Slot Siteleri

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:
Anasayfa Genel Flaş

Otacıları Orta Çağda Cadı Diye Yakmışlar.

Yayınlanma:
ABONE OL

Geçtiğimiz akşam daha önce izlediğim Tatlı Cadı filmini bir kez daha izledim.

Çok eğlendim. Yeni cadıyı Nicole Kidman oynuyordu.

İzleyenler bilirler Tatlı Cadı diye bir dizi vardı yıllar önce…

Samantha cadıydı. Ama öyle anlatıldığı gibi, huysuz, çirkin kötü kalpli bir cadı değil.

Tam tersi çok iyi kalpli, eşine âşık ve biraz yaramaz güzel bir kadının ismi; Samantha Stephens, canlandıran Elizabeth Montgomery’di.

Başına gelmedik bir şey kalmayan eşi; Darrin Stephens, canlandıran Dick York.

O zamanlar bu isimleri hepimiz ezbere bilirdik. Sabırsızlıkla beklerdik Tatlı Cadı’nın yayınlanmasını…

Hepimize hayaller hediye ederdi adeta.

Çoğmuz tatlı cadı biz olsak neler yaparız derdik.

Samantha evlenince cadılığı bırakacağını söylediğinde nerede ise tüm kadınlar:

“OLMAZ” demişlerdi.

Cadılık bırakılır mı?

Gerçi Samantha’da bırakamamıştı. Eşine söz vermişti ama bazı problemleri halledemeyince cadılığa başvuruyordu. Annesi Endora tiplemesi harikaydı. Hala birilerini Endora’ya benzetiriz. Bir çok kaynana ismi Endora olarak tanımlanmıştır.

Tabi birde meraklı komşuları vardı ki, inanın oda yaşadığımız bu zamanlara bile ismini komşu tanımında taşımayı başarmıştır.

Meraklı komşu Giadys ve kocası vurdum duymaz Agnis…

Bunlar tatlı olan cadılık kısımları birde acı olan cadılar dan söz etmek istiyorum.

Gerçekte cadılık varmıdır?

Cadı denilince aklımıza kötü amaçları için sihir yapanlar gelmez mi?

Cadılar elbette büyücüdürler.

Bizler cadılardan söz ettiğimizde aklımıza süpürgesinde uçan, sivri burnu olan, siyah pelerinli, sivri başlıklı yaşlı çirkin hatta korkunç kadınlar gelir ve onlar çok tiz sesleri ile bağırırlar, ürkütürler.

Mistisizm’de cadılar için:

“Cadılar; kötüdürler, olumsuz ve yıkıcıdırlar’ deniliyor.

Orta çağda şeytanın uşağı deniliyormuş cadılara. Cadılar aksiliklerin sorumlusu olarak görülmüşler ve engizisyon mahkemelerinde öldürülürlermiş.

Zaman orta çağ…

İnsanlar bir çok şeyden korkuyorlar.

Cadılardan da korkuyorlar. Peki, kim bu cadılar?

Savaşlar ve veba salgınlarının, açlığın, sefaletin ağır olduğu bir dönem Orta Çağ. İnsanlar bu olmazlarda vahşileşmişler. Herkes bir başkasını düşman bildiği dönemler.

Eski zamanların büyücüleri ilk başta cadı olarak sıfatlanmışlar.

Oysa büyücüler çok tanrılı dönemlerde bilgin olarak görülürlermiş.

Bir çok yerde cadıları kilisenin yarattığını yazıyor.

Efsuncuların da cadı olduğuna inanılıyor. Otacı dediğmiz şifacılarında. Kilise bunuda şöyle bir kendince yakıştırma yapıyor:

Kitab-ı Mukaddes’te, “Efsuncu kadını yaşatmayacaksın” (Çıkış 22:18) hükmü yer alıyor. Aziz Augustine göre, ‘havai güçler’ olan iblisler göklerden aşağı süzülerek kadınlarla cinsel ilişkiye giriyorlardı. İşte cadılar, bu yasak ilişkinin ürünü…(alıntı)

Zamanla o kadar ileri gitmişlerki. Kendilerince cadı saptamalarına başlamışlar.

Eğer vücudunda bir ben yâda doğum lekesi varsa cadısındır.

Cadı olduğuna göre şeytanla işbirliği içindesin, cezalanmalasın.

Yaşlı kadınların olduğu yerlerde salgın çocuk hastalıkları oluyorsa o kadınların cadı olduğu öne sürülüyor ve yakılıyormuş

Dahada komiklerini okudum.

Kilisede ayin sırasında kadın esnediyse yandığının resmidir. Nedeni içindeki cin kutsal sözlerden korktu kaçmak için kadının ensemesini istedi kadın ağzını açtığında da kaçmaya çalıştı.

Bunun gibi onlarca sebepte cadılar tesbit ediliyor.

En ağır işkencelere maruz kalıyorlar.

Ağır işkencelerde itirafları bekleniyor.

Şeytanla nasıl işbirliği yapıyor, içindeki cinler ona neleri yaptırıyor?

Engizisyan dini bir kuruluş.

Cadılık kilisenin en korkunç silahı oluyor.

Bu işkenceler, ölümler, bu vicdansızlıklar çok uzun zaman sürüyor.

Sonrasında biranda değişiyor.

Bu defada böyle düşünenlerin şeytanla iş birliği yaptığına inanılıyor.

1606’da Shakespeare’n yazdığı, Machbeth’in üç cadısında:

Kayna kazanım kayna yan ateşim yan!
Bir kazana kurt dişi,

Yahudi ciğeri, çocuk parmağı, keçi safrası, Türk burnu, Tatar dudağı atıp bebek kanıyla soğutan…

Ozamanlarda büyük cadı avı devam ediyormuş.

Burada birkaç alıntıyı aktarmak istiyorum, gerçekten enteresan geldiler bana…

Linç edilen ilk ”cadı”
İskenderiyeli Hypatia, sadece alımlı değil, bilgin ve bilgeydi. Ve erkekler tarafından cadı ilan edildi.

Büyücülere ve falcılara düşmanlık, insanın doğa ile arasına kültür duvarını çekmesiyle birlikte başladı.

Eski Ahit’te Talut’a (Saul) akıl hocalığı eden Endor Cadısı, yazılı kaynaklarda bahsi geçen ilk cadıdır.

İsrailoğulları da, Yehova’dan başka Tanrılar adına gelecekten haber verenleri yakmakla ün kazanmışlardı.

”Cadıları hayatta bırakmayacaksın!”

Eski Ahit/Çıkış (Exodus) 22-17’de yer alan emir, bunun dogmatik bahanesi olmuştu.

Ünlü ”Su sınaması”nın ise daha Hammurabi devrinde Babil’de uygulandığı biliniyor.

Temizliğin simgesi olan suyun pisliğe bulaşmış bir ruhu, içine sindiremeyeceğine inanırdı insanlar

(Daha sonra torunları suların da berbat edebileceğini kanıtladılar).

Buna göre cadı addedilen kişi bağlanarak suya atılır, eğer batmazsa cadı olduğuna hükmedilerek yakılırdı.

Tabii cadı olmadığını ”kanıtlayanlar” arasında boğulup cennete gidenler de vardı.

Bu konuda sayfalar dolusu yazılar var.

Kimden hoşlanmıyorsanız; hapşurdu cadı, burnunu çekti cadı, beni var, dudağı ince, kaşı kalın, bakışları garip, şikâyet edin.

Nasıl olsa onun kendini savunma hakkı yok.

Direk gittiğinizin hatta yandığınızın resmidir.

Yazık o zamanda korku içinde yaşanmış hayatlara.

Yazık onlara bu acımısızlığı yaşatan iblislere…

Bu dünya yalan dünya.

Bu dünyanın öbür dünyası var, nasıl hesap verecekler acaba…

Ben yinede Tatlı olan cadılardan söz etmek istiyorum.

Buyurunuz izleyiniz…

Nazan Şara Şatana

author avatar
Nazan Şara Şatana
Ben gazeteciydim. Günaydın gazetesi, Ankara bürosunda Bekir Coşkun’un istihbarat şefi olarak görev yaptığı yıllarda; Meclis, Adliye, TRT ve magazin muhabiri olarak görev yaptım. Günaydın gazetesi haricinde, Merhaba, Haftanın Sesi gazetelerinde de yine muhabir olarak çalıştım. Gazetecilik yıllarım turizme geçerek sona erdi. Pamfilya Turizm acentesinden sonra, birçok beş yıldızlı tesislerde (Öger bünyesinde ve başka önemli tesislerde) üst düzey yöneticisi olarak görev yaptım. Halen Genel Müdür olarak görevimi sürdürmekteyim. Sekiz kitabım yayınlandı. Asar şamil Ve Rus terzi, Şarkın Modern Gelini Şehribahar, Zeus’un Aşkları, Otel I, Otel II, Hekim Ali Suavi Efendi, Havada Kekik Kokusu Vardı, Herkül 2006 da yayımlanan Asar Şamil Ve Rus Terzi, Havada Kekik Kokusu Vardı ve Şarkın Modern Gelini adlı kitaplarım T.B.M.M. Meclis Kütüphanesindeki yerini almıştır. Yeni yayınlanacak kitaplarım; Belkıs Akkale’nin hayatı roman tadında – Belkıs - Şimdi Yağmur Yağacak, Topkapı Şifresi, Taşlar, Mihrace, İstanbul – İstanbul. Ayrıca yayına hazır senaryolarm ve müzikallerim mevcuttur. Evlat TV filmim TGRT de yayınlandı. Birçok senaryom dizi olması için televizyon kanallarında beklemektedir. Bir senaryom ise dizi olarak yayınlanması için TRT1’de hazırlıklarda.

İlgili Haberler

YAŞAM VE ÖLÜM
Yazarlar
24 Nisan 2024
YAŞAM VE ÖLÜM

Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgi var derlerdi de işin doğrusu bu söz bana hep hikâye gelirdi. Hiç de hikâye değilmiş. Bayram öncesi, şehirlerarası yolculuk esnasında geçirdiğim trafik kazası bu sözün hiç de hikâye olmadığını bana öğretmiş oldu. Yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide gittim, geldim. Her şey anlar içinde oldu, bitti. Neyse ki […]

Yazarlar
23 Nisan 2024
22 – 28 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 23 Nisan Ayın En Tehlikeli Günü! Dikkat!

23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]

EĞİTİMDE ÇÖZÜM!
Yazarlar
16 Nisan 2024
EĞİTİMDE ÇÖZÜM!

Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]

Yazarlar
15 Nisan 2024
15 – 21 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 21 Nisan Güneş, Merkür, Venüs Dikkat!

15 Nisan haftası Güneş Tutulmasından sonraki hafta olup haftanın en olumsuz günü 21 Nisan Pazar günüdür. Güneşin katsayısı 20 Nisandan itibaren -2 seviyesine düşecektir ve Natal Güneş ve Marsı Koç, Boğa, Yengeç**, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Oğlak**, Kova, Balık olanları son derece olumsuz etkileyebilir. Bilhassa Yengeç ve Oğlak burçları 20, 21 Nisanda Tr Güneşden son […]