Osmanlı’da yaşanmışlıklarla ilgili konular her zaman dikkatimi çeker. Zaten eskiye ait ne olursa olsun benim merakım içindedirki! Osmanlı ile olanlar daha ziyade öğrenmek istediklerim arasında yer alır.
Herzaman diyorum, gerçekten aklın almayacağı bir çok şey yaşanmış Osmanlı’da.
Yaşadığımız zamanla o zamanlar insanların düşünceleri elbette çok farklı.
Hayata bakışları, yaşam tarzları bizlerin aklı almayacak halde!
Yapılanlara baktığınızda da şaşırıyorsunuz, yapılmayanları incelediğinizde!
Hangi akıl diyorsunuz; hangi akıl böyle düşünmüş? Mecburiyetler öyle yapılmaması gerekenleri yaptırmışki!
Yeni bir şey okudum, bana ağır geldi. Ağır gelmek ne derseniz? Başka bir ifade ediş şekli bulamadığım için ağır geldi dedim. Zor hayatlar yaşamışlar. Saltanatta olmak da çok zormuş, olabilmek için verilen savaşlarda!
Yıldırım Beyazıt vefat edince oğlu Çelebi Mehmet Amasya’da hükümdarlığını ilan etmiş. Tabi padişahlık öyle kolayca alınan yada hükümdarlığı ilan edilen kolay bir mevki değil. Kardeşler birbirine düşüyor bu taht yüzünden. Şehzadeler konusu benim üzüldüğüm bir konudur. Mutlaka biri padişah olacaktır ve mutlaka diğer kardeşlerin sonu olacaktır. Bu nasıl bir adalettir? Bilinmez!
Burada da kardeşleri İsa Çelebi ve musa Çelebi’nin akibetleri de aynı olmuş, idam edilmişler. Ondan sonra da olması gereken olmuş. Çelebi Mehmet Osmanlı Devleti’nin yeni hükümdarı olmuş, Edirne’ye gitmiş ve saltanak kurmuş.
Bu ünlü şehzade kavgaları böylelikle sona ermiş. Hatta on bir yıl süren bu kavgalara tarihte Fetret Devri denilirmiş.
Bir noktada bir devir kapanmış, yeni bir devir açılmış. Çelebi Mehmet’in yapacağı çok şey varmış. Osmanlı Devletini toparlaması gerekiyormuş.
Birgün garip bir şey olmuş!
Bütün padişahların avlandığı gibi oda avlanmaya çıkmış. Bir domuza mızrak attığı sırada attan düşmüş. Nedeni o anda felç olmasıymış! Tabi padişahı hemen saraya getirmişler, yatağına yatırmışlar. Padişah bitkin, harap olmuş vaziyette vezirlerine:
“Oğlum Murat’a haber verin hemen gelsin. Ben kurtulamam ölürüm. Eğer o gelmeden ölürsem duyulmasın. Yoksa memleket birbirine girer.”
Şehzade Mehmet’e hemen haber gitmiş. O zamanlar on yedi yaşında olan Şehzade Mehmet’e haber gittiğinde Padişah çoktan vefat etmiş.
Bundan sonra olan olaylar bir hayli enteressan. Tam 41 gün öldüğü herkesten saklanmış. Birkaç kişi biliyormuş. Padişahın iç organları çıkartılmış. Cenazesi ilaçlanmış. Yine elbiseleri giydirilmiş. Pencerenin önüne oturtulmuş, tabi çok aydınlık olmayan bir yere! Arkasında da bir adam görevlendirilmiş. Geçen askerleri sanki padişah selamlıyormuş gibi, arkasındaki adam padişahın kollarını hareket ettiriyormuş. Kimse anlamamış. Padişahların ölmüş olduğundan şüphelenmemişler bile…
Düşünebiliyormusunuz? Ölmüş birinin 41 gün yaşıyor gibi bekletilmesini!
Nazan Şara Şatana
İlgili Haberler
23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]
Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]
15 Nisan haftası Güneş Tutulmasından sonraki hafta olup haftanın en olumsuz günü 21 Nisan Pazar günüdür. Güneşin katsayısı 20 Nisandan itibaren -2 seviyesine düşecektir ve Natal Güneş ve Marsı Koç, Boğa, Yengeç**, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Oğlak**, Kova, Balık olanları son derece olumsuz etkileyebilir. Bilhassa Yengeç ve Oğlak burçları 20, 21 Nisanda Tr Güneşden son […]
Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]