Şair ve yazar Attila İlhan, vefatının 11. yılında Kadıköy Belediyesi ve Attila İlhan Vakfı iş birliğiyle düzenlenen törenle anıldı
Cumhuriyet dönemi edebiyatına ve düşünce dünyasına çok sayıda eser veren Türkiye’nin değerli aydınlarından Attilâ İlhan, 10 Ekim Pazartesi günü 20.00’de Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde anıldı. Kadıköy Belediyesi ve Attilâ İlhan Vakfı işbirliği ile düzenlenen anma gecesi, İlhan’ın hayatından kesitlerin yer aldığı sinevizyonla başladı.
“HUZURSUZ EDEN BİR ŞAİR”
Anma gecesinin ilk konuşmasını, İlhan’ın yaşamına tanıklık eden şair Haydar Ergülen yaptı. Ergülen konuşmasına, Attila İlhan’ı gençliğinden bu yana severek okuduğunu söyleyerek başladı.
İlhan’ın, eserleriyle yaşamaya devam edeceğini belirten Ergülen, “Attila İlhan diğer iyi şairler gibi, bizi huzursuz eden bir şair. Kendisiyle, gerek okurların, gerek başka şairlerin ilişkisi hep çatışmalı olmuştur ama bu çatışmalar, şiir ve düşünce açısından pek çok yarar sağlamıştır. Onun en büyük farkı, kendisine alıştırmamasıdır. Attila İlhan’ı, babam okudu, ben de okudum, kızım da okuyor ve ondan sonra da okunacak. İlhan, kuşakları aşan bir şair olmuştur.” diye konuştu.
“GAZETECİ OLMAMDA EMEĞİ BÜYÜK”
Gazeteci ve yazar Metin Celal de anma gecesinde yer alan konuşmacılar arasındaydı. Üniversiteye gittiği yıllarda usta sanatçı ile tanıştığını dile getiren Celal, “Attila İlhan’ın masası ve gönlü, her zaman açıktı. Aramızdan ayrılışına dek sohbetlerine iştirak etme, onunla birlikte çalışma şansı buldum. Onun çıraklığını yaptım. Çok az bilinen yönünü, dergiciliğini de orada gördüm. Bir derginin titizlik ile nasıl çıkarılacağını ondan öğrendim. Attila İlhan’ın, gazeteci olmamda emeği büyüktür.” dedi.
“HALK KÜLTÜRÜ İÇİNDE YETİŞTİ”
Attila İlhan hakkında akademik çalışmalar yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çelik ise İlhan’ın, kaynağını temelden alarak büyüyen bir değer olduğuna dikkat çekti. Bu temelin ailesi sayesinde oluştuğunun altını çizen Çelik, şöyle devam etti: “Annesi romanlar okur, babası divan şiiri yazar, amcası ise bağlama çalardı. İlhan, halk kültürü içerisinde yetişti. Kendisi de sinemaya ve bilim kurgu romanlarına meraklıydı ve böylelikle bir aydın yetişti. Ömrü boyunca araştırmayı hiç bırakmadı. Hiç ‘kendi kendime yeterim’ diye düşünmedi. Tarihten aldığı güçle, geleceğe dair tahminlerde bulunuyordu ve bu tahminlerinde hep başarılı oldu.”
ŞİİRLERİ HAYAT BULDU
Konuşmaların ardından Erhan Bektaş, Levent Can, Yılmaz Gruda ve Kerem Alışık, İlhan’ın unutulmaz şiirlerini piyano eşliğinde okudu. Dinletinin ardından Mazlum Çimen de İlhan’ın şiirlerinden bestelediği şarkıları seslendirdi.
Anma gecesi Ahmet Kaya’nın, “Mahur Beste” parçasının hep bir ağızdan söylenmesi ile son buldu.
İlgili Haberler
Köşe yazımın başlığını koymakta zorlandım. “Nasıl bir başlık olmalı?” diye düşündüm. “Yaprak Dökümü”, Sanatçının Toplumdaki Yeri”, “Sanatçının Değeri”… “Sanatçının Ölümü” sanırsam en uygun olanı… Sanatçılar bu günlerde bir bir sonsuzluğa göçüp gidiyorlar. Her birinin ölümü ciğerimizi yakıyor. Yarım kalıyor yaşam… Doğadan bahsederim sıkılıkla… Doğayı anlatmaya çalışırım… Bu günler göç günleri… Ülkemizin yetiştirdiği sanatçılar bir bir […]
İstanbul Devlet Opera ve Balesi Çocuk Korosu’nun “Çığır” adlı konseri, 4 Mayıs 2025 günü, Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde sanatseverlerle buluştu. Çocukların yaşlarına değil, üretimlerine ve sanata odaklanan bir anlayışla hazırlanan konser, izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşattı. Çocuk Koro Şefi Berrak Taş Güzeloğlu yönetimindeki koro, sahnede sergilediği performansla hem teknik hem de duygusal anlamda büyük […]
Kadıköy Hasanpaşa’da bulunan İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde, yükümlü ve hükümlülere yönelik düzenlenen musıki ile terapi programları ilgiyle sürdürülüyor. Sanatçı Udi Mehmet Akçil ile icracılar Yunus Emirhan Kılıç ve Abdurrahman Yağcı’nın hazırlayıp sunduğu programa olan yoğun ilgi, yetkilileri ve katılımcıları memnun ediyor. İLGİLİ HABER KADEM’de Yeni Yönetim Kurulu Başkanı Av. Dr. Canan Sarı oldu Yenilikçi […]
Ne diyeyim edebiyatın tarihini sanki Ruslar yazmış gibi; neyi okur, neyi beğenirsem altından Rus yazarlar çıkıyor. Takdir etmemek elde değil. Helal olsun adamlara… Nasıl bir anlatıdır, nasıl bir olay görgüsüdür, nasıl bir mesaj vermedir; yok böyle bir şey… Rus yazarlar; eserlerinde, işin sosyolojisini, felsefesini, psikolojisini, matematiğini çok iyi oturtmuşlar; toplumsal temelde her şeyi çok iyi […]