası değişecektir bu da bir gerçek.
Peki, günler diğerlerini takip ettiğinde sorgulama başlayacak mı?
Gördüklerini arzulamayacaklar mı?
Bu başka bir bakış açısı elbette.
Karamsar olma halim yoktur aslında. Güzel bakmayı ve güzel düşünmeyi
bilenlerdenimdir. Sadece biraz endişelendim de diyebilirim.
Tabi bu hırsta yapacaktır.
Dünyaları daha genişlemiş olacaktır ki, bu da fevkalade…
Girişimci olan çocuklar, eğitimin şart olduğunun bilincinde olacaklardır ki
bu da bir hayli iyi…
Yine tekrarlayacağım.
Benim tek endişem mutluluklarının gitmiş olma ihtimali.
Hallerini beğenmeme şekli.
O tür yaşama fazla istek duyma arzusu.
Dilerim bu güzel çocuklar hep böyle girişimci, yenilikçi, becerikli olurlar.
Dilerim hedefleri olur ve bu onlar için açılmış bir kapı olur.
Dilerim iyi bir eğitim alma istekleri olur ve bu kadar arzu ettikleri yarışma
programı gibi programlar yaparlar, sunarlar veya jüri olurlar.
Kim bilebilir?
Acun Ilıcalı duyarlı biri. Çocukları mutlu etmek kutsal bir olay muhakkak.
Ben sadece endişemi anlatmak istedim.
Nazan Şara Şatana
İlgili Haberler
23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]
Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]
15 Nisan haftası Güneş Tutulmasından sonraki hafta olup haftanın en olumsuz günü 21 Nisan Pazar günüdür. Güneşin katsayısı 20 Nisandan itibaren -2 seviyesine düşecektir ve Natal Güneş ve Marsı Koç, Boğa, Yengeç**, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Oğlak**, Kova, Balık olanları son derece olumsuz etkileyebilir. Bilhassa Yengeç ve Oğlak burçları 20, 21 Nisanda Tr Güneşden son […]
Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]