Slot Giriş

Slot Siteleri

Slot Siteleri: Hayalleri Gerçekleştiriyor

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Manşet

“Bir Hayat Bir Hikaye” söyleşilerine Cemal Kavukçu konuk oldu

Yayınlanma:
ABONE OL

Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen “Bir Hayat Bir Hikaye” söyleşilerinde bu ay Hüseyin Su’nun konuğu Cemil Kavukçu oldu. Kavukçu, “Bir insanın bir şeyler yazabilmesi ağrıyan yanını keşfetmesiyle başlar” diye konuştu.
Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde Hüseyin Su’nun hazırladığı Bir Hayat Bir Hikaye başlıklı söyleşi serisinin konuğu Cemil Kavukçu oldu. Hüseyin Su, Cemil Kavukçu’nun hayat hikayesinden satır başlarını hatırlattıktan sonra öykücülüğü üzerine değerlendirmelerde bulundu.

“Sabahattin Ali, Sait Faik ve Orhan Kemal çizgisinde bir yazar”
“Kavukçu, ilk öyküsü yayınlandığında 30 yaşındadır. Yirmili, otuzlu yaşları gençlerin politize olduğu ve dünyaya sadece siyasetten baktığı yıllarda geçer. İlk öyküsünü yayınlandığı 1981 yılını esas alarak bakarsak öykü yazdığı yıllar ise akranları olan yazarların apolitikleştiği bir dönemdir. Cemil Kavukçu, öyküsüne buradan bakınca her iki dönemi de hasarsız, yarasız atlattığını hatta her iki dönemin tecrübesini de imkana dönüştürdüğünü söyleyebiliriz” diyen Hüseyin Su, “Kavukçu’nun siyasal edebiyattan da dilsiz, insansız apolitik edebiyattan da korunduğu ve Türk öyküsünün en sağlam çizgisine yakın durduğu görülür” şeklinde konuştu.
Hüseyin Su, sözlerine şöyle devam etti:
“Cemil Kavukçu öyküsünü, hem kültürel hem insani hem de teknik dil ve duyarlılık itibariyle Memduh Şevket, Sabahattin Ali, Sait Faik, Orhan Kemal çizgisinde değerlendirebiliriz. Bu çizgi rahat, konuşkan ve insan halleriyle örülü bir öykü dünyasıdır. Kavukçu’nun öykülerinde anlatıcının dilinin rahatlığı ve birinci tekil şahıs kipi onu yazarla o kadar özdeşleştirir ki özel isimler, meslekler yazarın öykü malzemesini geçmişinden aldığını belirtmesi bir tehlike olacakken anlatımda sahihliğe ve bir imkana dönüşür.”
Cemil Kavukçu’nun öykü kişilerini daha çok kıyıda köşede kalmış insanların oluşturduğuna dikkat çeken Hüseyin Su, “Sorun ise dünyaları zengin insanların kıyıda köşede kalmaları, gösterişsiz ve silik görülmelerindedir” dedi.
Kavukçu’nun, “Bir insanın bir şeyler yazabilmesi ağrıyan yanını keşfetmesiyle başlar.” sözünü de anımsatan Hüseyin Su, “Kavukçu’nun öykülerinde ve öykü kişilerinde işte bu ağrının keşfi kimi zaman acı kimi zaman hüzün, öfke ve umut olarak yansır. İçi içine sığmayanların öyküleridir bütün bunlar. Cemil Kavukçu dikkatli bir gözlemle, ince ayrıntılarla yer yer argoya açık bir dille yalın, kendiliğinden anlatıp duran bir öykücüdür” diyerek tanımladı usta yazarı.

“Beni öyküyle buluşturan Sait Faik oldu”
İlk öyküsünün 30 yaşında yayınlandığını anlatan Kavukçu, “Yazar olma niyetim yoktu. Bir şeyler yazmaya da ihtiyaç duymadım. Ama okumayı çok seviyordum. Daha çok roman okurdum, öyküyü sevmezdim. Öyküyü tanımıyordum. Öyküler benim için yazık olmuş romanlar gibiydi. O zamanlar roman yazmaya çalışırdım. Beni öyküyle buluşturan Sait Faik’in Bir Bahçe öyküsü oldu. O etkiyle öykü dünyasına girdim. Neleri kaybettiğimi fark ettim” sözleriyle yazmaya nasıl başladığını anlattı.

“Öykünün peşinden gidersem kaçar”
“Yaşadıklarımı, yaşayamadıklarımı, yaşamak istediklerimi ve yaşamaktan korktuklarımı anlatıyorum” diyen Kavukçu, “Yazmam için elimdeki yaşanmışlıklardan kaynaklanan malzemelerin yanı sıra okuyarak edindiğim bir birikim var. O birikimin bana sağladığı olanaklarla gördüklerimi, yaşadıklarımı öykü dünyasına aktarmaya çalıştım. Bilge Karasu’nun şu sözünü çok seviyorum, ’Ben öykünün tanımını, kuramını değil kendisini arıyorum o da öykülerimi yazdıkça varabileceğim bir yer.’ Ben de yazdıkça öyküyü kavramaya ve öğrenmeye çalıştım. Hala bir yere geldiğimi söyleyemem çünkü bu sonu olmayan bir yolculuk. Ömrüm yettiğince öğrenmeye ve yazmaya çalışacağım” şeklinde konuştu.
Kimliğinin yapı taşlarının çocukluğunda var olduğunu anlatan Kavukçu, “Rahat yaşanmış, oyunlarla beslenmiş, küçük bir kasabada, iyi bir mekanda geçmiş çocukluk, benim için çok büyük bir kaynak oldu. Ondan uzaklaşıp onu kaybettikçe ona daha çok sarıldım. Çocukluk ve gençlik öykülerimin ana malzemesidir diyebilirim” dedi.
Yaşama öykü malzemesi olarak bakmadığını ve bir öykü avcısı olmadığını söyleyen Kavukçu, nasıl yazdığı sorusuna ise “Öykünün peşinden gidersem kaçar, öykü beni yaz diye gelirse oturup yazabilirim” şeklinde cevap verdi.

İlgili Haberler

Genel
26 Mart 2024
Snowboard’un harika çocuğu Dağhan Güler Türkiye şampiyonu

Bursalı snowboard sporcusu 13 yaşındaki Dağhan Güler, bu yıl düzenlenen ‘Giant (geniş) Slalom’ ve ‘Slalom’ yarışlarında topladığı 455 puanla klasmanda Türkiye birincisi oldu. Henüz 6 yaşında başladığı ve yıllar içinde adeta gönül verdiği snowboard sporunu profesyonel olarak sürdüren Dağhan Güler, bu yıl elde ettiği başarılarla gururlandırdı.   İLGİLİ HABER Perinçek, Rusya’ya saldırı, Türkiye’ye saldırıdır! Türkiye […]

Belediye
24 Mart 2024
Murat Kurum, Beylikdüzü’ndeki Gürpınar Su Ürünleri Hali’nde balıkçı esnafıyla bir araya geldi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Beylikdüzü’ndeki Gürpınar Su Ürünleri Hali’nde balıkçı esnafıyla bir araya geldi. Mevcut İBB yönetimi tarafından balıkçı esnafının görmezden gelindiğini belirten Murat Kurum, “Her işte olduğu gibi yine balıkçı esnafımız da çaresiz bırakılmış, göz ardı edilmiş, görmezden gelinmiş. Aynı anlayışı aslında İstanbul’un her yerinde görüyoruz. İstanbul’un neresine gitseniz bir sorun, […]

Etkinlikler
23 Mart 2024
AKBANK SANAT’TA YENİ SERGİ “Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası”

Sanatın her disiplinine kapılarını açan Akbank Sanat, bu kez bilgisayar oyunları dünyasını sanatla buluşturan ‘Dijital Sanatta Şimdi: Oyun Odası’ adlı sergiye ev sahipliği yapıyor.  Küratörlüğünü Zeynep Arınç ve Güven Çatak’ın üstlendiği sergi, 26 Mart – 18 Mayıs 2024 tarihi arasında Akbank Sanat’ta sanatseverler ve oyun tutkunları ile buluşuyor. Günümüzde bilgisayar oyunlarının hayatımızın vazgeçilmez bir parçası […]

Büyükşehir
23 Mart 2024
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nden “Verdi & Wagner” Gala Konser

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, “Giuseppe Verdi & Richard Wagner” Gala Konseri ile, 30 Mart 2024 günü Atatürk Kültür Merkezi – Türk Telekom Opera Salonu’nda sanatseverle buluşuyor… İtalyan operasının babası olarak bilinen Giuseppe Verdi ve Alman opera literatürünün en büyük bestecisi olarak anılan Richard Wagner’in tezatlıkları ve ortak noktalarının buluştuğu konserde, bu iki bestecinin şan […]