Fatih – Büyük Türk dizisi
Muhteşemi sollaması lazımdı.
Türkiye gariplikler ülkesi.
Bir kez daha anladım. Bin kez daha anladım. Anladım ve anladım.
Bu kadar anlayıp hala anladığım için şaşırdığıma bir mana veremiyorum.
Perşembenin geleceği çarşambadan belli değilmidir?
Bildiğim bilmediğim, yakınlarım, ailem:
“Bu iş tutmaz, muhteşemden sonra zor! Mukayese yapılacak, sınıfta kalacak.”
Muhteşem gibi bir dizi.
Üstelik muhteşemden iyi değil.
O zaman!
Çok eksikleri olan, hatalarla dolu, aynılarla bütün, bir garip, bir tuhaf dizi…
FATİH
Ben bu dizinin yapımcısı olsaydım!
Elbette herkes böyle söylüyordur, böyle dedikodu yapıyordur, böyle de ahkam kesiyordur…
Eee haklılar.
Bunu bir tek ben mi yazacağım?
Hayır, herkes yazacak.
Önem verenler yazacak, içi acıyanlar yazacak, ençok da:
BENİM GİBİ FATİH SULTAN MEHMET’E ÂŞIK OLANLAR, TAKDİR EDENLER, ÜSTÜNE TOZ KONDURMAYANLAR YAZACAK…
Yazacaklar tabi…
Şimdi Fatih Sultan Mehmet’i çekiyorsun.
Çağ atlattığı, kıyametlerin koptuğu, yerin yerden oynadığı kısmı da çekmişsin.
Allah’a hamdolsun İstanbul alınmış.
Olaylar bundan sonra da devam ediyor.
Koskoca hünkâr, koskoca Fatih Sultan Mehmet neler yapmamışki…
Ben bu konuda aman ne biliyim diyemeyeceğim.
Topkapı Şifresi kitabımı yazarken Fatih Sultan Mehmet’le ilgili kitapları sular seller gibi okudum, ezberledim. Kolay değilki o kitabı yazmak için çok uzun zamanlar araştırma yapma durumundaydım.
Bir büyükten söz edecektim.
Hata kabul etmez, eksik – fazla yazılmaz – yazılamaz…
Fatih Sultan Mehmet’in adı geçtiğinde; sadece İstanbul’dan söz etmek!
Mümkün değil ki…
O önemli devlet adamı, çok büyük olayları halletmişki, inanılmaz.
Onun dehası, aklı, öngörüsü, sözleri:
İmparatorunuza söyleyin; Şimdi ki Osmanlı Padişahı öncekilere benzemez. Benim gücümün ulaştığı yerlere, sizin imparatorunuzun hayalleri bile ulaşamaz
Bu sözleri söyleyen padişahın hayatını dile getiren dizi ilk önce heybetli olmalı.
Çok heybetli.
Hiçbir şeyden kaçınılmamalı.
Şık olmalı diye bir tabir vardır, aynen öyle olma durumundadır.
Fatih dizisinin yoksa bir anlamı olmazki.
Hepsinin en iyisi,
Herkesin en ünlüsü,
Yapılmazın – yapılanmamışı,
Olmazların – olması,
Düşünelenin ötesi!
OLMALI Kİ:
Hem Büyük Türk’e yakışsın, hem onun soyundan gelen üç sene önce başlamış olan Muhteşem Yüzyıl dizisi ve Kanuni Sultan Süleyman dizisinin izleyenlerine yakın bir izleyeci kitlesine kavuşabilsin ve konuşulsun. Denilsinki:
“İşte budur”
Bence denilmedi…
İzleyecinin dikkatini çeksin, reyting olsun düşüncesiyle; haremde olan bir iki kadının bir iki şehzade ile hesaplaşması, kandırması, kelimenin tam anlamı ile doldurması konu olmuş. Harem bu mu?
Oradaki entrikalar yazmakla bitmeyecek kadar çok.
Oradaki entrikalar en kurnaz kadınların bile aklını zorlayacağı kadar müthiş,
Oradaki entrikalar Osmanlı’nın gidişatını şekillendirmiş.
Osmanlı Kadınları mutlak surette çok önemliler.
İzlediğiniz bayan oyuncularımız sizlere bu duyguyu, bu güçlü kadınların duygularını verdiler mi? Eğer evetse ben bu işten hiç anlamıyorum…
Azametli çok güzel çok enteresan kadınlar olmalıydı…
Onların nasıl ve neler yaptığı merakı yüzünden ekran başına geçilmeliydi…
OYSA:
Entrikalar bile yetersiz,
Kıyafetler tatmin edici değil,
Resimler kartpostal gibi olmalıydı.
Haremden söz ediliyorsa, harem daha önce üç yıl boyunca verilmişse!
Bu işi yapmak zordur ama imkânsız değildir.
Bu dizi ne yazıkki diğer dizilerden hem daha şanslı hem daha şanssız…
Fatih Sultan Mehmet ismi ile peşinen kazançken!
İlk bölümde; daha bir heyecan, daha adrenelin, daha bir aşk olsa fenamı olurdu?
Asl olan buydu, beklediğimiz, beklenilen de bu sözlerimin içindekilere yakın olanlar değilmiydi?
Daha detaylı, daha gösterişli hatta daha olağan üstü sahneler ilave edilemez miydi?
Fatih Sultan Mehmet’i oynayan Mehmet Akif Alakurt’a itiraz olabilir mi?
Peki, sizce kadınlar öylemi olmalı.
Sizce o büyük adamın eşlerini oynayacak kadınlar onlar mı olmalıydı…
Hele Hele Muhteşem’de bu kadar kadınlarla; sultanlar, gözdeler cariyelerle ilgili olaylar olmuşken, bir çok oyuncu oynamış iken…
Yine diyorum ki; yeri göğü yıkın! Alınamayacak, oynayamayacak diyeceğiniz, bu işin ünlülerinden ve bu rollere çok yakışacaklardan, birilerini alsanızda milletin dudağı uçuklasın.
Daha olmadı Dünya starlarını oynatın.
Sesin yüksekten gelmesini sağlayın…
Hepimiz biliyoruz ki:
Fatih Sultan Mehmet demişki:
“İmkânın sınırını görmek için imkânsızı denemek lazım.”
(Gemilerin karadan yürütüleceğini söylerken)
Nazan Şara Şatana
İlgili Haberler
Cumhuriyetin ilanının 101’inci yıl dönümünde kutlamaların İstanbul’daki merkezi bu yıl da Kadıköy oldu. Bağdat Caddesi’nde yapılan Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü’ne yüz binlerce kişi katıldı. Yürüyüş sonunda konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı “Cumhuriyet bu ülkenin evlatlarının en büyük ve en kıymetli mirasıdır. Bu mirasa sonsuza kadar sahip çıkacağız” dedi Bağdat Caddesi’nde düzenlenen Cumhuriyet yürüyüşleri ile her […]
Bitiyatro ve Nejat İşler’in (Meddah) ortak yapımcılığında Fil Rüyası, 11 Kasım’da Baba Sahne’de prömiyer yapıyor. Günsu Özkarar’ın Galata Perform’un eğitimleri sırasında yazdığı bu oyun, Sınırlar Ötesi Tiyatro 11. Yeni Metin Festivali’nde okuma tiyatrosu olarak gösterime sunuldu. Bir terapist ile danışanın seanslarında ortaya çıkan güven, sadakat ve aşk temaları çerçevesinde bilinçaltına bir yolculukla başlayan oyunda terapiyle […]
Şair-yazar Ali Asker Barut’un Uzak Patikalar Şarkısı adıyla yeni kitabı yayımlandı. Pikaresk Yayınevi tarafından yayımlanan kitabı şair, “Sondan bir önceki şiirler” olarak değerlendiriyor. Yeni kitabında kederin, gamın sesini daha da yoğunlaştıran Tunceli doğumlu şair Ali Asker Barut, şiirini, çağıyla yüzleşen, çağıyla hesaplaşan bir çizgiye getirmiş durumda. Geçen yıllarda aynı yayınevinden Gam Divanında Keder Şiirleri ve […]
İstanbul’un siluetine modern bir dokunuş katan Çamlıca Kulesi, İstanbul Gazete ve Haberciler Federasyonu’nun organizasyonuyla gazetecilere unutulmaz bir İstanbul deneyimi sundu. Ali Rıza Yıldız’ın başkanlığında gerçekleşen bu anlamlı ziyaret, İstanbul’un her köşesini kuşbakışı izleme fırsatı sunarken, kulenin Cumhuriyet Bayramı’na özel hazırladığı kampanya da basın aracılığıyla İstanbullulara duyuruldu. Ziyarette basın emekçileri, İstanbul’a 360 derecelik panoramik bir bakış […]