29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun
Asar Şamil ve Rus Terzi Kitabımdan
Yukarılara baktı… Güneşin gidişini, kayboluşunu izledi.
“Sana şükürler olsun Rabbim. İşte Türkiye’ye geldim.
Binlerce hamd olsun. İşte Türkiye’ye geldim.
Dağların farklı geldi bana, havanı içime çektim kana kana,
Ey kurban olduğum vatanım, şükürler olsun Rabbim sana,
Türk insanı farklı duruyor, buradakiler farklı bakıyor.
Dağıstan’daki ciğerimi yakıyor, Hürriyet böyle güzel oluyor.
Kimseden ürkmüyorum, biri arkamda diye bakmıyorum.
Silah sırtımda mı korkmuyorum. Özgürlük bu imiş bilmiyordum.
Sümeyra’m, keşke yanımda olsaydın, özgürlüğü sen de tatsaydın,
Verdiğimiz savaşın sonunda, neleri kazanacağız anlasaydın.
Melik’ler, Cabbar’lar, Şamhal’lar: Sizlerin acısı ciğerimi karalar,
Sızlıyor ciğerimdeki yaralar. Özgürlük size de gelecek kardeşler,
Türkiye’deyim. Ana vatanımdayım. Kahraman Candaşlar,
Anam, babam, Sümeyra’m, kızlarım. Hepimizin gözleri aydın.
İşte geldim Anadolu’dayım. Binlerce ham dolsun Yaradanım.”
Şamil’ bağırarak konuşuyordu. At arabası çok kalabalık değil di ama Şamil’in ön tarafında oturan yaşlı adam Şamil’i can kulağı ile dinlemişti. Onun gözyaşlarına, okuduğu şiirindeki acı haykırışına, vatanına olan özlemine, çektiği acısına şahit olmuştu. Çok duygulandı. Merak etti arkasındaki bu bağrı yaralı sesin sahibini! Arkaya döndü.
“Gazan mübarek olsun evladım. Seni duydum. İçim ürperdi. Hoş geldin.”
“Hoş bulduk amcam. Sağ olasın.”
Natalya hiçbir şey anlamamasına rağmen, Şamil’in sözlerinden, kelimelerin uyumundan, ahenkli ses tonundan, gözünden akan yaşlarından etkilenmişti. Şamil’in elini tuttu.
“Her şey güzel olacak. İnan, bunu hissediyorum.”
“Ben de inanıyorum.”
Yaşlı adam iyice onlara döndü…
“Evladım Artvin’de mi kalacaksınız, başka yere mi gideceksiniz?”
“Ankara’ya gideceğiz amcam.”
“Gidin oğlum. Ankara, en güzel günlerini yaşıyor. Büyük adam, mavi gözlü dev, büyük cengâver, o koca gazi, bize dünyaları bağışladı. O gencecik beyinden dehalar fışkırıyor oğlum… Bu millet de çok acılar, çok gözyaşları döktü… Mustafa Kemal, darlıktan bolluğa çıkarttı bizleri. Darısı senin geldiğin yerlerin başına…
Geçenlerde bir şey okudum evladım çok hoşuma gitti. Tam hatırlayamıyorsam da, aklımda kalanı aktarayım.
Bir düşünür demiş ki;
‘Asırlar uzun zamanlar içinde bir büyük adam yetiştirir… Maalesef bu da Türklere nasip olmuş. Mustafa Kemal Paşa yetişmiş.’
Maalesef demiş, çünkü kendi ülkesinden çıkmamış. Kıskanmış garip haklı olarak. Hangi Millet böyle bir kahramanı, böyle bir kurtarıcıyı kendi vatanından çıksın istemez ki! Anlayacağın bizim övünç kaymağımızı paşamızı, babamızı bizim kurtarıcımızı, sadece o düşünür değil, bütün devletler kıskanmış oğlum…
Büyük Önder Mustafa Kemal, ne diyor biliyor musun oğlum?”
“Ne diyor amcam.”
“ ‘Ne mutlu Türküm diyene’ diyor evladım.”
“ ‘Ne mutlu Türküm diyene’ ha… Bu ne güzel söz? Bu ne kadar doğru söz?”
“Öyle evladım. Ben yaşlı bir adamım. Neler gördüm, neler yaşadım?
Doğduğumdan beri hiç bu kadar huzur ve mutluluk yaşamadık. Göğsümüzü gere gere, biz Türk’üz diyemedik. Ta ki Gazi gelene, bu vatanı helal süt emmiş aslan Türk askerleri ile kurtarana kadar. Allah’ım bir daha bizi düşman zulmü altına koymasın. Seni çok iyi anlıyorum evladım. Ben de İstiklal harbinde oğlumu şehit verdim.
Bizim oralardan çok şehitler verdik evladım. Keşke ben de genç olsaydım da bu vatan toprağı için şehit düşseydim. Olmadı ne yaparsın?
Bu vatan nice şehitlerin sayesinde kurtuldu. Büyük önderin önderliğinde, şehitlerin yüzü gözü hürmetine kurtuldu.”
“Bizde de şehitler veriliyor amcam, bir bilsen…”
“Öyledir oğlum. Allah’tan dilerim. Siz de selamete çıkarsınız.”
“İnşallah amcam.”
Asar Şamil ve Rus Terzi kitabımdan…
Nazan Şara Şatana
İlgili Haberler
Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgi var derlerdi de işin doğrusu bu söz bana hep hikâye gelirdi. Hiç de hikâye değilmiş. Bayram öncesi, şehirlerarası yolculuk esnasında geçirdiğim trafik kazası bu sözün hiç de hikâye olmadığını bana öğretmiş oldu. Yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgide gittim, geldim. Her şey anlar içinde oldu, bitti. Neyse ki […]
23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]
Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]
15 Nisan haftası Güneş Tutulmasından sonraki hafta olup haftanın en olumsuz günü 21 Nisan Pazar günüdür. Güneşin katsayısı 20 Nisandan itibaren -2 seviyesine düşecektir ve Natal Güneş ve Marsı Koç, Boğa, Yengeç**, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Oğlak**, Kova, Balık olanları son derece olumsuz etkileyebilir. Bilhassa Yengeç ve Oğlak burçları 20, 21 Nisanda Tr Güneşden son […]