Slot Siteleri

SOSYAL MEDYA HESAPLARIMIZ

MOBİL UYGULAMALARIMIZ

Kadıköy Gazetesi

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Bu Sıcakta Soğuktan Adam Donar mı?

Yayınlanma:
ABONE OL
Bu Sıcakta Soğuktan Adam Donar mı?

Teyzelerden bir teyze evinde oturuyor, soba başında, yemeğini yemiş, demlemiş çayını sıcak sıcak yudumluyor, ter basmış teyzemi ve mayışmış sobanın sıcağından.

Ve birden evinin kapısı kırılırcasına çalıyor ve birkaç köylü dalıyor içeriye.

– Abla, senin beyin dağda yakacak odun toplarken soğuktan donmuş. Başın sağ olsun, kurtaramadık, öldü demişler.

Teyzem, bir adamlara, bir elindeki çaya, bir de alev alev çatırdayarak yanan sobaya bakmış ve

– Devamsızlık etmeyin demiş, hiç bu sıcakta soğuktan adam donar mı?

********************

 

BEKRİ MUSTAFA KÖYE İMAM OLDU

 

Köyün birinde bir cenaze olur. Kaldıracak hoca bulamazlar. Az çok okumuşluğu olan Bekri Mustafa akıllarına gelir. Onu da her zaman olduğu gibi bir içki masasında kafa çekerken bulurlar. Adam önce itiraz eder ama zorlamalara tahammül edemeyerek köyün hocası olmayı kabul eder.

Bekri Mustafa, kafasına göre usullerle cenazeyi gömdükten sonra kabre doğru eğilerek bir şeyler söyler. Köylüler merakla ve de altında bir hikmet arayarak, Hoca Bekri Mustafa’ya kabirle ne konuştuğunu sorarlar. O da: “Birazdan sana sorgu melekleri gelir. Dünyadaki durumu sorarlar, Sen de “Bekri Mustafa köye imam oldu dersin, gerisini onlar anlarlar!” dedim, cevabını verir.

**********************

 

ÇATIDAKİ DEVELER

 

İbrahim Ethem Hz, her türlü imkâna sâhip, istediğini yiyen, istediğini giyen, her emri hemen yerine getirilen, yola çıktığı zaman, onlarca asker önünden, onlarca asker arkasından yürüyen, emrinde yüzlerce hizmetçi, köle olan ve refah içinde saltanat süren bir şehzade idi.

Bir gün hizmetkârlarından biri padişahın odasını toplarken yorgun düştü ve yatağın bir kenarında uyuyakaldı. Padişah İbrahim Ethem odasına girip hizmetkârı yatağında uyur görünce çok sinirlendi ve hizmetçiye kırk sopa vurulmasını emretti. İlginç olan hizmetkâr sopaları yedikçe kahkaha atıyordu. Şehzade İbrahim Ethem

– Sen ne diye gülüyorsun diye sorunca

Hizmetkâr;

– Ben birkaç dakikalığına padişah yatağında uyuya kaldığım için bu kadar sopa yediysem, sen ömür boyu yattığın bu yatak ve sürdüğün bu saltanat sebebiyle ahirette ne kadar sopa yersin diye düşünüyorum da buna gülüyorum. Der.

Sonuçta, padişahta olsa, bir an nefsine yenik düşmüşte olsa, kalbinde kibir barındırmadığı için kendisine ders veren bu eleştirinin Allah’ın bir lütfu olduğunu anlayan İbrahim Ethem kölesine kızmak yerine onu ödüllendirerek azat eder.

Tevafuk bu ya aynı gece hizmetkârının söylediklerinin nefsi muhasebesini yaparak yatağa giren İbrahim Ethem çatıdan gelen garip seslerle irkilir ve kim var orda diye seslenir.

Bir erkek bağırarak “Benim” der.

İbrahim Ethem biraz tedirgin olarak “Sen kimsin be adam” diye sorar.

Çatıdan gelen ses “Benim dedim ya, develerimi kaybettim onları arıyorum”

İbrahim Ethem bu sefer sinirli ve şaşırmış bir vaziyette sorar;

– Be adam sen deli misin? Sarayımın çatısında deve sürüsünün ne işi var.             Çatıdan gelen ses

– Ey! Padişah İbrahim Ethem, bakarım ki sen kuş tüyü yatakta, emrinde yüzlerce insan ve her türlü saltanat içinde Cenabı Hakk’ı arıyorsun ve hatta her yerde ona tabi olduğunu ve onun dediği gibi yaşadığını iddia ediyorsun da, ben kaybettiğim develerimi senin çatında neden aramayayım ve de bulmayayım? Der.

Bilinir ki bu olaylardan sonra Padişah İbrahim Ethem saltanatı, tahtı, dünya makamını terk etmiş, gerçekten Allah’a yönelmiştir. Ve bu sebeple dünya sultanları, kralları unutuluyorken, o hala hatıralarda, kalplerde ve dualarda yaşamaktadır.

********************

Şimdi, sözün özü hepimiz bizi mayıştıran sıcak sobanın başından, kuş tüyü yatağımızdan, tacımızdan – tahtımızdan, emrimizdeki insanlardan, bizim gerçekleri görmemizi engelleyen kibrimizden ve dalkavuklarımızdan sıyrılıp, dışarıya çıkmalı ve gerçeklerle yüzleşmeliyiz.

Bekri Mustafalardan, soba başı mayışmışlardan, iyi niyetle gelmiş olsalar bile yıllardır sürdürdükleri saltanat sebebiyle kibre kapılarak geldikleri yeri, kim olduklarını ve halkı unutanlardan bu milleti kurtarmalıyız.

 

author avatar
Ahmet Berhan Yılmaz

İlgili Haberler

Yazarlar
23 Nisan 2024
22 – 28 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 23 Nisan Ayın En Tehlikeli Günü! Dikkat!

23 Nisan Türkiye açısından Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ama 2024’deki 23 Nisan Dünya açısından Büyük ve Yıkıcı Olaylara gebe olabilir. 23 Nisan haftanın ve ayın en olumsuz ve düşük katsayılı günü olup bugünde Güneş (-3), Ay (-4), Merkür (-2), Venüs (-3), Plüto (-2) son derece düşük katsayıda olacaktır. Hafta boyu ve bilhassa 23 Nisanda […]

EĞİTİMDE ÇÖZÜM!
Yazarlar
16 Nisan 2024
EĞİTİMDE ÇÖZÜM!

Geçen hafta eğitim sisteminin ezberci olduğunu söylemiş, neden ezberci olduğunu örnekler vererek anlatmıştım. İşin doğrusu eğitim sistemini anlatmaya da gerek yok. Eğitimin ne durumda olduğu ortada… Bilinmeyen bir mevzu değil… İyi de iyi bir eğitim nasıl olmalıdır? Öyle değil mi? Evet! Çözüm nedir? Ne yapılırsa kaliteli bir eğitim ortaya çıkar? İsterseniz size kısa ve net […]

Yazarlar
15 Nisan 2024
15 – 21 Nisan 2024 Astroloji haftalık yorum: 21 Nisan Güneş, Merkür, Venüs Dikkat!

15 Nisan haftası Güneş Tutulmasından sonraki hafta olup haftanın en olumsuz günü 21 Nisan Pazar günüdür. Güneşin katsayısı 20 Nisandan itibaren -2 seviyesine düşecektir ve Natal Güneş ve Marsı Koç, Boğa, Yengeç**, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Oğlak**, Kova, Balık olanları son derece olumsuz etkileyebilir. Bilhassa Yengeç ve Oğlak burçları 20, 21 Nisanda Tr Güneşden son […]

Genel
09 Nisan 2024
Tatil Fotoğraflarınız: Hırsızlara Davetiye mi, Keyifli Anılar mı?

Sosyal Medyanın Hırsızlık İstatistikleri Üzerindeki Etkisi Son yıllardaki istatistikler, bayram ve ara tatiller gibi yoğun dönemlerde artan hırsızlık vakalarına dikkat çekiyor. Ancak bu artışın arkasında yalnızca geleneksel yöntemlerin değil, aynı zamanda dijital dünyanın etkisinin de olduğunu söyleyebilirim. Özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, hırsızlar giderek daha sofistike ve planlı bir şekilde işlerini yürütüyorlar. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, […]